Geçtiğimiz günlerde Alfa Yayınevi ekibinden sevgili Özlem Vatansever’in davetlisi olarak, Davranış Bilimleri Uzmanı Banu Gökcül’ün yeni çıkan “Süper Beynin Sırları” kitabının lansmanına katıldım. Lansman dediğime bakmayın, aslında Banu Hanım’ın şahane enerjisiyle kitapta paylaştığı kişisel devrim sırlarının nasıl yaşanabileceğini uygulamalı olarak gösterdiği bir etkinlikti. Birlikte birçok çalışma yaptık. İlk çalışmada, kelimelerin ve davranışların beynimiz üzerinde nasıl bir etki yarattığına pek dikkat etmediğimizi fark etmemiz, birkaç dakikayı aldı.
Ardından duyguların yeni nesil Sherlock Holmes’u olarak tanınan Banu Hanım, “Sizi engelleyen her şeyden şimdi jet hızlıyla kurtulun!” sloganıyla; ağrı, korku, yetersizlik ve değersizlik hissi, aşk acısı hatta ve hatta panik ataktan bile kurtulmanın mümkün olduğunu söyleyerek sözlerine devam etti. Bu olumsuz hisleri ve hastalıkları 7 adımda yenebilmenin nasıl mümkün olacağını kitaptaki bilgilerden yola çıkarak biz konuklarıyla paylaştı. Sesi kısık bir basın mensubunun sesinin bu tekniklerle gözümüzün önünde açılması, diğer bir konuğun omzundaki ağrısının geçmesi gerçekten çok etkileyiciydi. Bu teknikleri içeren yedi adıma yer vermekten mutluluk duyacağım:
- Otomatik Düşünceye Karşı Esnek Düşünce
- En Hızlı Dönüşüm İçin Yöntem
- Zamanı Genişletmek
- Titreşimini Değiştir, Hayatın Değişsin
- Süper Beyni Yönetmek
- Hayatı Yönetmek İçin Duygusal Dayanıklılık
- Modelleme: Kim Bana Model Olacak?
- Sihirli Hipnotik Dil Kalıpları
Tüm bu yedi+buçuk adımda kişisel devrim sırlarına kavuşmak için, Alfa Yayınları’ndan çıkan Süper Beynin Sırları kitabını okumalısınız.
Bu sadece benim önerim mi? Tabii ki hayır. Bakın, Prof. Dr. Sinan Canan, Banu Gökcül’ün son kitabı için neler söylemiş?
“Bazı kitaplar okunmak, bazıları ise yaşanmak için yazılmıştır. Süper Beynin Sırları kitabını herkesin yaşamının parçası haline getirmesini ve yaşamına uyarlamasını diliyorum. Bu sayede o hep özlediğimiz, ‘Daha iyi bir hayat’ ve ‘Daha iyi bir dünya’ arzusuna doğru büyük bir adım atmış olacağız.”
Kendim için aldığım iki küçük notu sizin de işinize yarayacağını düşünerek paylaşarak yazıma son vermek isterim:
1) Olanı olduğu gibi gör.
Önyargılarımızdan sıyrılıp, bilinçaltımızdan uzaklaşarak insanlara yaklaşmalı; ‘olanı olduğu gibi görmeliyiz’. -Bu konuda hangimiz zorlanmıyoruz ki.
2) Kendini sıktığını fark ettiğinde dilini damağına değdir. Çeneni, omzunu veya kalçanı sıkıp sıkmadığına dikkat et. Biz insanlar bu üç bölgeyi sıkarız. Derin nefes al, şu an’a geç.
Zeynep Özcan