Ayşe Öner
Emzirmeyi seçmek, bebeğinizin hayatına en iyi şekilde başlaması için atacağınız ilk adımdır. Emzirme, en eski ve kadim besleme şekli olup bebeğiniz için türüne özel, vücudunuz tarafından bebeğinizin ihtiyacına göre kalitesi ve miktarı ayarlanabilen, onun sağlığını ve büyümesini garanti eden en özel besindir.
Kadınlar hamile olduklarını çoğu kez göğüs dokusundaki değişimden hissederler. Hormonlar, göğüsleri hamilelik döneminde bebeği beslemeye hazırlayıp, göğüs dokusundaki süt üreten birimlerin faaliyetini başlattıkları için hacım artışı, dolgunluk, hassasiyet ve ağrı oluşabilir. Göğüs ucu ile etrafındaki renkli kısım( areola) koyulaşırken, üzerinde toplu iğne başı veya biraz daha büyük yeni oluşumlar ortaya çıkar; bunlar doğal yağ maddeleri salgılayarak göğüs ucu dokusunun yumuşak kalmasını sağlar ve bebek doğduğu zaman da salgıladıkları koku, bebeğin emme arzusunu artırır. Emzirme başlangıcında dikkat edilmesi gerekenler ve göğüs ucu hazırlığı da önemlidir. Özellikle doğumun ardından bebekle (engel yaratacak durumlar yok ise; bebekte solunum yetmezliği, canlandırma uygulamaları vb.) hemen kucaklaşmanız; ten tene temas süresinin limitsiz olması gerekir ve bu sizin en doğal hakkınızdır. Talebinizi doğumdan önce doktorunuzla konuşarak bildirmelisiniz. Çoğunlukla hastanede doğum sonrası anne bebek birlikteliğine çok zaman tanınmıyor; şöyle bir görüp kısa bir süre kucağınıza verildikten sonra alınıp bebek odasına götürülüyor ve bebeğin sizinle tekrar buluşması saatler sonra mümkün oluyor. Oysa ki doğum sonrası ilk dakikalar anne bebek arasındaki bağın kurulabilmesi, bebeğin doğum şokunu atlatabilmesi, emme içgüdüsünün ve refleksinin uyarılabilmesi için çok önemli, bu limitsiz zaman hakkı, doğumu sağlayan hormonların yüksek olması, bebek ve anne arasındaki bağı güçlü yapmasının yanı sıra diğer memeli yavrularında olduğu gibi bebeğin memeyi kendi iç güdüsü ile bulup; göğsün üzerine çıkarak meme ucunu doğru şekilde yakalamasını sağlayacaktır.
Bu ilk kucaklaşma sonrasında bazı bebekler emme işini bilerek doğarlar ve emme arzuları çok yüksek olur, sizin desteğinizi almadan memeyi kapar ve istekle emerler. Çoğu bebek ise göğüs ucunu yalar, biraz emer, durur ve sonra tekrar arar, emer, yine durur. Bu durum ilk saatler hatta ilk birkaç günün emme özelliğidir. Ancak gelecek günler de giderek bebeğinizin emmesi güçlenecek, emme arzusu artacak, sabırla ve beraberce emme ve emzirme sanatını öğreneceksiniz. Derin uyuyan, özellikle gündüz uzun uyuyup gece uyanık kalan bebekleri; gündüz saatlerinde en çok 2,5 saatte bir emzirmek için uyandırın. Bebeğinizin yeni doğduğu bu dünyaya sağlıklı bir başlangıç yapması için “anne sütü” nün önemini hiç unutmayın…
İlk sütün (kolastrum) bir damlası bile bebek için çok yararlı olup, zengin antikor içerir; ilk sütte kanımızdan 100 kat fazla antikor mevcuttur ve mutlak ona vermeniz gereken özel bir üretimdir. 1 cc. kolastrum 580 kalori içerir bu sebeple bebeğim aç kalıyor kan şekeri düşer, doysun da uyusun gibi bir beklenti içinde olmamalısınız.
Olgun insan sütü gelmeye başladığında göğüsleriniz rahatlar ve sanki çeşme açılmış gibi sütünüz akar, göğüsleriniz yumuşamaya başlar. Olgun insan sütü gelmeye başladıktan itibaren her öğün tek göğüs emzirmelisiniz. Çünkü olgun sütün başlangıcı oldukça suludur, sütün yağlı kısmı yukarıda süt üreten hücrelere yakın durur. Ön süt kanallara sızan ve süt havuzunda biriken laktozdan zengin olan kısmıdır, biraz oradan biraz diğerinden verecek olursanız bebek bu ön sütle karnını doyurur ve büyüten, besleyen yukarıdan inen sütü kullanamamış olur, ayrıca ince bağırsaklarda laktozu enerjiye dönüştüren laktaz enzimi yetersiz kalıp laktoz fazlası bağırsaklarda kalarak mayalanıp gaza yol açar ve bebek istenilen kiloyu da alamaz. Bu nedenledir ki olgun süt geldiğinde her öğünde tek meme emzirmek önemlidir. Yağın yanı sıra yukarıdan inen süt; enzimler, antikorlar, bağışıklık ve büyüme faktörlerinden de zengindir. Siz hala bebeği biraz sağ biraz sol göğsünüzden emzirmeye devam edecek olursanız bebeğiniz doyacak ama kısa sürede tekrar acıkacak ve kilosu istenilen seviyeye gelemeyecektir. Sütünüzün yeterli olmadığı, mama takviyesine ihtiyacı olduğunu şaşırarak öğreneceksiniz. Oysa ki sütünüz var, bebeğiniz sizi emiyor. Doktora gittiğinizde bebeğinizin istenilen kiloya gelmediği görüldüğü zaman, bebek emmesine rağmen sütünüz ona yaramıyor olduğuna inanacak ve bu sizde yetersizlik ve suçluluk duygusu yaratacaktır. Yaramayan süt yoktur, emzirme de hata yapıyor olabilirsiniz.
SÜT EN DOĞRU NASIL SAKLANIR?
Pompaladığınız sütünüzü buz dolabınızda 72 saat, buzlukta bir ay, derin dondurucu da 3 ay koruyabilirsiniz. Bebeğe vermek için çıkardığınızda ise 33 derecede ılık su dolu bir kabın içine koyup, bu kabı da içinde sıcak su olan diğer bir kabın içine koyarak oda hararetine getirip biberonla veya kaşıkla verebilirsiniz. Tabi ki en ideali emzirmektir ama bunu yapamadığınız zamanlarda mama vermek yerine alternatifiniz gene kendi göğsünüzden sağarak biriktirdiğiniz kendi sütünüz olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü nün ön gördüğü emzirme süresi iki ila dört yıldır. Dört yıl açlık yaşayan ülkeler için olabilir ama 3 ila 3,5 yaşına dek emziren anneler tanıyorum.
EK GIDAYA GEÇİŞ…
6 ay yalnız başına anne sütü bebeğiniz için yeterli olup onun metabolizmasını ve bağışıklık sistemini hazır hale getirir. 6. aydan sonra sindirim sisteminde ek gıda için gereken enzimler de oluşmuştur ve bağırsaklar ek gıdayı tolere edebilir. Ek gıda denemeleri yapabilirsiniz ama aceleci olmayın; hala bebeğiniz için en iyi olan sütünüzdür, bu denemeler ona katı gıdayı ve kaşığı öğretme alıştırmalarıdır. Bir veya iki kaşıktan sonra onu emzirin, iki tane pişmiş sebze için süt öğününü ondan çalmayın. Aceleci ve ısrarcı olmazsanız katkı gıdaları öğrenme merakı bebeğinizin yeni tatları deneme heyecanını arttırır. Verdiğiniz katı gıda kadar su da vermeye başlamalısınız. Emzirmek tüm yaşam için annenin çocuğuna verebileceği en değerli armağandır. İnsanın naturasını en doğru şekilde oluşturan ve yaşam boyu onu sağlıklı kılan, koruyan bu olağanüstü hayat iksiri annelerin bedeninde yapılmaktadır. Doğum sonrası emzirmek yeni yaşam tarzınız ve en eski kadim bebek besleme şeklidir.