‘’Mutluluk’’ Üzerine…

Şafak Yıldızhan

Mutluluk üzerine konuşmak kimilerine gör zor kimilerine göre çok basit…

İnsanoğlunun yegane bir hedefe ve ideale ihtiyacı vardı. Yaşamak denen bu zorlu imtihanı başarıyla tamamlayabilmek, zorlu parkurları geçebilmek, zorlu ilişkileri yürütebilmek için. Ama bu öyle sihirli bir şey olmalı ki, her birey bunun için tek başına içinden gelen bir güçle savaşabilsin. Dışarıdan hiçbir baskıya gerek kalmasın. O yüzden oldukça basit olan ‘çözüm’, kendiliğinden ruhumuzun en ücra köşelerinde gelişip filizlendi, içimizi bir sarmaşık gibi sardı. Bu çözüm başlangıçta; yani ona giden yolların meşru olması durumunda içinde hiçbir kötülük barındırmadı ve gayet saftı… “Mutluluk”; evet yaşama enerjimizi her gün doğumunda yenileyen, bitmeyen kocaman bir açık kaynak. Hayattaki en büyük hedefimiz mutlu olabilmek, mutlu bir yaşam sürebilmek. İnsanoğlunun hemfikir olduğu tek konu bu olabilir. Hepimiz içine belirli oranlarda dram, hırs, tutku, aşk, merhamet, şefkat, kıskançlık katılmış romanların baş kahramanlarıyız. Bu romanların ulaşacağı tek hedef ise “Mutlu Sonlar”.  Tabi bu duyguya ulaşmak için tek bir yol yok, sonsuz ihtimaller dizisi var. Kiminin mutlu olması için güzel bir işe ihtiyacı var kiminin tutkulu bir aşka… Peki kimler bu hedefe ulaşıyor? Kimler yeterince mutlu? Mutlu olmak için çevremizdeki her şeyin mükemmel olmasını mı bekleyeceğiz? Küçük şeyler neden herkesi mutlu etmiyor?

Bu sorular insanlık kadar eski. O yüzden de bilimsel araştırmalara konu oluyor. Şimdi sizinle bana çok ilginç gelen bir araştırmanın sonuçlarını özetleyerek paylaşacağım.

İNSAN NEYE BENZER?

Bazı akademisyenler insan biyokimyasını sıcaklığı sabit tutan bir havalandırma sistemine benzetirler. Çeşitli olaylar sıcaklığı anlık olarak değiştirebilir, ama havalandırma sistemi hep aynı sıcaklığı geri sağlar. Bazı havalandırmalar 25 dereceye sabitlenmiştir, bazılarıysa 20.  İnsanların mutluluk sistemleri de kişiden kişiye değişmektedir.

1’den 10’a kadar numaralandırılmış bir ölçek düşünelim. Bazı insanlar şanslı bir biyokimya sistemiyle doğmuştur. Ve mutlulukları 6’yla 10 arasında, zamanla 8’e sabitlenecek şekilde değişecektir. Böyle birisi yabancılaşmanın hüküm sürdüğü bir şehirde yaşasa, borsa çökse tüm parasını kaybetse veya kanser teşhisi de konsa mutlu olmaya devam edecektir. Bazı insanlar ise 3’ le 7 arasında değişen ve 5’te sabitlenen daha parçalı bulutlu bir biyokimyaya sahiptir. Böyle biri samimi ilişkilerin olduğu bir toplumda yaşasa, lotodan milyonlar kazansa, olimpik bir atlet kadar sağlıklı olsa da, depresif kalır. Bu mutsuz kişi sabah 50 milyon dolar kazansa, öğleden sonra İsraillilerle Filistinliler arasında barışı sağlasa ve akşam da yıllar önce kaybolmuş çocuğuyla bir araya gelse 7 seviyesinin üstünde mutluluk hissedemeyecektir. Bir şekilde beyni mutluluktan uçacak şekilde yapılmamıştır.

Durup, ailemizi ve arkadaşlarımızı bir düşünelim. Hepimiz başlarına ne gelirse gelsin görece mutlu ve neşeli insanlar tanıyoruz, benzer şekilde dünya önlerine nasıl bir güzellik sererse sersin her zaman biraz asık suratlı kalan insanlarda. İş yerimizi değiştirince, evlenince, bir kitabı bitirince, yeni bir araba satın alınca veya konut kredisi ödemelerimizi tamamlayınca, dünyanın en tepesindeymişiz gibi hissedeceğimizi zannediyoruz; oysa bunları başarınca her zamankinden daha mutlu olmuyoruz aslında. Bütün bu güzellikler biyokimyamızı değiştirmiyor. Bize çok güzel anlar yaşatabiliyor ancak kısa süre sonra her zaman ki halimize geri dönüyoruz. Eğer biyokimyanızın mutlu olmaya elverişli olmadığını düşünüyorsanız bile şunu asla unutmayın. Mutluluğu bazıları gibi doyasıya yaşayamasanız da sizi, ona ulaşmaktan ve ulaşınca da tekrar yeni bir hedef için yola çıkmaktan hiçbir şey alıkoyamayacaktır. Bu da şanssız olan biyokimya mağdurlarını hayata karşı daha dirençli kılacaktır. Bir başka açıdan bakacak olursak kainatın içinde işletilen o muazzam adalet belki de tam burada devreye giriyordur. Haksız kazançlarla milyarder olanlar, gücü tekelinde bulunduranlar, küçük dağları yaratanlar… Evet belki onlar; bizim çikolatalı pasta gördüğümüzde yaşadığımız o küçücük mutlu hissin bile derecesine ulaşamıyorlardır. İşte bu da bizim zaferimiz olsun…

Sevgili okur, hep mutlu kal!

Ayşe Özgün

Moda ve alışveriş kategorilerinde trend stiller ve markalardaki indirimler, kampanyalar hakkında bilgiler sunar. Sağlık uzmanı olan editörümüz uzmanlaştığı alanlarda farkındalık yaratmayı hedefliyor. İletişim: ayse.ozgun@aysha.com.tr

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

seo