Aygül Aydın: ‘’Astrolojiyi bilmek Allah’a daha yakın olmaktır.’’
Astronomi bilimi üzerine araştırmalar yapan yazar Aygül Aydın ile bu alandaki önyargıları, İslam ile astroloji arasındaki ilişkiyi ve toplum içinde burçları nasıl görmemiz gerektiğini konuştuk.
Sizi bugün bu noktaya getiren yolculuğunuzu merak ediyorum. Sizden dinleyebilir miyiz?
1984 doğumluyum. Yaklaşık 13-14 yıldır bilişim sektöründe çalışıyorum. Hayatımda çok önemli kariyerimle ilgili kırılma noktaları yaşadım. Öncesinde belirtmem gerekir ki 14’lü yaşlarımda astrolojiye çok meraklıydım, araştırmaya başladım. Bir yandan da tasavvufu, Allah aşkını, içine dönmeyi anlamaya çalıştım. Bu şekilde çok küçük yaşlarda sorularıma cevap bulabilir miyim diyordum. Kariye Müzesi’nin arkasındaki kütüphanede bulunan astroloji kitaplarını okurken büyük bir sevdaya girdim, kendi kendime elimle çizip haritamı çıkardım. Hikâye bu şekilde başladı ama ben bunu hep sakladım. Çünkü benim ilgilendiğim zamanlarda falcılık-medyumluk tarzı basit bir algı içinde bulunuyordu. Şimdi astrolojinin konumu güzel ama o zamanlarda bu şekilde değildi. Daha sonra Öner Döşer ’in açtığı astroloji okuluna kayıt oldum. Şartlar şimdiki gibi değildi ve ben Beylikdüzü’nden Bağdat Caddesi’ne gidiyordum bu okul için… Metrobüs bile yoktu. En güçlü hatırladığım şey üç saate yakın süren yoldu. Yurt dışındaki astrologlardan yardım alıyordum, İngilizcemi de bu sayede geliştirmiş oldum. Uzunca yıllar devam ettiğim çeşitli astroloji eğitimlerime bir dönem ara vermek istedim. Çünkü kamuda hizmet ediyordum ve yüksek lisansımı tamamlamak istedim. Kamuda “It bilişim uzmanlığı” üzerine yapmış olduğum iş benim için daha önemliydi. Çünkü daha fazla saygınlığı olduğunu düşündüğüm ve gerçekçi bir alanda çalışıyordum. Astroloji de benim için terfi alabilecek miyim alamayacak mıydım onlardaydı… 2009’da, evlenmek üzere olduğum zamanlarda eşimin haritasına bakmayı ve kendimle ilgili olayları tekrar tanımlamayı çok istedim. Bir karar vermem gerekiyordu. Astrolojiye geri döndüm.
Ben çok harita bakan bir insanım. Karşımdaki insanın halinden, tavrından acaba Merkür’ü nedir, Venüs’ü nedir diye düşünürüm. Aynı zamanda insanı analiz etmeyi sanat olarak görüyorum. Siz bir sanat eserisiniz ve Yaratan sizi hangi kodlarla, gezegen çalışmaları ile dünyaya getirdi? Bunları araştırmayı, insanın kodlarını seviyorum. Nasıl genetik bir yapınız varsa, ruhunuzun da bir genetiği var. Ruhsal olarak da bir genetiğimiz var, işte orası astrolojidir. Maddiyatla maneviyatı ayırt edebilmemiz için burada ince bir çizgi var. Bizde genelde bu çizgi yanlış anlaşılıyor. Aklımızın ermediği şeyleri reddetmeyi seven bir toplumuz. Halbuki bu Allah’ın planı ve sizin bu planı anlamaya çalışmanızla ilgili her şey. Astrolojiyi bilmek aslında Allah’ı bilmektir. Biz şöyle söylüyoruz: Rabbini bil, tekamül et ve kendini bil. Bu zincirin kendini bilmek kısmı, astrolojiyi bilmenizdir.
Tüm bilgi kirliliklerinden ve sabit görüşlerden uzak olarak, burçları nasıl görmeli, anlamalıyız? İnancımıza ters düşmeyecek şekilde burçları nasıl yorumlamalıyız?
Burçlara, kişilik analizi olarak bakmak gerekiyor. Milyonlarca koç, oğlak vs. burcu var dünya üzerinde. Hepsi aynı şeyi yaşıyor diye bir durum söz konusu değil. Sizin kendinize ait şartlarınız, koşullarınız var. Nerede doğduğunuz, maddi imkanlarınız ve en önemlisi ise hangi aileye doğduğunuz çok önemli. Özellikle aile, astrolojideki en önemli unsurdur. Anne babanın hayatımızı şekillendirmesi, bizim kişiliğimize, hayata bakış açımıza etki eder. Mesela koç burcusunuz ve engelli bir kardeşiniz var. Bu şartlar içerisinde yardım duygunuz daha fazla gelişiyor ve aceleci olan koç burcu kişisi burada sabrı öğreniyor. Sonra siz o “koç burcu” kişisini gördüğünüzde diyorsunuz ki “Aaaa sen hiç koç burcun benzemiyorsun. ” Yani herkesin hikayesi farklı… Gökyüzündeki olayları, insanların hikayelerine göre yorumlayabiliyor olmamız lazım, astroloji budur. Kişi, bu doğrultuda yorumlayabiliyorsa, değişkenliğin içindeki yeteneğe hitap eden bir sanattır.
ASTROLOJİ HAYIRLISINI ANLATIYOR
Siz evren içinde ne kadar akıllı davranırsanız evren de size o kadar aklı başında işler sunar diyorsunuz. Nedir bu akılı davranışlar?
Aklın en büyük mucize olduğuna inanıyorum. Yaratan’ın aklımızı her şeyden üstün tuttuğuna inanıyorum. Seçimleri belirleyen mekanizma buradadır. Yaratan, bizlere çeşitli seçimler sunup diyor ki, ben size daha üstünü olmayan bir akıl verdim.
Rodyn Collin’in çok sevdiğim bir sözü vardır: İnsanın deliliği veya anormalliği, özü ile kişiliği arasındaki uzaklıktan doğmaktadır. Bir insan kendinin ne olduğunu daha fazla bildikçe, akıllığa daha fazla yaklaşır. Kendisi hakkındaki hayali, gerçekte ne olduğundan uzaklaştıkça, daha fazla delirir.
Müslüman’a ‘’İkra!’’ diyor; oku… Hristiyan’a sev diyor. Herkese şifresini vermiş. Ayrıca şuna da çok inanıyorum; bir şey olmuyorsa neden olmadığını o an ben anlamıyorum fakat astroloji bunun sebebini size veriyor, ‘hayırlısını’ anlatıyor. Astrolojinin kesinlikle okullarda okutulması taraftarıyım. Hayatta bağımlı oldukları durumlardan kurtulmayan insanlara, astroloji dersleri verilmesi gerekiyor.
İslam ve astroloji arasındaki bağ hakkında neler söylemek istersiniz?
Astroloji’yi bizim için araştırmaya değerli kılan referans aldığımız Kur’an’da bulunan Burçlar Suresidir. Ayrıca insanın dört elementine Kur’an’ın yaptığı vurgu gözardı edilemez düşüncesiyle yola çıkıldı.
“Allah, insanı pişmiş (ateş ve hava) çamur (toprak ve su) gibi bir balçıktan yarattı.”
RahmanSuresi: 14- 15
Astroloji ve İslam arasında ilginç bağlar var. Astroloji, insanların doğduğu anda gökyüzünde var olan gezegenlerin konumları, hangi evde bulundukları aralarında yaptıkları açılarla herkesin neden farklı yeteneklere sahip olduğunu da açıklamaya çalışıyor. İslam, insanın pişmiş çamurdan yaratıldığına Kur’an’da verilen bilgiyle bize anlatır. Pişmiş çamurda dört element vardır. Bunlar pişmiş olduğu için ateş, hava, çamur olduğu için toprak ve su, bunlardan yaratılan insana Kur’an’da Yaratıcı kendi nefesinden verdiği söylenir (ruh), yani buna ruh eklenmiştir.
“Hani Rabbin meleklere, “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin” demişti.”
Hicr Suresi 28, 29
Günümüzde astrolojiyi şirk koşmak olarak tanımlayanlar var. Hepimiz iman eden, Allah’tan korkan insanlarız. Astroloji bir sanattır, fakat tespit edilemeyen, henüz bununla alakalı verilerin tam sağlanamadığı bir alan. Çünkü bu alanda yeterli çalışan olmadı. Bir de üstüne insanları çeşitli adlar altında bu işi yaptığını söyleyerek dolandıran insanlar çıkınca, algı tamamen değişti. Fal bakıyorum deyip astroloğum diyen insanlar var maalesef… Adli taraftan bakınca astrolog adını kullanarak bu işleri yapan insanlara herhangi bir ceza işlemi uygulanmadığı için bundan faydalanılıyor. Şahsi görüşüm; İslam’a inanan, Kur’an-ı Kerim’i okuyan insanlar, astrolojinin tespitlerini, yerini gerçek anlamda anlarlar. Arasındaki bağlantıyı çözeceklerdir.
Tasavvuf bu alanın neresinde sizce?
Asr suresi şöyle der: “Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).”
İşte astroloji sabrı öğretir, salih ameller işleyebilmeniz için sizi yüreklendirir. Tavsiyeler sunar. Geçmişi inceler. Sizi ziyandan kurtarır. Kendini bilmek yoluna giderken; gezegenleri, yıldızları sorgular tasavvuf. Kendini bilme şifrelerine götürür seni. Erzurum’lu İbrahim Hakkı’nın Marifetnamesi’nde de yer alır. Bu eseri okumaya başladığınızda zaten hikâye değişmeye başlar… İki alanı Marifetname’yi okuyup anlayarak birleştirebildim. Altını çizerek belirtmek isterim, bu korkutucu bir şey değil. İnsanlar astrolojiye inanmıyorum diyor mesela… Psikolojiye inanmıyorum diyebilir misiniz? İşte astroloji de psikoloji alanı kadar gerçek. Sözün özü, astroloji bir amaç ve ben bu amacı tanıtmak istiyorum. Hayatlarında sadece bir kere olsun kendi haritalarını okuma fırsatlarına erişirlerse (bu da nasiptir) benim ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır.