Annelik, Vicdanın Yansıması…

Genç ve güzel bir kadın olmanın yanı sıra çok iyi bir anne ve başarılı bir girişimci Nagehan Şaşmaz. Çengelköy sırtlarında anne ve çocuklar için açtığı ‘’Bir Varmış Bir Yokmuş’’a gidince tam da kendisinin tarif ettiği gibi bir masala dahil oluyorsunuz. Etkileyici bir dekorasyon, lezzetli yemek ve tatlılar, çocuklar için harika bir oyun alanı… Biz sorduk, o keyifle anlattı…

Çengelköy’de harika bir mekandayız: ‘’Bir Varmış Bir Yokmuş.’’ Nasıl doğdu böyle bir yer açma fikri, sizden dinleyebilir miyiz?

20 yaşında evlenip 21 yaşında yani çok genç yaşta anne oldum. Aynı zamanda o zamanlar Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okuyordum. Oğlumu dünyaya getirdikten sonra da okula devam ettim. Bu noktada biraz zorlandım açıkçası, hem çocuk sahibi olmak hem evlilik hem de okul… Bu süreçte annelik ile ilgili tecrübeler, dolayısıyla bazı eksiklikleri fark ettim ve kendimi geliştirmeye çalıştım. Mekânın açılmasına da en çok anne olmam etkili oldu. Anne olduktan sonra sosyal hayattan da vazgeçemiyorsunuz, üniversite de okuyabiliyorsunuz; eve bağlı olmayabilirsiniz yani. Günümüz Türkiye’sinde anneler hem çalışıyor hem sosyal hayatına devam ediyor yeri geliyor evden de işini yürütüyor dolayısıyla bu tarz mekânlara ihtiyaç var. Ben de annelerin çocukları ile vakit geçirebilecekleri yerlerin olmadığını fark ettim. Türkiye’de bu konuda çok eksiklik var, yurt dışına çıktığınızda özellikle soğuk ülkelerde bize bu tarz imkânlar tanınıyor; çocuğunuzla rahat vakit geçirebileceğiniz belki toplantı yapacağınız arkadaşlarınızla buluşacağınız yerler…

Bir Varmış Bir Yokmuş Cafe

 

Fark ettiğiniz eksikliklerin yanı sıra oğlunuz da ilham oldu size bu süreçte…

Evet, burayı açınca oğlum üzerinden bir masal yazdık. Aynı zamanda bunun animasyonu da var: Nadir Prens ve Papağanı. Oğlumun ismi Ali Nadir ve yazdığımız hikâye gerçekten yaşanmış, Çengelköy papağanı aynı zamanda Gülhane papağanı da var. Bu papağan üzerinden işte burayı bir masal dünyası haline getirdik. Üzerine çok düşündükten sonra ismini de eşim buldu; dışarıdan bakıldığında bir masalı çağrıştıran yer olduğu için. Başta daha küçük çaplı idi ama zaman geçtikçe daha fazla araştırmaya başladık ve bir şeyler kattık.

Bir masalı anlatmak için çok özel bir yer bulmak gerekiyor, siz nasıl buldunuz bu mekanı?

Burası bizim kendi evimizdi, dizide de kullanılmıştı bir dönem. Ben de yer arayışına girdikten sonra, cadde üzerinde AVM içinde arabaların geçtiği bir yer olmasını istemiyordum. Aileler özel ve kendilerini şehir dışında hissedebilsinler istedim. Temiz havası olan, yeşillikler içinde ve önünden araç geçmeyen bir mekân… Anne olarak burada bir tık daha rahat olduğunuzu hissetmenizi istiyoruz. O yüzden neden burası olmasın dedik ve eşimle ciddi bir tadilat sonrası bu haline getirdik.

Görenin ilk anda etkileneceği bir tasarım ve dekorasyona sahip bir mekan. Nasıl ortaya çıktı bu masal diyarı?

Tasarım noktasında benim gördüğüm bir fotoğraftan yola çıktık aslında. Biz burada çok güzel ürünler de satıyoruz başka organizasyonlar da yapıyoruz ama dıştan görünüşü de bizim için önemli. Pembe ağırlıklı çünkü masalsı bir yer ve kullanılan pembe-yeşil aslında papağanı da vurguluyor. Mekanın dışında dikkat çeken renkler kullanıldı belki ama içi daha çok pastel tonlarda… Çok fazla kafe-restoran var o yüzden konsept bir şey olmak zorunda fark yaratmak adına. İhtiyaçlara ve eksikliklere yönelik olmalı ki ben de bu şekilde yol aldım. Hemen hemen her gün geliyorum ya büyük oğlumla ya da o okuldayken küçük oğlumla. Burada emzirme alanı da bezleme alanı da ihtiyacım olan ürünler de var. Ben burada çalışırken bile toplantım varken bile onlarla rahatça ilgilenebilir, onlara eğlenceli saatler de sunabilirim. Birçok etkinlikler düzenliyoruz çocuklar için, anneler buraya gönül rahatlığıyla gelebilirler.

Çocuklar için özel bir oyun alanı var, birçok etkinlik ve workshoplar da düzenleniyor. Nedir bunlar?

Belirli workshoplar haftanın her günü oluyor; masal saatleri, bebek atölyeleri gibi… Hafta sonları biraz daha büyük yaşlar için etkinlikler oluyor. Çünkü çocuklar hafta içi okula gittikleri için hafta sonu da mutfak workshopları bazen sihirbaz gösterileri gibi çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Baba ve çocuklar hafta sonu güzel vakit geçirsin diye marangozluk gibi atölyeler de düzenlemek istiyoruz. Çocuklar bu etkinliklere katılarak eğleniyor, el becerisi gelişiyor, sanat etkinliklere katılarak sosyalleşmesini de sağlıyor. Farklı çocuklarla bir arada oldukları için sosyalleşmeleri de kolaylaşıyor. Önümüzde Ramazan var, iftar saatinde Karagöz ve Hacivat gösterisi yapacağız burada. Yetişkinler için de etkinlikler düzenleyeceğiz, amacımız özel günleri buraya dahil etmek. Bunlar bizim kendi kültürel değerlerimiz ve çocukların da bunların öğrenmesi gerekiyor. Biz de bunlardan esinleniyor ve uygulamaya çalışıyoruz.

Nagehan Şaşmaz

 

Türkiye’de bir ilk olan katı gıda ve bebek menüsünde neler sunuyorsunuz misafirlerinize?

6 ay – 2 yaş arası bebekler yani katı gıdaya yeni başlayanlar için pürelerin ve tarhanaların olduğu bir kafe restoran olarak biz ilkiz. Hazır ürünler sunan yerler var ama menü olarak sunan sadece biziz. Ve menümüze gün geçtikçe daha fazla ürün ekliyoruz. Tamamen organik ürünler hepsi, kayınvalidem kendi yapıyor. Eriştelerimiz, siyez tarhanalarımız var; bunları hem menüde sunuyoruz hem de dileyenler için satışını yapıyoruz. Pürelerimiz ise mevsimine göre farklı meyve ve sebzeler ile değişiklik gösteriyor. Hatta menüde yazıyoruz hava ılıkken şu ürünler, soğukken farklı ürünler diye. Aynı zamanda 2 yaş sonrası çocuklar için de var ürünlerimiz, şekersiz muhallebi ve pasta yapıyoruz çocuklara. Mekânın tasarımı ve güzelliği burada doğum günü kutlamak için de uygun, bu konuda çok talep geliyor. Sağlıklı aynı zamanda görüntüde çok güzel pastalar da hazırlıyoruz.

İkinci bir şube açmayı düşünüyor musunuz?

Bir Varmış Bir Yokmuş Cafe’de çocuklar için özel eğlence alanı mevcut

Önce tamamen burayı oturtmak istiyoruz. Mekanın altında kendimize ait büyük bir üretimhanemiz var, ekmeğimize kadar her şey oradan çıkıyor. Hiçbir şeyi dışarıdan almıyoruz o yüzden ilk önce buranın tamamen oturması ve büyümesi gerekiyor. Bir de ciddi şekilde geniş menü yelpazemiz var, bunları aynen yapabileceğimiz, hem mutfak hem üretim hem oturma ve oyun alanının olması gerekiyor. İkinci yer muhtemelen Avrupa yakasında olacak, bu atmosferi sağlayabileceğimiz yerler arıyoruz belki Göktürk tarafı olur. Böyle adımlar biraz zaman gerektirir, büyütmek istiyoruz ama zamanla doğru adımlarla olmalı.

Erken yaşta anne olmak nasıl bir duygu? Anneliği nasıl tanımlarsınız?

Erken evlendim, anne olayım dedim ama resmen deli cesareti. Tabi zorlandım ilk dönemlerde, hem okul hem eşimin yoğun çalışma hayatı… Annelerimiz çok destek oldu bu dönemde. Anne olduğunuz zaman direkt değişiyorsunuz, hani evlenince bir adapte olma süreci var baktığınızda eşiniz ile bir aile olamıyorsunuz çocuk olmadan bence. Çünkü aileyi aile yapan bir çocukmuş bunu fark ettim. İyi ki diyorum şimdi, büyük oğlum bana çok güzel arkadaş oldu biraz da beraber büyüdük. İki erkekten sonra bir kızımız da olsun istiyoruz inşallah.

ANNELİK…

Annelik demek vicdan azabı demek, çünkü onunla geçiremediğiniz zamanları onunla geçirebilirdim dersiniz. Kiminle olursanız olun onu da dahil etmek istiyorsunuz. Onun olmadığı bir tatil geçirmedik daha, neden bu anı ondan çalalım ki anne-babaları ile geçirebilecekleri zaman bu. Beklentisiz bir sevgi aslında, karşılığını da her türlü alıyorsunuz gerçi. Her anları keyif verici…

Gözde Nur Bayar

Ayşe Özgün

Moda ve alışveriş kategorilerinde trend stiller ve markalardaki indirimler, kampanyalar hakkında bilgiler sunar. Sağlık uzmanı olan editörümüz uzmanlaştığı alanlarda farkındalık yaratmayı hedefliyor. İletişim: ayse.ozgun@aysha.com.tr

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın