Az ve öz kavramının geçerli olmadığı, şıklığın ve şatafatın şehri Milano’da, bu sezonki moda haftası adeta 5 günlük bir şölen yaşattı. Gucci ve Bottega Veneta bu yıl Milano’da değildi ancak Versace, Fendi ve Prada gibi şovlar Milano Moda Haftası’nın görmeye alışık olduğumuz ritmini korudu. Gucci bu sezonki şovunu Paris’te düzenledi. Bottega Veneta ise yeni kreatif direktörü Daniel Lee’nin ilk defilesini şubat ayında sunma kararı aldı. Bu iki önemli moda evinin eksikliği hissedilse de gerek defileler gerek sokak stilleri önceki moda haftalarını aratmadı.
Son zamanlarda moda sektöründe yer alan eşitlik ve çeşitlilik tartışmalarının Milano’da sergilenen defileleri etkilediğini gördük. Bu sebeple koleksiyonların konuşulduğu kadar podyumda farklı ırk, renk, beden ve yaştan modellerin bulunması da konuşuldu. Özellikle Philipp Plein defilesi bu konuda dikkat çekti. Şovu Winnie Harlow açarken, çok sayıda siyahî model podyumda yürüdü. Halime Aden de podyumda öne çıkan isimler arasındaydı.
Dolce & Gabbana defilesi ise adeta yıldızlar geçidi gibiydi. Monica Belluci’den, Carla Bruni’ye birçok ünlü isim Dolce & Gabbana’nın yeni koleksiyona ait parçalarını taşıdı. “İnsanların kendi kimlikleriyle mutlu hissetmelerini sağlamak” fikriyle oluşturulan koleksiyonla ilgili tasarımcı Domenico Dolce “Hepimiz kendi hayatlarımızın kral ve kraliçeleriyiz!” dedi ve tabiri caizse bütün defile bunun kutlaması idi. Abartılı kıyafetlerle göz dolduran koleksiyonda yoğun nakışlar, emprime kumaşlar, volanlı pelerinler ve siyah elbiseler geniş yer tuttu.
İkonik şovlardan biri de Moschino şovuydu. “Koleksiyonu tamamlamaya vaktim olmadı dolayısıyla elimizde sadece taslaklar var.” diyen tasarımcı Jeremy Scott, koleksiyondaki parçaları kalemle karalanmış gibi görünecek şekilde işledi. Koleksiyon hazırlıklarına harcanan emeği de böylece zeki bir biçimde sergilemiş oldu. Defilenin kapanışını yapan Gigi Hadid’in taşıdığı uçan kelebeklerle çevrili gelinlik de sezonun hitlerinden biri oldu.
Her sezonun en beklenen defilelerindendir Prada. Fondazione Prada’da gerçekleşen defilede konuklar Verner Panton tasarımı şişme oturaklarda oturdu ve zemine her konuğun oturduğu yerin dünyadaki konumunun coğrafi koordinatları işlendi. “Fondazione ile hayatı tanıştırmak istedik çünkü bazen sanat yeterli değildir” diye belirten Miuccia Prada, koleksiyonda daha çok gençlere hitap etti. Bisikletçi şortları, A kesim saten tunikler, diz altı çoraplar, 60’lar ve 70’ler esintileri taşıyan zarif ceketler geniş yer kapladı.
Cepler ve cepler… Fendi defilesinin ana teması ceplerdi diyebiliriz belki de. Üzerinde deri cepleri olan şeffaf bir yağmurlukla başladı şov. Devamındaysa cepli ipek bluzlar, kemerler, pantolonlar ve parkalar sergilendi. İkonik çanta Baguette bu defileyle geri dönüş yaptı. Instagramda gördüğümüz ve sezonun en hit trendlerinden olan bisikletçi şortları birçok defilede olduğu gibi Fendi defilesinde de yer aldı. Aynı zamanda Fila ile işbirliği gerçekleştiren marka spor giyim dünyasına Fendi esintilerini taşıdı.