Asbest Hastalığı Nedir
Asbestin ticari alanda kullanımı XIX. yüzyılın sonlarında başlamış ve zararları daha o günlerde görülmüştür. Hastalık, solunduğu zaman akciğerlerde fibrozis (akciğer dokusunda, bağdokusu artışı ile kalınlaşıp sertleşme) yapan bu mineralle çalışan kişilerde ortaya çıkar. Hafif biçimleri ancak göğüs röntgeni çekilerek anlaşılır.
Asbestoz’un belli başlı belirtileri soluk darlığı, kanda oksijen azalması sonucu oluşan, deride mavimsi mor renk (siyanoz) ve parmak uçlarında davul tokmağına benzer kalınlaşmalardır.
Asbest lifleri bedendeki hücrelere girerek, kanser için de uygun bir ortam hazırlayabilirler. Asbestle doğrudan karşı karşıya kalanlarda akciğer ve karınzarları etkilenmekte, akciğer kanseri ile mide ve bağırsak kanserleri görülebilmektedir.
Asbestin yol açtığı akciğer kanseri, sigaranın neden olduğu kansere benzer. Sigara içen asbest işçileri için ise tehlike daha da büyüktür. Tümörlerin daha çok, binalarda kullanılan mavi renkli asbest sonucu oluştuğu sanılmaktadır. Bağırsak kanseri ile ilgili veriler kesin sonuca götürecek nitelikte değildir. Ama asbestle çalışan işçilerin tehlike içinde oldukları açıktır.
Asbestten Korunma
Geçmişte asbestin etkilerinin gözardı edilmesi, büyük zararlara yol açmıştır. Günümüzde oluşan bazı tümörlerin bile 30-40 yıl önceki kirlenmeye bağlı olduğu görülmüştür.
Günümüzde tehlike bilinmektedir. Bu mineralle çalışanlar, özel giysi ve maskeler, ortamdaki asbest miktarının denetlenmesi ve çeşitli temizlenme olanakları gibi önlemlerle korunmaktadır.