Eylül Ayının Kültür Sanat Notları

Eylül ayı ile birlikte birçok film de vizyona girdi. Etkinlikler sahne almaya başladı. Yeni kitaplar ise okurlarını raflarda hazır bekliyor. Eylül ayı ile enerji katsayınız bizce artacak. Kültür mantarı arkadaşlar edinmeniz an meselesi. Ajanda dosyamız hazır. Okunmayı bekliyor…

 

FİLM

Baba Nerdesin Kayboldum

Yıllardır sinema sektöründe çalışan ve hayallerine kavuşamayan Aşkın, babasının ölümüyle memleketine geri döner. Aşkın bir yandan babasının ölümünün acısını çekerken bir yandan da yıllar önce reddettiği hayatına geri dönmesinin yıkımını yaşar. Kendisine sürekli yeni bir yer arayan Aşkın; ailesi, yakın arkadaşı Ali ve onu değiştirmeyi kendisine görev edinmiş Oya arasında yeni bir hayat kurmaya çalışır. Aşkın, değiştirmek istediği bu dünyada düşlediği hayatı kurabilecek midir? Dram türündeki filmin yönetmen koltuğunda Ahmet Karaman otururken, başrollerini Baran Akbulut, Yıldız Çağrı Atiksoy ve Yiğit Kirazcı paylaşıyor.

MİSAFİR

Yakınlarını Suriye’deki savaşta kaybeden 7 yaşındaki Lena, küçük kız kardeşiyle birlikte onları Türkiye’ye götüren bir yolculuğa çıkar. Lena, bir yandan zor şartlar altında yaşamını sürdürebilmek için para kazanmak, diğer yandan da küçük kız kardeşine annelik yapmayı öğrenmek zorundadır. Ailesinin öldüğünü kabullenmeyi reddeder ve ısrarla Suriye’ye geri dönmek ister. Bu meşakkatli yolculukta karşılaştığı tüm engelleri aşarak bir kahramana dönüşür. Filmin yönetmenliği “Her Şey Aşktan” filmi ile adından bahsettiren Andaç Haznedaroğlu üstleniyor. Senaryo da kendisine ait…

Şafaktan Önce

 

Gerçek bir hikâyeden uyarlanan aksiyon ve gerilim türü filmde, Tayland’ın en ünlü hapishanelerinden birinde üç yıl hapis yatan İngiliz boksör Billy Moore’un hayatı anlatılıyor. Hapishane içerisindeki çete savaşları ve uyuşturucu ile mücadele eden Moore, hapishane müdüründen muay thai boks turnuvalarına katılabileceğini öğrenir. Aldığı haber hayata yeniden tutunmasını sağlar. Özgürlüğüne kavuşmak için tek şansının dövüşmek olduğuna düşünen Moore, bir dövüşten başka bir dövüşe savrulacağı bir maceraya atılır. Fransız yapımlı film dili İngilizce ve Tayca’dır.

 

SERGİ

ŞİMDİ VE BURADA

 

Dila Yumurtacı “Şimdi ve Burada” isimli ilk kişisel sergisinde içeri/ dışarı olan, beden/ beden dışı, akan/duran ve bilinç/bilinç dışı ikilemleri üzerinden zaman, beden ve zihin ilişkilerini sorguluyor. “Ekstaz Hali” isimli serisinde beden hareketlerinden kendisine kalan hislerin görsel yansımalarını gözleri kapalı resmederken, “Deep Pink / Derin Pembe” isimli fotoğraf işinde izleyiciyi bedenin içinde bir yolculuğa davet ediyor. Bu eserlerde ağırlıklı olarak kullanılan pembe rengi ise kültürel kodların bizi yönlendirdiği gibi kadınlığa değil, bedenin kendisine referans veriyor. Sanatçının “Akış” ve “Küçükken Gördüklerim” serileri ise farklı zaman algıları üzerine şekilleniyor. “Akış” serisinde renk blokları üzerinden sarkan ipler var olduğumuz mekânlardaki zaman algımıza işaret ederken “Küçükken Gördüklerim” serisinde çocukken çektiği manzara fotoğraflarını renk blokları halinde resmediyor. Bu iki seride her bir renk öbeği zamanın zihnimizde bıraktığı izler, mekânlar haline geliyor.

Sergide beden ve zaman ilişkisi üreme, kadın ve doğun üzerinden de sorgulanıyor. Bedenin farklı yerlerinde bir yumurtaya yuva yaratmaya çalıştığı “Yumurtacı” fotoğraf serisi aynı zamanda kendi soyadına ironiyle yaklaşıyor.

 

 

Kuzgun Acar Anısına

 

 

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), geometrik soyut çalışmalarıyla Türkiye heykel sanatında önemli bir yeri olan Seyhun Topuz’un ‘Kuzgun Acar Anısına’ isimli eserini bahçesinde sergilemeye başladı. Seyhun Topuz’un, sanatçı Kuzgun Acar’ın ölümünün 40. yılı vesilesiyle restore edilerek 2016 yılında SSM’de sergilenen ‘Kuşlar – Soyut Kompozisyon’dan ilhamla ürettiği eseri, onunla aynı yerde, Sakıp Sabancı Müzesi’nde sanatseverlerle buluşuyor. Heykel sanatının kitlelerle iletişim kurmasını sağlayan değerli iki sanatçının eserleri 1 Ekim 2018 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

Bakış Açıları

İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nin koleksiyon sergisi, 1960’lı yıllardan itibaren fotoğraf alanındaki deneysel üretimleri içeriyor. Sergi, müze koleksiyonunda yer alan farklı kuşaklardan altı sanatçıyı kompozisyon, malzeme ve ele aldıkları konuları yeniden düşündükleri çalışmalarıyla bir araya getiriyor. Sanatçılar geleneksel fotoğrafın sınırlarını yeniden şekillendirmeye devam ederken, bu sürece paralel ortaya çıkan dijital fotoğrafla birlikte analog olanın ters yüz oluşuna şahit oldular, dijital imajlardan hareketle yeni bir görsel dilin olanaklarını zorladılar; zaman zaman da dijitalle analoğun yan yana geldiği üretimlerde bulundular. Bunun sonucunda dijital fotoğraf, analoğu hükümsüz hale getirmiş gibi görünse de her ikisinin de bir arada yer aldığı fotoğraflar üretmeye devam ettiler. 25 çalışmanın yer aldığı bu seçki, İstanbul Modern Fotoğraf Koleksiyonu üzerinden günümüz fotoğrafına dünü ve bugünü içeren bir perspektiften bakmayı hedefliyor. Sergi Eylül ayı boyunca İstanbul Modern’de gösterimde olacak.

KİTAP

Hikâye Dehası

 

Sonunda sadece bir sayfa elde edebilmek için kan ter içinde yüzlerce sayfa yazıp bir kenara atmak her yazarın en büyük korkusudur. Yazma topluluklarındaki geçerli bakış açısı, bu soruna dair sadece iki yol olduğunu söylüyor: Doğaçlama ve taslak oluşturma. Hikâye koçu Lisa Cron kariyerini, bu yöntemlerin neden işe yaramadığını ve beynimizin okuduğumuz her hikâyeden yararlanmak için ne yapması gerektiğini araştırarak geçirdi. Tüm bunları, nedenleri bilime dayanan güçlü kanıtlarla elde edip “Hikâye Dehası” adlı kitabında, bir fikrin ilk ışıltısından roman yaratma ve küçük bir fikirden büyük bir taslağa dönüştürme yolculuğuna dair detayları adım adım anlatıyor.

Bizim Alzheimer Hikâyemiz

Alzheimer konusunda aktif olarak çalışan, Emmy Ödüllü televizyon muhabiri Meryl Comer, Bizim Alzheimer Hikâyemiz isimli kitabında, kocasının Alzheimer hastalığıyla mücadelesini ona sonuna kadar evinde bakmayı seçmiş bir eşin gözünden anlatıyor. Meryl Comer’in kocası Harvey Gralnick’e 1996’da erken başlangıçlı Alzheimer teşhisi konduğunda, Ulusal Sağlık Enstitüsü’nde hematoloji ve onkoloji araştırmasını yönetiyordu. Meryl kocasındaki değişiklikleri fark ettiğinde ona teşhis konabilmesi için yıllarca mücadele ederken sevdiği insanın ve hayatlarının uğradığı değişimin her ânını yönetmek zorunda kaldı. Yazar bu yıkıcı durumu ve onun hem hastalar hem de hasta yakınları üzerindeki etkilerini büyük bir dürüstlükle kaleme alıyor. Hasta ya da hasta yakını olarak toplumun büyük kısmını hedefine alan Alzheimer hastalığı ve onun yol açtığı derin ve büyük hasarı anlamak için büyük bir içtenlikle kaleme alınmış en doğru kaynaklardan biri.

 

SAHNE   

Seninle Başım Dertte

Türk müziğine kattığı yüzlerce unutulmaz beste ile Türkiye’nin en büyük değerlerinden usta sanatçı Selami Şahin’in hayatlarımıza dokunduğu ölümsüz şarkıları, canlı orkestra ve güçlü oyuncu kadrosu eşliğinde Bir Selami Şahin Müzikali ‘ Seninle Başım Dertte ‘ ismi altında seyirci ile buluşacak. Başrollerinde Toprak Sağlam, Lider Şahin, Suna Keskin ve İsmail Düvenci gibi isimlerin yer aldığı müzikal, 80’li yılların rengarenk, eğlenceli ve bir o kadar romantik zamanlarını nostaljik sahneler ile birleştirerek izleyiciyi zamanda adeta bir yolculuğa çıkaracak. Annesinin şöhret yapma hayalleriyle şehir şehir dolaşarak şarkıcılık yapan Neriman karakterinin İstanbul’da çalıştığı mekânın taksi şoförü İbrahim ile aralarında yaşanan masum aşk hikayesinin anlatıldığı dönem müzikalinde, aşklarının önündeki aşılamaz engeller, İbrahim’in herkesten sakladığı sırrı ve Neriman’ın şöhret basamaklarını Küçük Çiftlik Gazinosu’nda bir bir tırmanması 80’li yıllara özgü tarz ve tavırla, Selami Şahin şarkıları işlenerek anlatılıyor. Müzikal eylül ayın ilk haftası İzmir, Bursa, Balıkesir tiyatrolarında sahnede olacak.

Niyaz: The Fourth Light Project ft. Azam Ali

Elektro akustik tarzları ile öne çıkan Niyaz, enteraktif görsel tasarımcı Jerome Delapierre ile birlikte ortaya koydukları “The Fourth Light Project” işinde alışılmışın dışında sürükleyici, birden fazla duyuya hitap eden performansıyla izleyicilerle buluşuyor. The Fourth Light multimedia projesi; İran, Türkiye ve Hindistan elektro akustik müzik kültürünü buluşturan Niyaz’ın en yeni projesi. The Fourth Light, bilinen ilk Sufi mistik kadın şair Rabia Al Basri’nin elyazmalarından ilhamını alıyor. 8. yüzyılda Irak’ta yaşamış olan Al Basri, bugün Sufi mistisizminin kalbinde yatan ilahi aşk ve vahdet-I vücud doktrinlerini ortaya atan bir azize olarak hatırlanmakta. Niyaz, The Fourth Light Project ile zengin Sofi mistisizmiyle Orta Doğu’nun şiir ve türkülerini akustik enstrümanlar ve modern elektronik müziğin tınıları ile buluşturuyor. “The Fourth Light Project” işleriyle Sofi mistisizmini elektro akustik tarzlarıyla birleştirmeyi başaran Niyaz: The Fourth Light Project, 27 Eylül’de Zorlu PSM’de!

II Divo

Klasik eserlere getirdikleri özgün yorumlarla büyük bir fenomene dönüşen dört tutku dolu sesten oluşan dünyanın ilk ve en başarılı klasik cross-over grubu Il Divo, yeni çıkacak albümleri “Timeless”’ın dünya turnesi kapsamında  Piu Entertainment organizasyonu ile 14 Eylül’de Volkswagen Arena’da! İspanyol Carlos Marin, İsviçreli Urs Buhler, Fransız Sebastien Izambard ve ABD’li David Miller’ın bir araya gelmesiyle oluşan Il Divo, pop başta olmak üzere farklı müzik türlerinden şarkılara getirdikleri opera düzenlemeleriyle 2004’ten bu yana biletleri tamamen tükenen dev turnelere imza atmaya devam ediyor.

Ayşe Özgün

Moda ve alışveriş kategorilerinde trend stiller ve markalardaki indirimler, kampanyalar hakkında bilgiler sunar. Sağlık uzmanı olan editörümüz uzmanlaştığı alanlarda farkındalık yaratmayı hedefliyor. İletişim: ayse.ozgun@aysha.com.tr

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın