“İstanbul Muhafazakar Modanın Başkenti Olmaya Aday”

Geçtiğimiz ayın en büyük olaylarından birisi Mizalle markasının Four Seasons Hotel’de gerçekleşen göz alıcı lansmanıydı. Bizler de Mizalle lansmanı için İstanbul’a gelen ünlü influencerlar Sabrine Cat, Muna Jama ve Feeeya ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik…

Moda ve sosyetenin önemli isimlerinin yanısıra yurtdışından üç ünlü influencer markanın lansmanına katılmak için Türkiye’ye geldi. Mizalle’in yurt dışındaki moda elçisi olacak olan Sabrine Cat, Muna Jama ve Feeeya bir gün öncesinde boğazın büyüleyici atmosferinde tüm gün süren bir tekne gezisi ile ağırlandılar. Biz bu üç güzelle Pera Palas’ın en güzel localarından birisinde kahve eşliğinde sıcak bir sohbet gerçekleştirdik.

Modadan İslama fobiye, Instagram’da yaşamaktan güzellik trendlerine birbirinden renkli konularda aklınızdaki hemen her şeyi sorduk. Bu üç kadın farklı ilgi alanları, yaşam tarzları ve hayat görüşlerine rağmen buluştukları iki önemli nokta var, moda ve sosyal medya.

İstanbul’u muhafazakar modanın başkenti olmaya aday bulan bu göz alıcı kadınlar, hayata bambaşka yönlerden bakan, enerjik, yaşam dolu ve hayatına kendisi yön vermiş kadınlar…

Sabrine nasıl bir kadındır, sabahları uyanma motivasyonu nedir?

Ben yaşamayı çok seviyorum.  Hayat benim için güzel giyinmekten, gezip tozmaktan daha fazlası. Mutluluk için mutlu olmaya çabalamak gerekiyor. Ben günün bana güzel şeyler getireceği inancıyla uyanıyorum.

İstanbul’u nasıl buldunuz?

Aslında bu İstanbul’a ikinci gelişim. Yıllar evvel kısa bir gezi için gelmiştim ve o zaman bana İstanbul’un tarihi yerlerini gezdirmişlerdi, Sultanahmet, Eminönü gibi. Bu sefer başka bir İstanbul gördüm Boğaz’da, yaptığımız gezi gerçekten muhteşemdi.

Şehrin içinden bu kadar canlı bir su yolunun geçmesi gerçekten inanılmaz. Ama en çok İstanbul’un kadınlarına bayılıyorum ben, herkes bambaşka gibi, renkli ve canlı. Açık ve kapalı kadınların böyle yan yana yaşamaları ve birlikte çalışmaları gerçekten muhteşem.

Üstelik bu sefer iki gün erken geldim, tam bir turist turu yaptım, Mısır çarşısını alt üst ettim mesela. Nişantaşı butikleri aklımı başımdan aldı. Bence İstanbul muhafazakar modanın başkenti olmaya aday.

Mizalle koleksiyonu hakkında ne hissettiniz?

Mizalle koleksiyonu İstanbul kadınları gibi, her tarz ve trend var içerisinde. Günlük şıklık da var; bir davete katılırken giyebileceğiniz kıyafetler de.

İnsanlar evliliğinizi ve eşinizle ilişkinizi çok merak ediyor. Hatta Instagram’da paylaştığınız “iyi bir evliliğin ipuçları” çok beğeni almıştı. Sizce ailede mutluluğun sırrı nedir?

Bence mutluluğun tek bir sırrı yok aslında. İnsanlar birbiriyle bir uyum yakalıyor ve o ilişkinin kendi içinde kuralları oluyor. O kurallara uyabilmek her iki taraf için de çok önemli. Birbirini kırmadan, aradaki bağları ve köprüleri yıkmadan iletişim kurabilsek keşke eşimizle. Ben ilişki uzmanı değilim ama mutlu bir evlilik için çabalıyorum.

Instagram’da aldığınız olumsuz yorumlarla nasıl baş ediyorsun?

Aslında ilk başlarda daha hassastım, zamanla görmezden gelmeye alıştım. Evet örtülüyüm ama geleneksel şekilde kapanmıyorum. Dini açıdan olması gerekenin en iyisini yapmadığımın farkındayım ama kimse mükemmel değil.

Bazen boynum ya da saçın görünüyor diye yorumlarda fazlaca eleştiri alıyorum, ama kimse benim Allah ile ilişkimi bilemez. Ben onları tanımıyorum, onlar da beni tanımıyor. En azından muhafazakar giyiniyorum, bedenimi göstermek konusunda sınırlarım var.

İnsanlar fazlaca yargılayıcı, namazımı bilmiyorlar mesela, gündelik hayatta neler yaşadığımı bilmiyorlar. Instagram’da paylaştığım sadece eğlenceli şeyler, ben dini bir figür değilim.

En çok eleştiri aldığım konulardan birisi genç kızları kötü etkilemek meselesi. Halbuki ben aksine örtünmenin çeşidi olmasının genç kızların hayatını ve örtüye bakışını kolaylaştıracağını düşünüyorum. Birden bire kapanmak, abaya giymek, tümden görünüşünü değiştirmek bence adım adım gitmekten daha zor. Önce bir türban ve kot giyebilir, zamanla daha tesettürlü bir yaşam benimseyebilir. Keskin geçişlerin daha zor olduğunu düşünüyorum.

Bol bol seyahat ediyorsunuz ve gezilerinizi, kıyafetlerinizi, zaman zaman da eşinizi Instagram’da paylaşıyorsunuz. Bazen hayatınıza çok fazla insan davet etmişsiniz gibi geliyor mu? Ne kadarını paylaşıyorsunuz yaşamın?

Benim sınırım aslında eğlence. Sadece eğlenceli şeyleri paylaşıyorum. Beni takip eden bütün insanlar hayatımda misafir aslında ve ben istediğim odaları açıyorum onlara.

İlişki konusunda özellikle, mesela çocuk konusunda çok soru soruluyor ve genellikle cevapsız bırakıyorum çünkü o eşimle benim özelim. Aslında Instagram’da gerçeklik sosu olan bir hayali paylaşıyoruz birbirimizle, herkes biliyor ki hayat o kadar tozpembe değil, ama benim sayfam öyle. Dolayısıyla kimin neyi göreceğinin sınırını çizmiş oluyorum.

MISS UNIVERSE PODYUMUNDA BİKİNİ İLE YÜRÜMEYİ REDDEDEN MUNA JAMA İLE TANIŞIN

Muna Jama Mizalle lansmanı için İstanbul’a gelen kadınlardan birisi de son zamanlarda yerli ve yabancı medyada hakkında sıklıkla konuşulan kadınlardan birisi. 2017 yılında jürinin favorisi olarak boy gösterdiği Miss Universe güzellik yarışmasının finalinde bikini giymeyi reddederek bir plaj elbisesi giyen Jama üzerinde geçen zamana rağmen hala kendisinden bahsettiriyor.

Eğer geçtiğimiz yıl Miss Universe yarışmasını takip ettiyseniz, Muna Jama’nın podyumdaki yürüyüşünü hayranlıkla seyretmiş olmalısınız. Bu genç ve güzel kadınların güzellik endüstrisinin yıllardır asla esnetilemeyen kurallarını bir manifesto gibi ortaya koydukları görüntüleriyle sarsmasına siz de bayılmıyor musunuz?

Malum güzellik yarışmaları kamplarda yarışmacıların maruz kaldıkları ağır diyetler ve spor programları ile, birbirinin aynısı makyajlar ve bikiniler ile aynı tornadan çıkmış gibi kadınların birbirine benzemesi ile sıklıkla eleştiriliyor.

Halima Aden’in açtığı tesettür mayosu yolunda bu sefer bambaşka bir kadın yürüdü, kapalı değil ama Müslüman ve kendi bedeninin sınırlarını kendisi çizen bir kadın.

Zeki, enerjik, dünya meselelerini dert eden muhteşem bir kadınla tanıştım ben Pera Palas’da, siz de tanışın isterim.

 

Muna Juma kimdir, bize kendinizden ve geçmişinizden bahseder misiniz?

Beni ben yapan en önemli şey büyüdüğüm çevre sanırım. İngiltere’de bir Müslüman olarak büyüdüm ve dinini yapabildiği şekilde yaşamaya çalışan bir Müslümanım.

Yaşadığım mahallede farklı milletlerden ve kültürlerden insanlarla bir arada büyüme ve okuma şansım oldu. Yan komşumuz Hint asıllı kalabalık bir aileydi. Öbür tarafımızda ise Polonyalı yaşlı bir çift yaşıyordu. Biz mahalle olarak hep etkileşim halindeydik,

Cadılar Bayramı’nda karşımızda yaşayan İtalyan çiftten, Ramazan Bayramı’nda Müslüman komşularımızdan şeker toplamaya giderdik. Ailem Somali asıllı ve güçlü kadınların ön planda olduğu bir aile.

Anneannem mesela benim kimliğimin oluşmasında büyük katkıları olan bir kadındır. Beni güzellik yarışmasına başvurmam için yüreklendiren de oydu. İnanılmaz zeki ve açık görüşlü bir kadın. Belki de kim olduğumu onun sayesinde buldum.

Miss Universe’de bikini yerine uzun bir pareo ile yürümeniz çok konuşuldu. Nasıl verdiniz bu kararı?

Ben hayatımda hiç bikini giymedim ve giymeyi de düşünmüyorum. Miss Universe organizasyonuna bikini yürüyüşünde daha kapalı bir şey giyeceğimi belirtmiştim. Aslında kabul ettikleri için de çok sevinçliyim.

Podyumu benimle farklı bir tercih yapan kadınlarla paylaştım. Birlikte orada, sahnede göz önündeydik ve bu farklılık beni çok mutlu ediyor. Bence feminizm budur, farklı inanç ve tercihteki kadınların özgürce ve yan yana yürüyebilmeleri.

Geçtiğimiz yıl kuraklık mağdurlarına yardım etmek için Somali’ye gittiniz. Nasıl bir deneyimdi?

Aslında yardım etmek için gittiğim yerde yardım aldım. Kendi kişiliğim için büyük bir dönüşüm oldu. Sadece gördüğüm buradan bakınca anlaşılması zor boyutlardaki fakirlik değildi. Ailelerdeki farklılığı görmek benim de hayatıma farklı bakmamı sağladı.

Mesela anne baba göç etmek istiyor ama ailenin gençlerinde inanılmaz bir enerji var; “Biz buralıyız burada kalıp burayı geliştirmeliyiz” diyorlar. Ya da tam tersi Batı’ya göç etmek isteyen gençleri durduruyor ailenin büyükleri. Benim Somali’de gördüğüm metanet falan değildi. Aksine büyük bir yaşam enerjisi ve hayata devam etmek arzusu var.

Güzellik yarışmasına katılmak sizin için neleri değiştirdi?

Aslında güzellik yarışması benim için güçle ilgili bir konu. Modanın tek taraflı yüzünün kadınlar sayesinde değişeceğine inanıyorum. Podyumda yürürken kendimi yenilmez gibi hissettim. O kadar coşku dolu hissettim ki her kadının bunu yaşamasını dilerdim.

Ama en güzel yanı annemin tepkisiydi. Annem yabancı bir ülkede 10 çocuk büyütmüş bekar bir kadın ve onu hiç o kadar neşe dolu görmemiştim. Tanıdığı herkese Miss Universe Great Britain finalistlerinden birisinin kendi kızı olduğunu söyledi.

İstanbul’u nasıl buldunuz?

Hayatımda gördüğüm en güzel şehirlerden birisi. İstanbul Boğazı beni gerçek anlamda büyüledi. Denizin bu kadar yakınında ve şehirle iç içe konaklar her yerde görebildiğimiz bir şey değil.

İstanbul kadınına bayıldım ben. Müslüman olsun olmasın, başörtülü olsun olmasın bütün kadınların sokaklarda yan yana yürüyebilmeleri, birlikte olabilmeleri bana çok umut verici geldi.

Mizalle koleksiyonunu nasıl buldunuz?

Ben en çok kumaşların kalitesini sevdim. Her kesimden insanın kendisine göre bir şey bulabildiği bir koleksiyon olmuş. Tarzlar, stiller, renkler o aklar zengin ki arasından Lansman için hangisini seçeceğime karar vermem çok uzun zaman aldı açıkçası.

MUHAFAZAKAR MODA’NIN STARI: FEEEEYA

Eğer sosyal medyanın yerlisi ve misafiri diye bir tabir varsa Feeeya Instagram’ın tapu sahibi kadınlarından birisi. Muhafazakar modanın figürlerine yönelik ilginin yalnızca tesettürlü kadınlarla sınırlı olmadığının en önemli göstergesi Feeeeya’nın profili; her inançtan ve toplumdan kadın takip ediyor, yorum yapıyor ve sırada ne var merak ediyor. Mizalle Lansmanının starlarından Feeeeya kimdir?

Amerika’nın Carolina eyaletinde yaşarken doğup büyüdüğü Dubai’yi çok özlediğini fark ederek oraya taşınan Feeeeya aslında bir dünya vatandaşı. Sürekli seyahat ediyor, farklı kültürleri tanıyor ve elbette bol bol fotoğraf paylaşıyor.

Büyürken annesinin stilinden ilham aldığını belirten Feeeeya lafı hiç dolandırmıyor: “Lüksü seviyorum”. Sosyal medya ile ilişkisi daha önce başladığı feeeeya.com adlı bloğuna destek olsun diye giriştiği bir macera, önceleri Isntagram’ı bir tür arşiv alanı olarak kullanmış. Zamanla takipçilerinin arttığını ve hayal bile edemediği noktalara geldiğini görüyor.

İstanbul’a defalarca gelmiş olmasına rağmen Boğaz’da yaptıkları tekne gezisinin asla unutulamayacak bir gün olduğunu söylüyor ve ekliyor: Türkiye her zaman size sıcak kollarını açan bir komşu gibi, kim olursanız olun burada iyi ağırlanıyorsunuz.

Emine Merve Şerbetçi

Ayşe Özgün

Moda ve alışveriş kategorilerinde trend stiller ve markalardaki indirimler, kampanyalar hakkında bilgiler sunar. Sağlık uzmanı olan editörümüz uzmanlaştığı alanlarda farkındalık yaratmayı hedefliyor. İletişim: ayse.ozgun@aysha.com.tr

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın