Sevgili okur; bu kez çok beğendiğim bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Ve ilk ağızdan, hiç değiştirmeden aynen aktarıyorum. Anlatıcı ise ‘Abraham Twerski’. Evet, buyurunuz…
“Stres ve stresi nasıl görmemiz gerektiği hakkında size söylemek istediğim bir şey var. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü pek çok insan derslerimden hatırladıkları bir şeyin de bu olduğunu söylüyor.
Bir dişçinin ofisine gönderilmiştim ve ‘Istakozlar Nasıl Büyür?’ isimli bir makaleye göz gezdiriyordum. İstakozların nasıl büyüdüğünden bana ne?
Ama ilgimi çekmişti. Makale, ıstakozun sert kabuk içinde narin, yumuşak bir hayvan olduğunu söylüyordu. Ve bu sert kabuk hiçbir şekilde genişlemiyor. Peki ıstakozlar nasıl büyüyebiliyor? Istakoz büyüdükçe sert kabuk onu sıkıştırıyor, kendini rahatsız hissediyor. Avcı balıklardan korunmak için bir kaya oluşumunun altına gidiyor. Kabuğunu çıkarıp atıyor ve yenisini oluşturmaya başlıyor.
Zamanla, büyüdükçe kabuk rahatsız ediyor ve tekrar kayanın altına gidiyor. Aynı işlemi birçok kez tekrarlıyor. Istakozun büyümesine imkan sağlayan tetikleyici onun rahatsızlık duymasıdır. Eğer ıstakozların doktorları olsaydı hiçbir zaman büyüyemezlerdi. Çünkü ıstakoz rahatsız hissedince doktora giderdi ve doktor ona antidepresanlar verirdi. Bu şekilde kendini iyi hissederdi. Kabuğunu hiç bir zaman kıramazdı…
Bence stresli zamanların, ayrıca büyümenin bir işareti olan zamanlar olduğunun farkına varmamız gerekiyor. Eğer zorlukları uygun şekilde kullanırsak; zorluklar aracılığı ile büyüyebiliriz.
Doğadan öğreneceğimiz daha çok şey var. İyi bir gözlemci olabilmemiz dileğiyle sağlıcakla kalın…