Havaların soğuması ile birlikte yetersiz beslenmeden dolayı bağışıklık sisteminiz savunmasız hale gelmesin. Mutfağınıza ve beslenme alışkanlıklarınıza ekleyeceğiniz bazı gıdalarla bu kışı hastalıksız geçirebilirsiniz.
Aşağıda yer alan besinleri sık sık uygun porsiyonlarda tüketerek bağışıklık sistemini kuvvetlendirebilir ve bakteriyel dengeyi düzenleyebilirsiniz. Besin takviyesi ve multivitamin kullanmak yerine dengeli ve zengin bir beslenme ile mikroplara karşı kalkan oluşturabilirsiniz.
Taze Süt Tüketin
Günlük süt bağışıklığı kuvvetlendirici ve alerjilere karşı koruyucu yararlı bakterileri içerir. Özellikle A vitamini, çinko ve enzimler açısından oldukça zengin olmasının yanı sıra bağışıklığa faydalı yağ asitlerini de barındırır.
Hindistan Cevizi ve Hindistan Cevizi Yağına Mutfakta Geniş Yer Açın
Metabolizma ve tiroit için mükemmel bir besin olan hindistan cevizi, vücudumuzda bulunan laurik asit açısından da zengindir. Laurik asit monolaurin oluşumunu sağlar. Monolaurin, anne sütünde bulunan ve bebeğin bağışıklığını güçlendiren bir bileşikti ve iyi bir bağışıklık sistemi için laurik asidin vazgeçilmezdir. Yemeklerinizi hindistancevizi yağı ile pişirebilir, lezzetli ve sağlıklı sonuçlar alabilirsiniz.
Yüksek Proteinli Mantar
Mantar, içerdiği C ve B vitamini, kalsiyum ve yüksek protein sayesinde bağışıklığı güçlendirmesinin yanı sıra içerdiği beta-glukan adlı güçlü bileşikler uzun süre bağışıklığı koruyucu etkiye sahiptir. Makrofajlara ve diğer temizleyici beyaz kan hücrelerine bağlanarak anti-enfeksiyon özelliklerini aktive eder. Güne mantarlı omlet ile başlayarak ilk adımı atabilirsiniz.
Hem Renkli Hem Lezzetli: Yaban Mersini ve Ahududu
Antioksidan özellikleri oldukça yüksek olan yaban mersini ve ahududu iyi birer bağışıklık güçlendiricidirler. Yaban mersini aynı zamanda rengini veren antosiyanin gibi güçlü fitokimyasallar açısından da zengin olması ile birlikte diğer meyvelere oranla şeker oranının düşüktür. Yulaf ezmesi ile birlikte tüketebilir veya içeceklerinizin içine ekleyebilirsiniz.
Savaşçı Sarımsak
Antibakteriyel, antiviral ve antifungal özelliği sayesinde zararlı mikroorganizmaların çoğuna karşı gelen sarımsak, çok iyi bir savaşçı besindir. En iyi özelikleği ise sentetik antibiyotiklerin aksine bakteri, virüs veya mantarların sarımsağa karşı direnç oluşturamamasıdır. Sarımsaktan en iyi şekilde faydalanabilmek için taze olmasına ve soyulduktan sonra en çok 1 saat içinde tüketilmesine dikkat edilmelidir. Sağlığımız ve bağışıklığımız için her gün sarımsak tüketmemiz olumlu yönde grafikler çizecektir.