Dr. Ender Saraç, Aysha Dergi Ramazan Özel Sayısı için ruh ile oruç tutmayı kaleme aldı…
İslam alemi için çok özel olduğuna inandığımız, kabul ettiğimiz Ramazan ayı başladı. Ramazan ayında iki grup insan var. Bir grup insan sabah güneş doğmadan ve güneş battıktan hemen sonrası arasında aç kalıp, su içmiyor. Bir de oruç tutan grup var. Yanı insanlar Ramazan’ın ne kadar önemli olduğunu ve ne kadar büyük bır derinliği olduğunu bilseler sabah akşam saatleri arasında aç kalmak yerine oruç tutmayı tercih edebilirler. Çünkü Ramazan’ın en büyük özelliği herkese göre farklı bir değerlendirme sistemi oluşturmasıdır. Yüce yaratan oruca gelince diyor ki; “Onun ecrini sadece ben bilirim ben veririm.” Çünkü herkesin burada gösterdiği irade,dayanıklılık önemli.
Biz normalde her türlü pozitif ve negatif enerji ilişkilerimizde çay kaşığıyla alıp çay kaşığıyla veriyor gibiyken ya da pipetle alıyor gibiyken; Ramazan’da kepçelerle alıp, dev borularla alıp verebiliyoruz. O nedenle Ramazan’da sadece bedene değil ruha da oruç tutturmak çok önemli. Orda kat sayılar artıyor. Nasıl mı oluyor bu? İnsanın bir aurası, ruhsal enerji ve frekans boyutu var. Bu bedenimiz üzerine konuşlanmış ve ruh bu boyuttaki deneyimini bizim beş duyuyla algılayabildiğimiz kadarıyla deneyimliyor. Fakat yeme, içme, cinsellik, bedenle ilgili şehveti ve nefsi arzular vs. beden tarafından kuvvetli bir çekim alanında tutuluyor. Ancak yemeği, içmeyi, dumanı ve cinselliği de kestiğiniz zaman aura genişliyor. Yani bedenin ruh üzerindeki çekim gücü biraz daha zayıflıyor, ruhu frekans olarak daha üst titreşimlere çıkabiliyor ve aura genişleyebiliyor. Ruh daha akışkan olabiliyor. Bu sayede kuantum düzeyinde enerji alışverişi çok daha güçlü bir kat sayıda olmaya başlayabiliyor. Bu ne demek? Ramazanda hayır işlemek, kavga etmemek ve kötülük yapmamak iyi enerji üretmek çok önemli. Peygamber Efendimiz: “Biri size kötü davrandığında, kavga çıkacağın hissettiğinizde ben oruçluyum deyin” demiş. Neden? Negatif almayasınız diye. Çünkü pozitif alıyorum derken o kadar açık ki kanallar negatifi de bin misli çekebilirsiniz. O yüzden ruhunuza da oruç tutturun. İlk önce bunu kavramak lazım. Dışkılama olmuyor, idrar çıkarma olmuyor veya minimuma düşüyor, cinsellik zaten yok. Onun dışında duman gibi şeyler yok. İşte orda müthiş bir tevekkül, akış, sakinlik, huzur ve teslimiyeti hissetmek lazım. Arada rutin ibadetler yapıp, dua edebilirsiniz, pozitif enerji tekniklerini uygulayabilirsiniz. Bunların çok faydası var. Birçoğunuz Ramazan’da kapanıyor çok da güzel ve doğru bir şey destekliyorum. Kur’an okunuyor, hatim ediliyor hepsi çok güzel. Ama bunlar kadar önemli olan, bizim kadar şanslı olmayan dul, yetim, şehit ailesi, engelliler, sokak hayvanları, acı çeken ormanlar… gibi bitki insan ve hayvan alemine hizmet etmek. Belki de Ramazan’da en büyük ibadet budur. Bizim kadar şanslı olmayan kişilere maddi manevi el uzatmak.
Yardım Paketlerinizde Sevgi̇ ve Sağlık Olsun
Bu sene Ramazanda benim sık sık dile getireceğim bir yenilik var. İnsanlara vicdanınızı rahatlatmak için öyle gidip de hazır standart market torbalarıyla yardım yapmayın. Çünkü sen oraya glikoz şurubu, mısır şurubu, beyaz un, transyağlı yağ, koruyucu katkı maddeli şeyler götürüyorsan onların yanında da kanser ve diyabet hastalığını da götürüyorsun.
Aslında gerçekten iyilik yapmak istiyorsan kendi evinde yediğin, daha sağlıklı olan, tam buğday un, zeytinyağı, bulgur, bakliyat, çocukları mutlu etmek için bitter çikolata gibi ürünleri götürmelisiniz. Yardım paketlerinizde gerçekten yardım, sağlık artı sevgi götürün. Kendine layık görmediğinizi değil. Muhafazakar kesimin sosyetesinde de bana göre yozlaşmış bir durum var. Kendi somon, farklı yeşillikler yiyor, sabah zencefillerini tüketiyor, organik etler ile besleniyor. Hakiki Müslüman yardım etmek istiyorsa kendi tüketebileceği tarzda besinler ile yardım yapmalıdır. Ramazanda iyi düşünmek lazım. İyi tevekkül etmek lazım. Çünkü her şeyi herkesi kandırabilirsin ama kayıt meleklerini kandıramıyorsun. Senden çıkan bütün frekansı, çok üst bir teknolojiyle kayıt melekleri alıyor ve öldükten sonra Mahkmey-i Kübra’da dosyanı teslim ediyorsun, inkar edemiyorsun. Eller ayaklar hepsi şahitlik yapıyorlar. Hani dil susar, konuşmaz. Bir ay oruç tutmak en zorlandığım ibadettir. Gerçekten Allah’a çok inanmak, teslim olmak ve ecrini Allah’tan beklemek gerek. Onun motivasyonuyla eksiksiz şu zamana kadar tutabildiğim bir ibadet oldu oruç. Günler uzun, çalışıyoruz, trafik var, hayat şartları var, gürültü var, bir ucu Haziran’da olacak, yani kolay değil. Ama ruhu öyle bir besliyor ki bu sınav. Vahşi bir atı son derece uyumlu bir yarış atına çeviren bir şey oruç. Nefsi muazzam terbiye ediyor. Hırs, iyi yönde kullanırsan bütün şehri aydınlatan atom gibidir. Oruç hırsı ve nefsi terbiye edip iyi yönde harmonize etmek için güzel bir fırsat. Zorlanacağız biraz uykusuz kalacağız, yorulacağız, bazı şeylerde kısıtlamalar olacak, sabah ayağımızı uzatıp keyif kahvemizi içemeyeceğiz ama bunların hepsini örten çok daha büyük bir huşu ve zevk var. Kulluk etmenin zevki var.
Sofralar Gösteriş ve İsraf Sofralarına Dönüşmesin!
On bir ay gayet sağlıklı olup tam bir gün önce migren, ülser, tansiyon krizi gibi yakınmalara başlayanlar var. Sen on bir ay yiyorsun içiyorsun bir şey yok tam Ramazana bir iki gün kala “Benim migrenim var, doktorum benim tutmamı istemiyor” diyorsun. Kimse kimseye hesap vermek zorunda değil, oruç bireysel bir ibadettir. Toplu namaz kılabilirsin, toplu hacca gidebilirsin, kelimeyi şahadeti bin kişi getirebilirsin, zekatı istersen bir grup olarak da yapabilirsin ama oruç bireyseldir toplu yapamazsın. Sadece sen ve Allah arasında olan bir şey. O yüzden oruç konusu şakaya gelmez. Çok ciddi bir farzdır. Böbrek yetmezliği, hormonal bozukluğu olanlar; tansiyon hastaları, ilaç kullanması gerekenler özellikle insüline bağlı şeker hastaları, çok ağır ve ciddi kemik erimesi olanlar, ileri derecede düşkün ve yaşlı olanlar, henüz yeni doğum yapmış olanlar, ciddi psikiyatrik sorunu olanlar ve psikiyatri ilaçları kullananlar, karaciğer sirozu olanlar kesinlikle oruç tutamazlar. Genelde dengede olan şeker hastaları, ağızdan beslenebilen kanser hastaları, tansiyonu dengede olan bazı hastalar ise hekime danışarak oruç tutabilirler. İftar ve sahur sofraları hiçbir yerde görülmemiş gösteriş sofralarına dönüştü. Beş yıldızlı oteller, açık büfeler, tıka basa yenilen sonra nefes almadan arkaya doğru yaslanılan, yüzün kızardığı, tansiyonun çıktığı, kalbin çarptığı, yüzün al al mor mor olduğu sofralara dönüştü. İsrafla gösteriş olmaz. Müslüman sofrası bereketli olsun, doyurucu olsun, güzel olsun ama israf ve gösteriş olmasın. O yüzden hakikatten oruç tutan bir insanın iftar sofrasına ne yediğine, ne içtiğine, nasıl yediğine, ne şekilde yediğine dikkat etmesi gerekiyor.
İftarda Ve Sahurda Ne Yenmeli?
İftarda üç tane küçük hurma veya zemzem suyuyla oruç açılmalı. Sonra bir bardak ılık ballı limonlu su içerek sindirim sistemi rahatlatılmalı, şeker dengelenmeli. Sonra iri bir kasede mercimek, tarhana, sebze çorbası gibi bağırsakları çalıştıran bir çorba içmeli ondan sonra beş altı dakika ara vermeli. (Namaz kılanlar akşam namazı kılabilir, kılmayan da ayakta beş altı dakika yürümeli.) Bu beş altı dakika boyunca başta içilen ballı limonlu su ve hurma bunlar kan şekerini dengeliyor, bağışıklık sistemini düzenliyor. Ondan sonra o kadar saldırmıyorsunuz yemeğe. Bir gün hayvansal protein et, sucuk, yumurta, köfte vs. gibi diğer günde bakliyat ve sebze ağırlıklı yemek yenmeli. Et yendiği zaman yanında salata ve bir parça zeytinyağlı sebze; bakliyat yendiğinde yanında bulgur, çam tahıllı buğday ekmeği vs. yiyebilirsiniz. Bunun dışında bir gün serbest olsun. Pide, künefe nefsi köreltmek için uygulanabilir. Tok karnına kesinlikle tatlı yemeyin. Tatlılarda sütlaç gibi güllaç gibi hafif tatlılar olmasına dikkat edin. Meyveyi de ara öğünde yiyin asla tok karnına yemeyin. Sahurda da çorba içilebilir, bol sebze tüketilebilir. Güllaç yufkasından börek yapılabilir, aslında pideyi yemek için en uygun zaman sahur. Az tuzlu peynir, serbest gezen tavuğun yumurtası ,tam tahıllı ekmekler, bir çay kaşığı kadar çörek otu tohumunun faydası vardır. Onun yanında biraz salatalık, domates, yeşillik, nane harareti alır. Sahurda rezene çayı önerebilirim. Bunun yanı sıra sahurda gazı alacak ıhlamur çayı,papatya çayı,anason çayı içilebilir.İftar ve sahur arasında bir tane maden suyu güç ve alkali yapar, hazmettirir.