Köşe yazarımız Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşe Duman bu ay sizler için Uzman Fizyoterapist Osteopat Benek Öztürk ile çok faydalı bir röportaj gerçekleştirdi. Gebelikte yaşanan ağrılar, sebepleri, tedavi süreçleri ve doğum sonrası spor hayatı ile ilgili merak ettiklerinizin hepsi bu söyleşide.
Bilmeyenler için biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
Fizyoterapist ve Osteopatım. Osteopati, hastalıkların nedenleri üzerine araştırma yapan bir alan; yani semptomatik değil hastayı bütüncül olarak görür, problemin kaynağını bulup ona göre tedavi planlayan bir alan. Tedavi materyallerimiz, tamamen manuel teknikler. Mesela iç organ tedavileri, kranial tedaviler, paryetal dediğimiz kas ve kemik üzerinden yapılan tedaviler. Yani oraya parmaklarla dokunarak veya baskı yaparak bir iyileşme süreci başlatıyoruz, vücudun aslında kendi kendini iyileştirmesini izliyoruz.
Kadın bedeni gebeliğe ve doğuma hazırken, bunun için yaratılmışken niçin gebelikte ağrı oluyor?
Gebelikte vücut, bebeğin büyümesi ile birlikte oluşan değişimlere adapte olmak üzere programlıdır aslında. Bu uyum, hormonal değişiklikler, kan akımının arttırılması, rahmin büyümesi, vücut ağrılık merkezinin öne aktarılması ile sağlanır. Tabi bunlar olurken kaslara ve eklemlere daha çok yüklenileceği için anne adayları bazen ağrı hissedebilirler. Tabii ki beslenme alışkanlıkları, aktivite düzeyi, çevresel ve psikolojik faktörlerin de buna etkisi var. Unutulmaması gereken nokta ağrı, gebeliğin herhangi bir döneminde ortaya çıkabilecek bir komplikasyonun habercisi de olabilir aynı zamanda.
Ne tür ağrılar olur gebelikte, size en sık hangi ağrılar ile geliniyor?
Genellikle karın, kasık, kalça, bel ve baş ağrıları ile geliyorlar.
Aslında bütün beden birbiri ile iletişim halinde olduğundan dolayı her ne kadar karın bölgesinde bebek taşınıyorsa da buradaki değişiklikler bedenin her noktasını etkileyebiliyor. Peki, ağrı olduğunda ilk ne yapmalı, hangi ağrıda bir uzmana başvurmalı?
Eğer ağrı ile beraber kanama varsa; ateş, kusma, ishal varsa, bu ağrı dinlenme ile geçmiyorsa, vajinadan doku geliyorsa hiç vakit kaybetmeden bir hekime başvurmak gerekir. Eğer annenin durumu stabilleşirse ve eşlik eden bir komplikasyon yoksa o zaman kişiyi fizyoterapistler değerlendirmeye alırlar. Fizyoterapistler gebelik öncesini de dahil ederek analiz yapıp manuel testler ile problemin sebebini bulmaya çalışırlar.
Ağrılı lohusalık döneminde annelerin bütün emzirme keyfi kaçıyor böyle olunca insan emzirmeyi de reddedebiliyor. O yüzden ben hep hastalarıma önce kendi konumunu ayarlamalarını, en rahat pozisyonu almalarını söylüyorum. Anne ne kadar rahat olursa bebek de o kadar mutlu olur. Peki bu tür ağrılarda, gebelik ağrılarında neler yapıyorsunuz, nasıl yardımcı oluyorsunuz?
Germe ve güçlendirme egzersizleri yapıyoruz. Solunum egzersizleri, masaj, osteopati, pilates kullandığımız teknikler ama bunların sadece ağrılar üzerinde değil birçok şey üzerinde faydası var. Mesela annenin uyku problemlerini çözümleyebiliyor, kaygı ve depresyon problemlerinde onu rahatlamak için de fayda sağlıyor. Aynı zamanda kilo kontrolünü sağlamış oluyoruz. Ödem, şişlikler, uyuşmalar azalıyor. Doğum da aynı zamanda kolaylaşıyor, doğum sonrası da toparlanma hızlanıyor.
EGZERSİZLERİ EŞLER İLE BİRLİKTE YAPILMALI
Gebelikte spor yapılır mı? Kadın hem spor yapmak istiyor hem korkuları var, hızlı hareket edersem çocuğu düşürür müyüm ya da zarar verir miyim vs. Bu şekilde belki de kendisine fayda sağlayacak bir şeyden uzaklaşmış oluyor…
Karşılıklı yapılan kontak sporlar ve takım sporları yapılmamalıdır. Biz fiziksel ve fizyolojik sınırlar içerisinde yapılan egzersizleri tavsiye ediyoruz. Gebelik egzersizleri basit düzeyde fakat dikkat gerektiren yapıdadır, kişi bilinçli olarak aklı ile vücudunu kontrol eder ve vücut farkındalığı arttıkça biz egzersizlerin direncini artırırız. Ve bu hayatın geneline yayılmaya başlar. Yüzme ve yürüyüş yaygın olarak tavsiye ettiğimiz sporlar arasında, biz aslında egzersizleri de yürüyüş ve yüzmenin de eşler ile birlikte yapılmasını öneririz. Çünkü birliktelikten doğan hormonal salınımın etkisi çok daha büyük oluyor. Güven duygusu artıyor, kalp problemleri engellenmiş oluyor. Mesela kadının eşi ile el ele yürüyüş yapması çok daha faydalı…
Doğumdan sonra ne zaman spora başlanır?
Doğumdan sonra herhangi bir komplikasyon yoksa tabii ki hekim görüşü ile birlikte altıncı haftada egzersizlere başlayabiliriz. Yani lohusalık bittiğinde normal hayata geri dönebilir.
Sezaryen doğum yapan kadın karnım böyle mi kalacak diye panikliyor. Özellikle sezaryenden sonra karın hareketleri yine altıncı haftadan sonra yani lohusalık bittiğinde başlayabilir mi?
Emzirmenin rahmin hızlı küçülmesi noktasında bir faydası var, emzirme olmasa da sabırlı olmak gerek. Vücut hamilelik sürecine birden girmiyor; belli bir zaman dilimi içerisinde giriyor ve tekrar eski haline dönmesi için gereken süreç doğal karşılanmalı. Sezaryenden sonra da eşlik eden özel bir durum yoksa anne adayları lohusa sonrası egzersiz programına alınabilir.
KASLARIN BİLİNCİNDE OLMAK ÇOK ÖNEMLİ
Peki, pelvik taban egzersizlerinin anne adaylarına hamilelikte, doğumda ve sonrasında faydaları nedir?
Pelvik taban, karından leğen kemiklerine kadar uzanan organları bir ağ gibi aşağıdan örten kas dokusu aslında. Bu organlar mesane, rahim, kalın bağırsağın son noktası ve yumurtalıklar. Pelvik taban bu organların düzgün çalışmasını destekliyor. Eğer anne adayı bu yapının farkında olursa doğum esnasında nefesini doğru yere doğru yönlendirebilirse doğumu çok kolaylaştırır ve yırtıkları azaltmış olur. Aynı zamanda yanlış ıkınmaya bağlı hemoroid problemlerinin önüne geçer. Bir de bazı anne adaylarında doğum öncesinde ve sonrasında idrar kaçırma problemleri ile karşılaşıyoruz, bunların da üstesinden gelmiş olur. Yani vücut farkındalığı, kasların bilincinde olmak çok önemli.
Egzersizin sıklığı ne olmalı? Çünkü kadın bir süre sonra bıkıyor, her gün buna vakit ayıramayacağını düşünüyor…
Egzersizler maksimal kalp hızının %70’inde, haftada 3-5 gün ve günde 20-30 dakika yapılmasında optimal olur. Bizim baktığımız kriterlerden biri de egzersizleri yaparken yanındaki kişiyle sohbet edilebilir düzeyde olması gerekiyor, yani nefes nefese olmaması gerekir. Bu şekilde olduğunda zaten bir süre sonra fayda görmeye başlayacağı için kendisi de motive olup egzersizlerini yapmaya başlayacaktır. Egzersizler ne çok açken ne çok tokken yapılmalıdır.