Eski Çin’de akupunkturla iyileşmenin Yin ve Yang enerjileri arasındaki bozuk dengenin yeniden kurulmasıyla sağlandığına inanılıyordu. Ancak günümüzde bilimsel çalışmalar, akupunktur etkisinin en az iki değişik kuramla açıklanabileceğini öne sürmektedir.
“Kapı kuramı”,sinir yollarında, tıpkı bir kapıyı kapatırcasına ağrı oluşumunu önleyen refleks mekanizmalarının bulunduğunu öne sürer. Neden ortadan kaldırılmasa da, kapıların kapanmasıyla ağrı azaltılmış olur.
Öteki kuram ise akupunkturun etkisini “endorfin” adı verilen iç salgılara bağlar. Tıpkı morfin gibi bunların da ağrı kesici etkileri vardır. Akupunkturun endorfin salgılanmasına neden olduğunu ve bu salgının beyne giderek ağrı iletimini engelleyen mekanizmayı harekete geçirdiğini gösteren kanıtlara rastlanılmıştır.
İki kuram da yalnızca akupunkturun ağrı giderici etkisi ile insanın kendini iyi hissetmesini sağlayan yönünü açıklamaktadır. Ancak, olağanüstü iyileştirme gücü iddialarını açıklamaya yönelik hiçbir kuram geliştirilmemiştir.
Akupunkturun Yararları
Akupunkturdan yalnız ağrı gidermek için değil, çok sayıda başka sorunlara çözüm getirmek için de yararlanılmaktadır: Baş ağrısı, romatizma ağrıları, sindirim bozuklukları, astım, yüksek tansiyon, uykusuzluk, anksiyete, âdet bozuklukları, vb. Ayrıca doğumda, hattâ açık kalp ameliyatında da kullanıldığı olmuştur.
Akupunkturun faydalarından bir diğeri kişinin kendisini rahat ve iyi hissetmesini sağlamaktır. İşte bu yüzden günümüzün en yaygın sorunlarından biri olan stres kaynaklı rahatsızlıklarda, hem korunma hem de tedavi amacıyla seçilebilecek uygun bir yöntemdir. Ancak, enfeksiyon riski olan ciddi şeker hastaları ile kortizon tedavisi gören kişilerde ve hemofili gibi pıhtılaşma bozuklukları olanlarda akupunktur uygulanmamalıdır.
Akupunturun Kökeni yazımızı okudunuz mu?