Cildimiz, vücudumuz ve saçlarımız belki de en fazla ilgiye ihtiyaç duydukları mevsime girmiş bulunuyor. Yaz mevsimi ile birlikte nemini kaybeden lekelenen cildimizi; bu yaz nasıl koruyabiliriz? Hangi uygulamalar yazın yapılıyor, hangileri yapılmıyor? Öneriler, tavsiyeler ve en doğru bilgileri Op.Dr. Evrim Uçkunkaya, Aysha okuyucuları için paylaştı…
Yazın estetik operasyonlar yapılıyor mu?
Estetik ameliyatlarının yazı kışı yok ama biz toplum olarak denize girmeyi seviyoruz, güneşlenmeyi seviyoruz. O yüzden bizim için yaz tatili demek; deniz kenarı, kumsal, güneş… O yüzden yazın hiç birimiz ameliyat olmak, yazın kapalı yerlerde kalmak, korse giymek istemiyoruz. Bu ameliyatları o yüzden yazın daha çok yurt dışından gelen hastalar tercih ediyor. Yaza girerken ise genellikle liposuction ve göğüs büyütme veya küçültme ameliyatları tercih ediliyor. Aynı zamanda karın yerme ameliyatları yaza girişte en çok tercih edilen ve yapılan uygulamalardan. Dolgu ve botoksun da yazı kışı yok. Önceden dolgunun minimum 6-8 ay ömrü vardı şimdiki ömürleri 4 aydan başlıyor. Aktif maddesinin biraz daha düşük tutulmasından dolayı daha sık tekrarlamamız gerekiyor. Botoksun dünya üzerinde ne bir krem ne bir cihaz, yerini tutabilecek hiçbir şey yok. Bana göre mimik yaptığınızda kırışığınız yoksa botoks yapmaya ihtiyacınız yok.
Yaz öncesi nasıl bir yol izlenmeli?
Yaza girmeden önce ilk yapılacak şey cilt bariyerini güçlendirmek. Bu da bütün kış bekleyip yaza bir kala, “Ben simdi ne yapacağım?” demekle maalesef ki olmuyor. Bütün bir kış bariyerini güçlendirmek gerekiyor, ciltteki lekeleri azaltmak gerekiyor ki üstüne bir daha lekelenmesin. Yaz mevsimine hazırlık olarak cilde nem vermek gerekiyor. Güneşten ve tuz ile klordan daha az etkilenmek için cilt bariyerini güçlendirmeyi önemsiyoruz. Cilt lekelerini açmak gerekiyor. Çünkü oradaki lekeler bir daha güneş ışığı aldığında hem daha derine gidiyorlar hem de daha da büyümeye meyilli oluyorlar. Bu sadece lazerle çözülecek bir durum değil maalesef Yanında mutlaka ürün kullanmak gerekiyor. O zaman daha etkili sonuçlar alındığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ben hep kombine tedavi taraftarıyım. Yaz kıs güneş korumalı ürünler kullanmak gerekiyor. Hepimiz sadece güneş leke yapar zannediyoruz. Oysaki, kullandığımız tablet, telefon ışıkları bile lekeye neden oluyor. Özellikle kulağa, buruna inanılmaz iyi güneş kremi sürmek gerekiyor. Çünkü burnun ucu ve kulaktaki kıkırdak ini kanlanan bir dokudur. Herhangi cilt kanseri oraya yerleştiğinde çok çabuk dağılır ve derine iner.
Yazın cildimizi nasıl nemlendirecegiz? En doğru bakım işlemi nedir?
Cildi nemlendirmek çok önemli. Peki cildin altını neyle nemlendirecegiz? Nem aşıları, Prp, mezoterapiler, vitaminler… Yaz mevsiminde iğneli radyo frekans dışında tüm bu tedavileri yapıyoruz. Çünkü iğneli radyo frekasansta cilt hazar görür ve bu da leke oluşumunu bu mevsimde fazlasıyla tetikler. Leke açıcı kremleri de yazın kullanmamak gerekir. İçinde çok fazla ve C vitamini var. Çok Çabuk ışığı çeker ve direk leke yaparlar. Cildin yüzeyine leke alabilme ihtimaline karşı yaz boyu bir şey yapamıyoruz dedik ama cildin bir tabaka altına inerek hasar vermeden hiçbir şey iyileşmez. Dermarollerlar bile o küçük iğneler ile mikro delikler açıyorlar, oradan oksijen giriyor kanlaması artıyor. Aşağıda bir kıpırdanma oluyor. Küçük kırıklar açılıyor, ciltteki kötü lekeler hafif hafif açılmaya başlıyor. Minik bir hasar olduğu için beyin bu durumu anlamıyor, o yüzden bütün iyileştirme hormonlarını yolluyor.
Peki etkiyi yazın nasıl yapacağız? Cildin altına ısı vererek… Cildin üst tabakası ve alt tabakası arasında yosunlar düşünün. Bu yosunların boylarının kısa ve birbirine yakın olduğunu düşünün. Zamanla hormonlar, yer çekimi genetik, yas ile bu yosunların boylan uzamaya başlıyor ve yosunlar birbirinden ayrılmaya başlıyorlar. Alt cilt ve üst cilt birbirinden ayrılmaya başlıyor. Bu yosunların adı kolajen. Bizim istediğimiz bu kolejenlerin boyunu kısaltmak. Bunu tek kısaltan şey ise isi. Bizim cildin arasına is vermemiz gerekiyor. O yüzden bir misina inceliğinde, cildin altına girip isi vererek cildi tarıyoruz. Bu bir iğne değil, ip değil. Örümcek ağı değil. Küçük bir lazer aletiyle cildin altına ısı veriyoruz. Bunun yaptığı şey kolejen bantlarını uyararak iki cildin birbirine yapışmasını sağlamak. Bütün çene hattın çıkarmak. Gıdığı götürmek, buradaki sarkıkları almak, göz altındaki torbaları yok etmek. Bu işlemi, bütün yun yukarı çekmek için bunu kullanıyoruz. İstediğimiz yerde yağ yakıyoruz. Mesela, gıdı bölgesine fazla cilt yok diyelim ki istediğimiz yerde yağ yakıyoruz. İstediğimiz yerde de cildi sıkılaştırıp gerdiriyoruz. Simdi hepimiz yeni teknoloji jenerasyonuyuz. Saniyemiz çok önemli. istiyoruz ki yapalım ama morarma olmasın, yarı izi olmasın, bekleme süresi olmasın, dikiş izi olmasın. Öyle bir sihirli değneğimiz maalesef yok. Fakat bu işlem elimizi güçlendirdi diyebiliriz. Gıdığı alıyoruz, burun çizgilerini açıyoruz. Bir plastik cerrahı için en zor şey boyun ve dudak usta sigara çizgileridir.
Hem sigara içimi hem genetik ve ne yaparsanız yapın buralara bir şey yapamıyorsunuz. Bu ısıyla kolajen sıkılaştığı için bütün bu sigara çizgilerini açabiliyoruz. Bütün oraları doldurmak yerine oraları ısıyla açabiliyoruz. Endolin lazer tamamen ağrısız, mor olmadan, şişlik olmadan elimi güçlendiren bir cihaz oldu. Hiçbir periyodu yok, tek seferlik… Ve en 2,5-3 yıllık.
Ondan sonra lekeler varsa kışın lekelerinizi açtırabilirsiniz. Cildin altını nemlendirmeye devam edin. Prp, mezoterapi, vitaminler yapmaya devam edin. Bu işlemin yaptığı tek şey cildin altını sıkılaştırmak. Bundan sonra dolguya çok az ihtiyacı olacak belki de hiç olmayacak. Bundan sonra örümcek ağına ihtiyacınız olmayacak, iple asmaya ihtiyacınız olmayacak, boynunu açmaya gerek olmayacak. Müdahale edemediğimiz ya da etmekte çok zorlandığım, diz kapaklarında, dirseklerde, selülitlerde, sütyen kenarından çıkan yağlarda inanılmaz etkili üstelik tek seans. Hiçbir yaş sınırı yok. Fazla yağı olana verdiğimiz ısı miktarı ve dalga boyu farklı; cildi fazla olana da sıkılaştırmak için verdiğimiz dalga boyu frekansı farklı. Onları biz ayarlıyoruz. Yazı kışı olmayan tek işlem bu. Çünkü cildin altındayız, üstünde hiçbir şey uyarlamıyoruz, güneşle hiçbir alakamız yok.