Günümüz dünyasında artık sağlığımızı korumamızın ne denli önemli olduğunu çok daha iyi anlıyoruz. Sağlığımızı kaybetmeden korumak maddi, manevi birçok problemden bizi koruyor. Günümüzde koruyucu hekimliğin şüphesiz en güçlü silahlarından biri damar içi takviyeleri. Gerek yediğimiz içtiğimiz birçok gıdanın besin değerlerinin hormonlar ve birçok sebepler eskisi gibi zengin olmaması, gerekse maruz kaldığımız ve vücudumuzda toksik stres yaratan birçok faktör ihtiyacımız olduğu kadar vitamin, mineral, antioksidan alamamamıza sebep oluyor. Bunun sonucu olarak da maalesef ya hasta oluyoruz, ya da kendi kapasitemizdeki enerji ile yaşamıyor oluyoruz. İşte esasen bu sebeplerle birçok takviye almamız gerektiği gerçeği kaçınılmaz oluyor.
Ağız yoluyla alınan takviyeler aslında eskiden beri biliniyordu. Ancak son dönemlerde damar yolu uygulamaları çok daha popüler oldu. Bunun en önemli sebeplerinin başında damar içi takviye uygulamalarının çok daha hızlı ve etkili olmaları. Ağız yoluyla alınan takviyeler vücuda girdiği anda birçok fiziksel ve kimyasal reaksiyona maruz kalıyor. Bunun sonucunda etkileri görece azalmış oluyor. Her maddenin kendi doğasına ve vücuda etkilerine göre kullanılması gerekiyor. İşte bu sebeplerle özellikle vücuda çok faydalı bazı takviyeleri damar yoluyla uygulamak çok daha akılcı ve etkili. İşte bu özel takviyeleri, Gökhan Haytoğlu Kliniği’ nden Medikal Estetik ve Tamamlayıcı Tıp Hekimi Dr. Ezgi Eryılmaz ‘dan dinleyelim…
Glutatyon; üç adet aminoasitten oluşan tripeptit yapıdaki glutatyon vücudumuzdaki serbest radikal denen toksik maddeleri yakalayarak vücudun arınmasını sağlayan çok güçlü bir antioksidan maddedir. Zaten halihazırda vücudumuzda bulunan bu organik madde, gerek havadan gerekse yediklerimizden maruz kaldığımız toksik maddeleri temizlemesinden ve yapım yıkım oranının değişmesinden dolayı zamanla azalır. Çok güçlü bir antioksidan olduğu için, ve vücudumuzun sürekli maruz kaldığı güneş ışınları vücutta stres olarak algılanıp ciltte kararmaya yol açtığı için, glutatyon, bu stresle de başa çıkar ve özellikle cilt beyazlatmada ve leke tedavilerinde kullanılır. Yaşam kalitemiz için hayatî öneme sahip bu madde ağız yolu takviyelerle alındığında mide asidinin etkisiyle parçalanır. Bu sebeple özellikle damar yoluyla alınması çok önemlidir. Kaliteli yaş alma ve hastalıklardan korunma (wellaging-antiaging) amacıyla haftada 1/2 sıklıkta 5 seanslık kür şeklinde uygulanır.
KoenzimQ10; organik, vitamin benzeri olan bu madde ubiquionane olarak da bilinir. Vücutta hücreler arası elektron taşıma görevi görür ve birçok reaksiyonda olmazsa olmaz bir faktördür. En önemli işlevi hücrelerin enerji sağlayıcısıdır. En çok enerjiye ihtiyaç duyan organlarda kalp, damar ve kaslarda en fazla bulunan bu madde tüm canlı hücrelerin enerji üretiminden sorumlu reaksiyonların kilit maddesidir. Özellikle enerji sağlaması açısından anti-aging olarak kullanılır. Corona’dan sonra iyileşme süreci ve sonrasında iyi bir destek tedavi olarak kullanılıyor. Koruyucu ve anti-aging etkileri açısından ise haftada 1/2 olacak şekilde 5 seans uygulanması önerilir.
Çinko; inorganik bir eser element olan çinko vücut tarafından üretemediği için dışarıdan alınması gereken esansiyel dediğimiz elementlerden biridir. Vücuttaki birçok reaksiyonun gerçekleşebilmesi için çalışan enzimlerin olmazsa olmazıdır. Her bir an dışarıdan maruz kaldığımız toksik maddelerin vücuttan temizlenmesi için vücudumuzda birçok temizlik reaksiyonu gerçekleşiyor. Yaşlanmanın bu reaksiyonların sekteye uğramasından kaynaklandığı düşünüldüğünde yaşlanmayı geciktirmek için çinko takviyesi kaçınılmaz oluyor. İşte bu antioksidan maddelerden biri çinko. Özellikle cilt yenilenmesi, saç ve tırnak sağlığı açısından faydaları biliniyor. Korunma , bağışıklığı destekleme ve anti-aging açısından haftada 1/2 5 seanslık kürler şeklinde uygulanması tavsiye edilir.
Selenyum; bir eser element olan selenyum da dışarıdan almamız gereken bir madde. Özellikle topraktaki eksikliği bizi çok etkiliyor çünkü tamamen yediklerimizden sağlıyoruz selenyum ihtiyacımızı. Özellikle topraktaki selenyumun eksik olduğu bölgelerde yaşayanlarda daha sık kanser vakaları görülürken çocuklarda gelişme ve büyüme geriliği, kalp rahatsızlıkları saptanmış. Antioksidan olarak çok önemli bir madde olan selenyum birçok hayati reaksiyonda görev alır. Özellikle vücudun enerji metabolizmasında görev alan tiroid bezinde yüksek miktarda bulunan selenyum sağlıklı bir metabolizma için olmazsa olmazlardandır. Korunma ve anti-aging için haftada 1/2, 5 seans önerilmektedir.
Alfa Lipoik Asit; normalde vücudumuzda antioksidan olan bu organik bileşen çok güçlü bir antioksidan. Enerji metabolizmasında görev alan bir yağ asididir. Eksikliğinde sinir hücrelerinde problemler ve hızlı bir cilt yaşlanması görüldüğü bilinen bu maddeyi antioksidan takviye olarak almak yaşlanmayı geciktiriyor. Koruyucu olarak kullanımı haftada 1/2, 5 seanslık kürler olarak önerilmektedir.
Magnezyum; vücudumuzdaki kilit birçok enzim sisteminin yapısıda bulunan bir mineraldir. Kemik ve yumuşak dokuların yapısında bulunan bu madde temelde enerji metabolizmasında etkilidir. Aslen yiyeceklerden alınması gereklidir, eksikliğinde kan şekeri problemleri, sinir sistemi problemleri ve buna bağlı birçok problem görülür. Koruyucu olarak haftada 1/2 gün, 5 seans olacak şekilde uygulanır.
B Komplex vitaminleri; dışarıdan alınması zorunlu olan B vitamini kompleksinin özellikle yeni hücre yapımı, sinir sisteminin sağlıklı çalışması ve bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışması için şarttır. Koruyucu olarak haftada 1/2, 5 seanslık kürler şeklinde uygulanır.
C Vitamini; bağışıklık sisteminin ve kollajen sentezinin olmazsa olmazıdır. Dışarıdan alınması şart olan bu vitamin özellikle viral hastalıklar olmak üzere enfeksiyon hastalıklarına karşı direnci arttırır. Koruyucu olarak haftada 1/2, % seanslık kürler şeklinde uygulanır.
Genel olarak en fazla yaptığımız damar yolu takviyelerinin neler olduğundan ve özellikle hangi görevlerde rol aldığından bahsettim. Damar yoluyla alınan bu takviyeler daha etkili olduğu için serum şeklinde kürler şeklinde alınmalı. Ama elbette ki kontrollü bir takviye sağlanması ve kişiye özel bir tedavi planı çizilmesi şarttır. Bazı takviyeler için kan değerleri istenmesi gerekebilmektedir. Unutmayın, vücudu hastalıklardan korumak ve varolan sağlığı güçlendirmek tedavi olmaktan, maddi ve manevi olarak, çok daha konforludur. En değerlinize, sağlığınıza iyi bakın…