Diş çürükleri, insan hayatının her döneminde farklı seviyelerde etkileyen bir çeşit hastalıktır. Aldığımız gıdaları (şekerli nişastalı ürünler, süt ve süt ürünleri, kolalı içecekler, meyveler vb. ) tükettikten sonra dişlerde bir miktar artık madde kalır. Şekerli gıdalar, ağzımızda bakterilerle birleşir ve asit üretirler. Dişin mine tabakasını eriterek dişi zayıflatır ve çürüğe neden olur. Diş çürükleri ile diş eti hastalıkları; kalp- damar hastalıkları, kronik solunum yolları hastalıkları, mide-bağırsak hastalıkları, yüksek tansiyon, kemik erimesi, şeker hastalığı ve kadınlarda erken doğum gibi hastalıkların da risklerini artırıyor.
Bazen dişler düzenli fırçalandığı, ağız bakımına dikkat edildiği zaman bile çürümeye yatkın olabilir. Bu genetikle, çevresel şartlar – çalışma ortamı stres hormonlar vs. ile ilgili bir durumdur. Özellikle böyle durumlarda dişleri korumak için ekstra önlemler almak gerekir. Kanal tedavisinde, öncelikle dolgu işleminde yapıldığı gibi çürük temizlenir, ardından köklerdeki temizlik işlemine geçilir. Köklerdeki sinirin çıkarılması yeterli değildir. Sinirin içinde yerleştiği kanalların da bakterilerden temizlenmesi, bakterilerin yapısını bozduğu diş dokularının uzaklaştırılması gereklidir. Hassas dokular ve küçük bir alanda çalışılıyor olması işi zorlaştıran bir etken olsa da; son teknoloji, diş yapısına uygun hareket sağlayan özel makineler üretmiştir. Bunların kullanılması seans için harcanan süreyi kısaltmış, hasta ve hekim konforunu artırmış, dişin kurtulma şansını da yükseltmiştir. Kanal tedavisi; dişin, çekilmeden önceki son şansıdır.
Dişte çürük, ilk fark edildiğinde kontrol altına alınırsa hiç gerek kalmayacak bir tedavi seçeneği olsa da, dişin çekilip o bölgenin boş kalmasından ya da ağzın içinde -ister istemez- yabancılık hissedilebilecek bir protez dokusu olmasından önce değerlendirmekten kaçınılmaması gereken bir seçenektir. Kanal tedavisinin ilk seansı sonrası ağrı, dişin üstüne basınca batma hissi görülebilir. Bunlar geçici durumlardır. Bazen diş apseli olduğunda, seans aralarında diş yeniden şişme yapabilir. Bu durumda hasta, pansuman sayısı artırılıp aralıklar sıklaştırıldığında rahatlayacaktır. Antibiyotik tedavisi de gerekebilir ancak çoğunlukla gerek kalmaz.
Flor Uygulaması ile Dişler Koruma Altına Alınabilir
Çocuklarda süt dişlerinin sağlığı, arkasından gelecek dişlerin sağlığı için önemlidir. Çocuklar diş bakımı konusunda yeterli özeni gösteremedikleri için dişlerinin korunması gereklidir. 6-14 yaş arası çocukların ağzında hem süt dişleri hem de bir ömür kullanacakları kalıcı dişleri vardır. Bu dönemlerde çocukların yeme alışkanlıkları, diş fırçalama alışkanlıklarının yetersiz olması tehlikeli bir durumdur. Çok erken yaşta diş kayıplarına sebep olabilir. Flor uygulaması ile dişler koruma altına alınabilir.
Dişlerin yüzeyine florlu jel, çürüklere karşı korumada etkili bir yöntemdir. Özellikle çocuklarda ama herkes için de geçerli olmak üzere, en az 6 ayda bir yeni çürük kontrolü varsa tespit edilip müdahale edilmesi, yoksa da koruyucu önlem olarak flor uygulanması önemlidir.