Akciğer ve Hastalıkları

Akciğerler yaşamsal önem taşıyan organlardır. Ne var ki, genellikle bu organlara gerekli özen gösterilmediğinden, sigara ve çevre kirliliği gibi olumsuz etkenlerden zarar görmeleri kaçınılmazdır.
Akciğerler yaşamsal bir işlevi yerine getirirler. Gerekli oksijenin solunan havadan kana emildiği ve artık karbondioksidin atıldığı gaz alışverişi akciğerlerde gerçekleşir.

Akciğerler, esnek lif ve bağlarla desteklenmiş bir boru sistemine benzetilebilir. Bu sistemde, içlerinde kan ve hava bulunan iki tür boru sık bir örgü yapacak şekilde bir araya gelir ve içlerindeki kanla sıvı sürekli birbirine karışır.

Sağdaki akciğer, solda kalp daha fazla yer kapladığından biraz büyüktür. İki akciğer de loblardan oluşur. Soluk borusundan ayrılan bronşlar loblara girip dallara ayrılır. Sağ akciğerde üç lob vardır: üst, orta ve alt. Sol iki loba ayrılır: alt ve üst. Loblar birbirinden “fissür” (yarık) adı verilen girintilerle ayrılır. Fissür’ler göğüs röntgeninde göründüklerinden, birçok konuda doktorlara önemli ipuçları verirler. Konumlarına bakarak, yukarıya ya da aşağıya kayıp kaymadıkları saptanarak, akciğerin belli bir bölgesinde büzülme (kolaps) olup olmadığı söylenebilir.

Soluk borusu girişi, yutkunduğumuzda kapanarak yiyeceklerin akciğerlere kaçmasını önleyen, “epiglot” adlı kanatlı bir kapakçıkla korunur. Bu mekanizma işe yaramayıp yiyecek soluk borusuna kaçarsa, çok şiddetli bir öksürük olur.

Çalışma biçimleri

Akciğerler göğüsten çıkarılsalar, söndürülmüş balon gibi küçülürlerdi. Hacimlerini, üstlerini ve göğüs kafesinin iç yüzünü kaplayan “plevra” adlı zarın ürettiği sıvıyla sağlanan yüzey gerilimiyle korurlar. Bu özelliklerini açıklayan en iyi örnek, üst üste konmuş iki camdır. Üst üste konmuş iki kuru cam, rahatça birbirinden ayrılır, ama ıslak olurlarsa suyun yüzey gerilimi camları bir arada tutar. Ayırmanın tek yolu camları birbiri üstünden kaydırmaktır.

Akciğerleri göğüs duvarından ince bir sıvı tabakası ayırdığı sürece akciğerler büzüşmez. Göğüs kafesi genişlediğinde, akciğerleri de genişletir ve böylece hava, oksijen ile karbondioksit alışverişinin gerçekleştiği “alveol’lere (kılcal damarlarla çevrelenmiş milyonlarca hava kesesi) girer. Soluk verilince kaburga kasları yavaşça gevşer. Akciğerlerle göğüs duvarı arasındaki boşluğa hava girerse, yüzey gerilimi kırılır ve akciğerler büzüşür.

Yüzey zarı tahriş olur ya da iltihaplanır ise, aşırı miktarda sıvı üretir. Bu sıvı göğüs duvarı ile akciğerler arasında birikir. “Sulu zatülcenp” diye bilinen bu durumun tıptaki karşılığı “plevral efüzyon’’dur.
Alveol’lerdeki oksijen-karbondioksit değiş tokuşu saniyenin onda birinden daha kısa sürede gerçekleşir. Oksijen, kandaki hemoglobin tarafından alınır ve alyuvarlar karbondioksit yüklerini, verilen solukla dışarı atılmak üzere alveol’lere bırakırlar.

Akciğer Hastalıkları

  • Akciğer kanseri
  • Allerjik akciğer hastalıkları
  • Astım,
  • KOAH
  • Bronşektazi
  • Kronik öksürükler
  • Pnömoni (zatürre)
  • Plörezi (akciğer zarında sıvı birikmesi)
  • Sarkoidoz
  • Pnomotoraks (akciğerin sönmesi)
  • Pulmoner Emboli (akciğer embolisi)
Ayşe Özgün

Moda ve alışveriş kategorilerinde trend stiller ve markalardaki indirimler, kampanyalar hakkında bilgiler sunar. Sağlık uzmanı olan editörümüz uzmanlaştığı alanlarda farkındalık yaratmayı hedefliyor. İletişim: ayse.ozgun@aysha.com.tr

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın