Bali Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Sahiller göz alabildiğine kumsal ama iç taraflarda gerçek Bali kültürü ve insanıyla tanışabilirsiniz. Belki de rehberimiz Putu haklı, onlar mutluluğun sırrını keşfetmiş bir halk.”

Bali’nin kültürel merkezi olan Ubud’daki Kupu Kupu Barong Oteli’ne yerleşiyorum. Burada birkaç gün kalıp sahil kenarında Jimbaran’da başka bir otelde dönmeden önce deniz güneş tatili yapacağım.

Ubud, adanın içinde pirinç tarlalarıyla dolu bir bölge. Otel odasının camından göz hizasında baktığınız zaman, yemyeşil jungle görünüyor. Gözünüzü biraz aşağı çevirdiğinizde gürül gürül akan bir nehir ve dağın yamacına teras teras yapılmış pirinç tarlası dikkat çekiyor. Yakınlarda hiç yapı gözükmüyor. Sanki ormanda tek başına kalmışım. Odanın dışında ufak bir havuz ve tül perdeleri olan bir kamelya var.

Bali’nin çoğu Hindu. Her yanından salkım salkım ipimsi dallar uzanan Banyan Ağacı, kutsal ağaçları çünkü bu ağacın dalları yere değince yeniden kökleniyor, bu da ölümsüzlüğünü ve kutsallığını kanıtlıyor. Banyan Ağacı’nın gövdesine siyah beyaz kareli bezler sarıyorlar. Bu bezler iyi ve kötü ruhları sembolize ediyor. Ağaçların aralarında maymunlar tırmanıyor. Yiyecek vermeye kalktığınızda başınıza bir sürüsü üşüşebilir aman dikkat!

Hawaii’nin geleneksel çiçeği olan Plumeria’nın ağacı çok az yapraklı. Hatta insan ağacın kurumuş olduğunu bile düşünüyor. Yaprak az olsa da çiçekler sebil. Tüm dağlar yemyeşil teraslandırılmış ve pirinç yetişiyor. Pirinç hasadı alındıktan sonra ise tarlaya düşen pirinç taneleri zayi olmasın diye ördekleri tarlaya salıyorlar. Ördekler pirinçleri yiyor, çiftçiler de semirmiş ördekleri.

Bali sahillerinde gelgit çok fazla görüldüğünden kıyıya vuran deniz kabuğu ve renkli taşları toplayarak geçimini sağlayan insanlar var. Gündüzden geceye 50 adımlık bir gelgit oluyor.

Her ev minik evciklerden oluşuyor. Bahçe kapısının içinden baktığınızda tam karşınızda ufak bir duvar gözüküyor ki, gelen geçenin içeriyi görmesin ve kötü ruhlar içeri girmesin. Kötü ruhlar köşeleri dönemediklerinden, bu duvar sayesinde kapıdan direk eve giremiyorlar.

Kadınlar ev dışında çalışamıyor çünkü dini törenlere hazırlık yapmaktan başka işte çalışmaya zamanları kalmıyor. Rehberimiz Putu bizi evine götürdüğünde, karısını harıl harıl yapraklardan çanaklar yaparken buluyoruz. Bu çanaklara biraz pirinç, bir çiçek ve tütsü koyup, her sabah ilk rüzgar esintisiyle tapınaklarındaki putların önüne birer birer bırakıyorlar.

Tapınakların kapısında verilen sarong denen uzun bir kumaş parçasını ve de sarı kuşağı belinize bağlıyorsunuz. Her tapınağın giriş kapısı dağ gibi sivri ve yüksek iki kanatlı kapıdan oluşuyor. Kapılar iyi ruhların yaşadığı dağları sembolize ediyor. Tapınaklarda dağlardan gelen suların aktığı banyolarda Hindular yıkanıp günahlarından arınıyorlar.

Fille bir tur attıktan sonra gün batımını izlemeye deniz kenarına yöneliyorum. Bu arada egzotik meyvelerin da tadına bakmadan edemiyorum.

Akşam Ubud’da sarayın bahçesinde geleneksel Bali dansı seyretmeye gidiyorum. Dünyanın her yerinde felaketler yaşandığından ve kötü insanlar şeytanlıktan başka şey düşünmediğinden, cennetten tanrılarla tanrıçalar sık sık dünyaya geliyor ve barışı sağlayıp sanat ruhunu yaymaya çalışıyor.

Düğünlerde önce kız erkeğin evine gidiyor, aile tapınağında bir düğün yapılıyor ve erkek tarafının tanrılarının kutsanması gerçekleşiyor, sonra aynı şey kızın evinde yapılıyor ki kız tarafının tanrıları da hoşnut kalsın.

Bebeğe isim bulmak çok kolay. Doğum sırasına göre her cinsiyetten çocuğa aynı isim veriliyor. İlk çocuk için belirlenmiş 3 isim var, sonraki çocuk için başka bir set isim var. Beşinciden sonra ilk isim setine geri dönülüyor.

‘Luwak’ adında, kediye benzer bir hayvan duydunuz mu hiç? Daha da önemlisi, yiyip sindirmeden dışkısından attığı kahve çekirdekleriyle yapılan kahvenin dünyanın en pahalı kahvelerinden biri olduğunu duydunuz mu hiç? Kilosu 650 dolar. Kahveyi ve ünlü Bali masajını denemeden gelmeyin. Ubud merkezinde çok uygun fiyata masaj bulabileceğiniz gibi otelinizde de lüks bir masaj alma imkanı var.

Sahiller göz alabildiğine kumsal ama iç taraflarda gerçek Bali kültürü ve insanıyla tanışabilirsiniz. Belki de rehberimiz Putu haklı, onlar mutluluğun sırrını keşfetmiş bir halk.

Mehpare Sözener

Türkiye Gezginler Kulübü Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Mehpare Sözener, Aysha Dergi yazarlarındandır. Seyahat, gezi, yaşam konularında yazılar kaleme almaktadır.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın