Vitrinde beğendiğiniz giysilerin üzerinize tam olmasını ve içinde kusursuz mu görünmeyi istiyorsunuz? Vakit kaybetmeden zayıflamak istiyor, çareyi şok diyetlerde mi arıyorsunuz? Aman yapmayın! Instagram, Facebook ve Twitter gibi sosyal medya uygulamaları hayatımıza girdiğinden beri şok diyetleri çok fazla duyar olduk. Ananas yumurta diyeti, süt ve muz diyeti, 3 günde 5 kilo verdiren diyet, x sanatçısının 15 kilo verme diyeti ve daha nicesi…
Şok diyetler genellikle tek tip beslenmeden oluşan, günlük 1000 kalori ve altında kalori alımı olan, sağlığımız için elzem besin öğeleri açısından yetersiz diyetlerdir. Evet, bu tarz diyetler kısa vadede tartıda kilo kaybettirip tatmin etse de, aslen hayalini kurduğumuz vücut hatlarına bizi ulaştıramazlar. Üzerine bir de saçlarınız dökülmeye, tırnaklarınız kırılmaya başlar. Uzun dönemde yapılan, yeterli ve dengeli beslenmeyle kilo kaybı sağlayan diyetlerde kilo çoğunlukla kalıcı olarak yağ kütlesinden verilirken şok diyetlerde yağdan kayıp sağlanmaz. Diyeti bıraktığımız andan itibaren hop bir de bakmışız verdiğimiz kiloyu fazlasıyla geri alıvermişiz.
NEDEN SAĞLIKLI BESLENME LİSTELERİ YERİNE ŞOK DİYETLER?
Cevap basit, yalan vaatler! Bilimsel dayanağı olmayan forum sitelerinde okuduklarımız ya da komşumuzun anlattığı sihirli şekilde tartıda kilo kaybettirdiği vaadedilen diyetler… Sosyal medyayı aktif kullandığımız şu günlerde karşımıza çıkan düzgün fizikli mankenler, sıfır bedensen güzelsin(!) ne giysen yakışır algısı bizi zayıf olmaya özendirip pembe hayallere dalmamızı sağlıyor. Hali ile bizlerde şıp diye zayıflamak istiyoruz.
AMAAN DAHA ZAMAN VAR ZAYIFLARIM (!)
Özellikle yaz aylarının başlamasıyla hızlı bir şekilde zayıflama telaşına girip, yeterli ve dengeli beslenme programı yerine çareyi şok diyetlerde ararız çünkü kaybedecek vaktimiz yoktur. Aynı hatayı mezuniyet, düğün gibi önemli gecelerde görünüşümüzle gecenin yıldızı olmak için de yaparız. Önemli olan dengemizi bozup aç kalmak değil, zayıf olup giydiğimizi yakıştırmak değil mi?
AMA YANLIŞ!
Kurtarıcı gözüyle bakılan ve aç bırakan, tek tip beslenmeye iten şok diyetler sadece tartıda anı kurtarır, sonrası hüsran… Vücudumuz istediğimiz görünümde olmaz çünkü yağlarımız bizi terk etmezler. Üstelik kas kütlesi ve su dengesini bozduğumuz için sağlığımıza olan olumsuz etkileri ve besinlerden tiksinmemiz de cabası! Başka bir tercih nedeni ise çeşitli sebeplerle (diyetten sıkılmak, diyeti bir yük olarak görmek) yapılan sağlıklı diyeti bırakıp başka çözüm yolu aramaktır.
SÖZÜM ONA “BESLENME UZMANLARI”
Bir kaç kursa giden ya da bilimsel olmayan bilgiler öğrenip diyetisyencilik oynayanlara da bu durumda gün doğar, hemen patlatırlar bir şok diyet! Denesem ne olur mantığıyla çıkılan bu yoldan acilen dönülmelidir. Neden mi? Bilinçsiz diyetler sonucunda sağlıksız kilo alıp vermek metabolizmamızı yavaşlatarak, kilo kaybı üzerinde olumsuz etkiler bırakır. Haliyle ileriye dönük kilo problemleri de kaçınılmaz olur.
PEKİ İNANDIK, ŞOK DİYETİ YAPTIK… YA SONRA?
Şok diyetlere başvuran bireylerde yeterli ve dengeli beslenme bilinci oluşmaz. En kötü tabloda budur.
Makro besin elementleri açısından yetersiz olan bu diyetler vücudumuzun hormonal dengesini bozup menstüriel düzensizliklere sebep olabilirken, vitamin ve mineral açısından yetersizlikler osteoporoz, kansızlık, dikkat dağınıklığı gibi durumlara yol açabilirler. İşte size birkaç eksi daha!
Uzun süreli açlık sonrası vücutta yaşanan ani su kaybı halsizlik, tansiyon düşüklüğü ve baş dönmesine sebep olup motivasyonumuzu etkileyebilir. Bunun üzerine bir de gerginlik ve sinir hali eklenir ki tadından yenmez.
SÜRPRİZ!
Yavaşlayan metabolizmamızla kilo verebilmek için daha az kalori almak gerekir. Normal diyete dönüldüğünde ise verilen kilonun daha fazlası geri alınır. Sağlıksız şekilde sürekli kilo al-ver durumu vücutta çeşitli deformasyonlara sebep olur; çatlaklarımız oluşur, parlayan cildimiz solar, güzel saçlarımız dökülür. O özenilen vücutlar artık uzaklardadır…
MUCİZE BESİNİM ZAYIFLAT BENİ!
Tek tip beslenmeye dayalı şok diyetlerde, vücuda belirli bir besinin uzun süre girmesinden kaynaklı intolerans gelişebilir veya organlarımızda tahribat sağlayabilir. Örneğin son zamanlarda popüler olan arpa diyeti çölyak hastalığına neden olabilirken; uzun dönem yapılan yüksek proteinli şok diyetler özellikle böbreklere ciddi zararlar verir. Sadece sıvı alımına dayalı şok diyetlerde su zehirlenmeleri oluşup, bilinç kaybına kadar ilerleyen ciddi tablolar görülebilirken, vücudun elektrolit dengesini bozup kalp problemlerini ortaya çıkarabilir.
Her zaman popüler olan doğru değildir, popülariteye ayak uyduracağız diye sağlığımızdan olmayalım. Düşük kalorili diyetler sadece belli protokol çerçevesinde, medikal tedavi gerektiğinde hekim, diyetisyen, psikolog gibi profesyoneller tarafından önerilip gözetim altında yapılmalıdır. Bu özel durumlar dışında en güzel kilo kaybetme yönteminin bir beslenme uzmanı eşliğinde, besin öğelerini yeterli ve dengeli alarak olduğunu unutmamalı, sağlığımızı tehlikeye atmamalıyız. Anlık faydasının(!) yanında çok fazla zararı bulunan bilinçsizce yapılan şok diyetlerden mümkün olduğunca uzak durmalıyız ki sonrasında ne umdum, ne buldum demeyelim.
Uzm. Diyetisyen Zehra Bora