Kocan Kadar Konuş ile hayatımıza giren ve kadın erkek ilişkilerine oldukça doğal bir bakış açısıyla bakan Şebnem Burcuoğlu ile soğuk ve yağmurlu bir İstanbul sabahında bol kahkahalı bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajdan bir gün sonra yeni yaşını kutlamaya hazırlanan Şebnem Burcuoğlu’nun da bu vesileyle doğum günü tekrar kutlamak isterim.
Röportaj: Hümeyra Zorlu
Fotoğraf: Fatma Nur Güldalı
![DSC00669 DSC00669](https://www.aysha.com.tr/wp-content/uploads/2020/02/DSC00669.jpg)
Kitabın ismi ile başlamak istiyorum. Neden Aşk Satar?
Aşk Satar, sabah gözümüzü açar açmaz baktığımız İnstagram hikayeleri tadında, bir apartman içerisinde her komşunun hayatına dokunan ve bir şekilde bağlantı kuran bir kitap. En başta Furkan karakteriyle giriş yapıyoruz. Furkan karakteri ise benim geçen yıl bir davette tanıştığım, 35’lerinde bir adamdı. Bana “Aşk denildiği zaman kadınlar huzur arıyor ancak huzur falan aradıkları yok. Huzurlu aşk avokadolu lahmacun gibidir. Dolayısıyla iğrenç bir şeydir.” dedi.
Ben de çevremde duyduğum hikayeler ve kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak, insanların bu dönemde ‘You Matter’ mottosuyla yaşadıklarını gözlemledim. Dünyada her şeyden önemli sensin anlayışı günlük hayatımız da ve sosyal medyada hep karşımıza çıkıyor. Erkeklerin omuzlarındaki yükün fazla olması ve son dönemlerde kadın-erkek rollerinin değişmesinden dolayı erkekler beyaz yaka gömleklerini çıkararak daha rahat olduğunu düşündükleri bir hayata adım atıyorlar. Kadınlar ise bunun tam tersi bir ivmeyle hem çocuğunu büyütüp hem de kariyer basamaklarında yükselmeye başlıyor. Aslında bütün bunlar kadın erkek ilişkilerinde bir yol ayrımında olduğunun göstergesi.
![DSC00667 DSC00667](https://www.aysha.com.tr/wp-content/uploads/2020/02/DSC00667.jpg)
Şebnem Hanım, kitaplarınızda hep kadınlar başrolde. Ancak bu kitabınızda neden erkek bakış açısına ağırlık verdiniz?
Benim, Kocan Kadar Konuş’tan itibaren kadın hikayelerine daha fazla yer veren bir manifestom var. Ancak erkeklere de söz verilmesi gerektiğini düşündüğüm için geçtiğimiz yıl yazdığım ‘Süreyya Kuaför Salonu’ ile erkek bakış açısına yer vermiş oldum. Hep kadınlar açısından konuştuğumuzdan dolayı erkekleri dinlemiyoruz. Erkek bir vücutta baş ise kadında boyundur ve boyun nereye isterse baş o yöne döner. Yani tamamen kadınların tekelinde olan bir şey.
Bu kendine dönük dünya da erkeklerde kedine dönmeye başladı. ‘You Matter mottosu esas onları etkiliyor. Çünkü erkekler kendilerine çizilen kalıbın dışında bir hayat olduğunu fark ettiler. Artık insanlar sadece mutlu ve huzurlu olmak istiyor. Ancak hem erkek hem de kadınlar omuzlarına bir yük koymak istemiyor. Furkan ise bu örneklerin en nadidelerinden biri. Furkan, annesinden ve ailesinden klasik olarak evlen ve çocuk yap söylemleri ile büyümüş. Yeni dünya düzenini keşfetmiş bir karakter ve diyor ki; “Aşk satar… İçinde aşk geçen bir şarkı mı var? Dinlenir. İçinde aşk geçen bir film mi var? Seyredilir. Bu aşkın alıcısı hep vardır. Bu aşk da ya sizi satar, ya size satar.”
![DSC00659 DSC00659](https://www.aysha.com.tr/wp-content/uploads/2020/02/DSC00659.jpg)
‘Aşk Satar’da Sosyal Medya Dünyasını Anlattım!’
Kitaplarınızda herkese hitap eden bir mizah anlayışı var.
Benim yaş ortalamam 7 – 70’e hitap ediyor. Ancak Aşk Satar kitabında sosyal medya dünyasını anlatmaya dikkat ettim. Okuyucularımın ise yüzde 85’ini kadınlar oluşturuyor ve genç kızlara fikir veriyor. Yazdığım 6 kitapta kılçıksız kitaplar yani içerisinde siyaset, cinsellik ve küfür yok. Dolayısıyla temiz mizah yapıyorum ve bunu yaparken de çok zorlanıyorum. Benim en büyük hedefim insanlar, bu kitabın kapağını kapattığında güzel bir hisle hayatlarına devam etmeleri. Ayrıca kitap okuma oranları düştüğü için gençleri de bir yerden yakalamam gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla farklı bir formata geçtiğim için benim çok zorlandığım bir kitap oldu. Kitabı yazarken de her şeyin arasında bir paralellik ve matematik olması gerekiyor. O yüzden bu kitabın, daha çok gençleri yakalayacağını düşünüyorum.
Sizin ve kitaptaki karakterlerin aşka inancı var mı?
Bir gün herkes aşka düşer. Aşk Satar’ın içerisinde ki senarist karakter aşka hiç inanmadığını ve aşka inan kızlara anlam veremediğini söylüyor; “Aşk dünyası sahte bir dünya ve size bir şekilde pazarlama yoluyla bir şey pompalamaya çalışıyor. Siz de bu hapı yutuyorsunuz.” diyor. Ancak siz ne kadar çabalarsanız çabalayın eninde sonunda bir aşk hikayesi çıkar. Çıkmamışsa dahi çıkacaktır. Çünkü insan olduğumuz sürece, duygularımız olduğu sürece ve psikopat olmadığımız sürece aşka düşmek oldukça doğal bir şey.
‘Ön Yargılarınızı Kırın’
Aşk Satar kitabınızın diğer kitaplarınızdan farkı nedir?
Bu kitabımda ön yargıların kırılması gerektiğinin sinyallerini veriyorum. Aşk Satar’da farklı bakış açıları var. Mesela bir evlilikte ikinci kadın kendi hikayesini anlatıyor. Bizim her şeyle ilgili bir fikrimiz var, insanlara ve olaylara on üzerinde puan veriyoruz. İnsanları yargılamamamız gerektiğini bu kitap ile çok net bir şekilde altı çizildi.
![DSC00687 DSC00687](https://www.aysha.com.tr/wp-content/uploads/2020/02/DSC00687.jpg)
Aşk Satar’da karakterler aşkın hangi yönünü sorguladı?
Aslında hepimizin derinlerde hissettiği şeyi, güven duygusunu sorguluyor. Hepimiz temelde güven duygusunun açlığını yaşıyoruz. Çevremizdeki insanlara sorduğumuzda bir ilişki de ilk aradıkları şey güven duygusu. Yaşadığımız ilk aşk ondan sonra yaşadığımız aşklarda bize bir yol çiziyor. Eğer güzel bir süreç geçirilmişse ondan sonraki ilişkilerimize de pozitif bakabiliyoruz. Ancak eğer kötü bir tecrübe yaşanmışsa özgüvenimiz yerle bir olduğu için karşımızdaki insana güven duymamız daha zorlaşıyor ve aşkta bir takım başarısızlıklara sürükleyebiliyor. Örneğin Furkan’da derin bir güvensizlik sorunu var. Çünkü ilk aşkında bir şok yaşıyor ve bundan sonra üzülen taraf olmayacağına, üzen taraf olacağına karar veriyor.
Sizin kitaplarınızda genellikle mesaj veren kitaplar. Aşk Satar’da ki en önemli mesajınız nedir?
Hiçbir şeye şaşırmamak ve hiçbir şeyi yargılamamak. Çünkü o olay senin de başına gelebilir. Çünkü olaylar ve insanlar hiç düşünmediğimiz anda karşımıza çıkabilir. Kelimeler sihirdir ve o kelimelerle insana yaklaşım çok önemlidir. Hayat bir sürprizler yumağıdır ve Aşk Satar’da 17 öyküyle süprizden süprize sürüklüyor bizi.
‘Aşk Satar Maskülen Tarafımı Ön Plana Çıkardı’
Birazda Aşk Satar’ın size kattıklarından bahsedelim. Aşk Satar, Şebnem Burcuoğlu’nun hangi tarafını ön plana çıkardı?
Benim maskülen tarafımı ön plana çıkardı. Ben bu karakterimi Süreyya Kuaför Salonu’nu yazarken keşfettim. Kitabımı bittikten sonra yayınevine göndermeden önce tanıştığım insanlara ön okuma yaptırıyorum. Aşk Satar kitabımı üç erkeğe gönderdim. Vermiş olduğu tepkiler ise “Böyle bir şey yazmış olamazsın. Çünkü bu kitap gerçekten de erkekleri anlatıyor.” Bende bu duyguyu yazmayı çok sevdim ve Aşk Satar’ın içerisinde üç farklı erkek karakter yerleştirdim. Ben her ne kadar dışarıdan çıtı pıtı ve minyon gözüksem de öyle değilim. İçimde bir erkek karakter yatıyormuş, bu da benim çok hoşuma gitti.
Aşk Satar kitabı kadınlara ve erkelere tüyo kitabı olarak da adlandırılabilir mi?
Evet kesinlikle. Furkan, erkekler açısından sosyal medyayı anlatırken Bir sonraki karakter Merve de kadınların düşmemesi gereken tuzakları anlatıyor. Ancak sadece sosyal medya üzerine yazılmış bir kitap değil. İlişkilerle ilgili olarak; andropoza girmiş kocaya nasıl davranılmalı veya falcı yüzünden bozulan 7 yıllık ilişki gibi birçok konuda ilişkilerle ilgili tavsiyeler veriyor.
Aşk Satar kitabındaki diğer karakterlerden bahseder misiniz?
Merve; erkeklerin kitabını yazdığını iddia eden bir karakter. Kendisi makine mühendisi, sarışın, burnunu yaptırmış ve güzel bir kadın. Merve diyor ki; ‘Siz erkeklerin kafasında makine mühendisi kızların bıyığı var, artık bu ön yargılarınızı yıkın beyler! Burnumu sizin için yaptırmadım. Çünkü karga gibi burnum vardı, yaptırmak istedim. Sizin için sarışın olmadım. Çünkü ben Marilyn Monroe seviyorum.”
Kişisel gelişimle kafayı bozmuş bir karakterimiz var. Bu karakterimizin işi, ailesi ve hayatında düzeni var. Ancak kadın mutsuz olduğunu ve bu mutsuzluğunun kaynağını bulmak için kişisel gelişime kafayı takmış durumda. Whatsapp üzerinden 21 günde bolluk bereket yapıyor, Trabzon’da yaylada nefes yogasına katılan bir karakter var. Andropoza girmiş bir erkek karakter. İkinci kadın karakteri. Kocasının en yakın arkadaşlarıyla başı dertte olan bir genç kadın. Anadolu’dan gelmiş, çok iyi bir okulda okumuş ve çok iyi bir yerde çalışan beyefendi bir karakter ise İstanbul’da hanımefendi bir kadın arama arayışı var. Yapması gereken bütün incelikleri yapmasına rağmen hepsinin kendisini bırakmasından dolayı oldukça şikayetçi. Mehmet adında ki bu karakter; “Erkekler düzgün kız aramıyordur düşüncesine karşıyım tam tersine ben arıyorum ancak düzgün kız bulamıyorum” diyor.
Aslında hayatımızda olan bütün karakterleri görebiliyoruz…
Kocan Kadar Konuş kitabını da yazarken fark ettiğim bir şey vardı. Ben ağır kitap okumaktan çok sıkılmıştım ve ben de çok basit ancak derinliği olan ve kaliteli kitaplar yazarak bunu değiştirdim. Okuyucular sadece basit şeyleri istemiyor, siz güzel veya çirkin ne sunarsanız halk onu ister. Benim kitaplarım oldukça anlaşılır, net ve altında aslında çok ciddi ve derin bir hikayesi var.