Bedenlerimiz, beyinlerimiz stres yüklü. Toleransımız düşük. Yorgunuz.
Uzun zamandır maruz kaldığımız koşullar, en dirençli olanlarımızı bile yordu. Yazı, iple çekiyoruz. Temiz havayı, denizi, kum ve güneşi.
Kimilerimiz yüzleşmeler ve içe doğru derinleşmelerle geçirirken pandemi sürecini, kimilerimiz derin konulara girmemek için elinden geleni yaptı.
Öyle ya da böyle hemen herkes bir şekilde etkilendi.
Bütün bir insanlık olarak pandemi sürecinin etkilerinin neler olacağını uzun ve kısa vadede zamanla görebileceğiz. Çeşitli alanlardan uzmanlar durum değerlendirmeleri yapıyorlar ve kitlelere yol haritası sunmaya çalışıyorlar.
Kadınlar olarak rollerimiz ve sorumluluklarımız arasındaki dengeyi tutturmak biraz daha zorlaşmış olsa da bu zorlu görevin de üstesinden gelmeyi başardık.
Hayat kimilerimiz için normalleşmeye başladı bile.
Roller söz konusu olunca kadın ve erkek rolleri arasında da değişimler yaşandı ve evden çalışma sistemi ilişkilerin gözden geçmesine neden oldu.
Bazı ilişkiler bitti, bazıları yenilendi, bazıları ise ne kadar sağlam oldukları ile sınandı.
Aynı ortamda uzun süre kalmak, hareket edememek ister istemez hayatlarımızdaki insanlara daha yakından ve derinden bakmak zorunda bıraktı bizleri.
Bu yakından bakma haline şaşkınlık ve hayal kırıklığı eşlik etti kimi evlerde. Kimilerinde ise hayranlık ve umut.
Yoğun iş temposunun bizi kendimizi ve yaşam ortağımızı görmenin ne kadar uzağında konumladığını ancak anlayabildik. Birbirimizi ve hatta kendimizi tanıdığımızı düşünürken, aslında bunun ne kadar zor olduğunu anladık belki de.
İnsanın kendim dediği şeyin bile yabancısı olması gerçeği, dünyanın güvenilmezliği ile birleşince en zor sorularla baş başa kalmış olduk.
Dünya, bugüne değin kendisine yapılan haksız müdahalelerle ilgili hesap soruyor belki de insanoğluna.
Hep beraber izleyecek, göreceğiz bu süreç neleri beraberinde getirecek.