Gerek ülkemizde gerekse dünyada kadın olmak zordur. Ancak kadın isterse tüm engelleri aşar ve enerji dolu ruhlarıyla dokundukları her yeri ayrı güzelleştirir. Bu ay sizlere girişimci kadınlarımızın başarı hikayeleri arasında bakırları yüksek enerjisi ve pozitif ruhuyla işleyen Sibel Ölçenoğlu’nu tanıtmak istedik. 3D animasyon işinden, babasıyla birlikte Beyoğlu’nda bulunan atölyelerinde bakırlara hayat vermeye geçiş yapan Sibel Ölçenoğlu, hikayesini Aysha Dergisi okurları için anlattı.
Gülçin Ertunç
*Merhaba bakırların en güzel ustası desek Sibel Usta’ya yalan olmaz. Keyifle yaptığınız bakır ustalığındaki hikayenizi ve sizi tanıyabilir miyiz?
Çok farklı bir sektörden geldim. 3 boyutlu animasyon işiyle uğraşıyordum. Bir gün artık o işi yapmak istemediğimi farkettim, sürekli aynı şeyleri tekrarlamak benim kişiliğime uygun değildi. Ne yapmak istediğimi düşünmek için kendime zaman vermiştim. O sıralarda babam bana böyle bir teklifte bulundu. Kendisi metal ustasıdır, her türlü metal malzeme ile iç ve dış mekan dekorasyon işleri yapar. Çocukluğum atölyelerde geçtiği için severim atölye ortamını. Atölye aletleriyle oynayarak büyüdüm. Denemek istedim ve önce malzemeleri tanıyarak başladım. Başka metallerle de çalışıyorum ancak bakırın yeri ayrı. Saf bir element, kendi ruhu var. Saf bir bakır takı kullandıysanız bilirsiniz kararma yaptığını. Bu bile kişiden kişiye değişir, kimisinde kahverengi tonlarda kararır, kimisinde yeşil tonlarda, kimisinde kırmızı. Bakırı özel kılan da bu bana göre. Her yerde karşımıza çıkan, birbirinin aynı, kusursuz, pırıl pırıl, seri olarak makine ile üretilmiş takılar bana ruhsuz gelirdi. Bunun sebebinin doku eksikliği olduğunu farkettim. 3 boyutlu animasyonun bana kazandırdığı bir yetenek doku. Tabi oradakiler gerçek değildi ve silmek için bir tuşa basmanız yeterliydi. Şimdi ise bilekliklerime ruh katıyor dokularım ve kalıcılar. Bu his öyle muazzam ki. Her bir ürünüm üzerinde titizlikle ve zevkle doku çalışıyorum. Ve biliyor musunuz herkesin içini ısıtan kendisine özel gelen bir doku var. Bunu farketmelerini sağlamak için elimden geleni yapıyorum
*Beyoğlu Kuledibi’nde eski İstanbul’un unutulmaya yüz tutmuş mesleklerinden birini icra ediyorsunuz. Kadın bakır ustası olmak nasıl bir duygu?
Bakır ustası olabilmek için çok yıllarım var daha. Metallerle çalışıyorsanız her gün yeni bir şeyler öğreniyorsunuz çünkü. Sonu var mı bunun henüz bilmiyorum.
Bakır işçiliğinin unutulma sebebi de, bana göre, yüzyıllardır aynı şeylerin yapılıp sunulması. Böyle düşündüğüm için, çiçekler, manzaralar ve otantik desenlerin dışına çıktım. Kendi seveceğim şeyleri yaratmak istedim. Hiç kimseyi taklit etmeden ve etkilenmeden. Biraz daha sade, ilkel şartlarda çalışarak ruhu olan takılar yapmayı seçtim. Ve yaptıklarımın beğenilmesi bana mutluluk veriyor. Hepimizin peşinde koştuğu şey de mutluluk değil mi?
* Hem bir anne hem de başarılı bir girişimci olarak enerji dolu ruhunuzla bakırları her gün keyifli atölyenizde işliyorsunuz. Bakılınca güç gerektiren bir erkek işinde genç ve güzel bir kadın usta görüyoruz. Sizi görenler şaşırıyor mu bu işi yaptığınız için?
Evet hem şaşırıyorlar hem de destek oluyorlar. İşimin pek çok aşamasında babamdan destek alıyorum, harika bir öğretmendir, bir şeyler başarabilmişsem onun sayesinde. Bir de yaptığın işe gerçekten inanıp sevdiğin zaman tüm çevren sana destek olmak için elinden geleni yapmaya başlıyor.
*Aynı zamanda sosyal medyada sayfanızda da enerjiniz oldukça eğlenceli. Takipçilerinizle çok güzel bir iletişim kurmuşsunuz. Işıl ışıl parlayan bakır bileklikler, pirinç ve çelik doku çalışmalarınızla her gün farklı tasarımlar üretiyorsunuz. Bu güzel bilekliklerin üretim aşamalarını anlatır mısınız?
Sosyal medya konusunda herhangi bir eğitimim, araştırmam ya da stratejim yok. Doğallık seven biriyim ve içimden geldiği gibi davranıyorum. Sanırım ürünlerime ilgi duyanlar da doğallığı seviyor. Tüm takipçilerim arkadaşım gibi. Onlarla sohbet etmekten keyif alıyorum. Harika dostluklarım oldu bu hesap sayesinde. Hiç iletişime geçmeden, biz Galata’ya geldik kahvenizi içmeye, adresi verir misiniz diyenler oluyor.
*Yapmış olduğunuz tasarımlar %100 el işçiliği ve fazlasıyla emek harcıyorsunuz. El işçiliği yeterince değer görüyor mu sizce?
El işçiliği değer görüyor evet. Bilekliklerini ellerine aldıktan sonra, emeğinize sağlık, enerjiniz bunlara da geçmiş, çok mutlu olduk gibi geri dönüşleri bunun ispatı. Bunun değeri ölçülemez.
*Yeni bir doku çalışması yaparken nelerden etkileniyorsunuz?
Hiçbir zaman yeni bir doku çalışmalıyım diye düşünmedim. Bir parça metali elime alıp tezgahın başına geçiyorum ve bitene kadarki kısmı hatırlamıyorum. Sonra elimdekine ben de hayretle bakıyorum. İlginç bir duygu bu tarif edemiyorum. Yaptıklarım birbirinin aynısı olmuyor, aynı metal, aynı çekiç, aynı vuruş ama sonuç bambaşka. Bu o anki duygularımla ilgili sanırım.
*Hem kişiye özel farklı bir hediye hem de özel bir tasarımı hediye etmek isteyenler bu güzel bileklikleri tercih ediyor. Aynı zamanda sağlık yönünden de bakırın faydaları olduğunu biliyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Uzmanların bakıra dair söylediklerine göre; saçtan tırnağa tüm vücudumuza faydaları var. Kemik yapısını sağlıklı tutmaya yardımcı oluyor, romatizmal ağrıları azaltıyor hatta yok ediyor. Kırmızı kan hücrelerinin üretiminde rolü büyük, merkezi sinir sistemine de katkısı var. Bakterileri öldürme özelliğinin yanı sıra, tiroid bezlerini çalıştırır. Ayrıca pozitif elektrik yükleme özelliği var bu da vücudun sinirsel anlamda dengelenmesini sağlıyor. Melanin üretimi açısından çok etkilidir bu sebeple yaraların iyileşme süresini kısaltıyor.
Özellikle kadınlara ve girişimci olmak isteyip cesaret edemeyen hayalindeki işleri yapmak isteyenlere ne mesaj vermek istersiniz?
Biz kadınlar çok çalışkanız, üretebiliyoruz, yaratabiliyoruz, tasarlayabiliyoruz, en önemlisi hayal kurabiliyoruz. Cesaret etmek en önemlisi, kaybedecek hiçbir şey yok. Bu güç hepimizin içinde. Belki de doğru zaman şu andır!