Benazir Butto deyince akla ilk gelen şeydir belki de güç. Ya da varlık içinde yokluk… Ülkenin siyasi iktidarını elinde tutan bir babanın izinden giden akıl almaz cesarete sahip bir kadın. Ev hapsi, sürgün, tehdit ve daha birçok zorluğa tek başına göğüs germiş bir kadın. İdealleri uğruna her şeyi göze almış bir kadın. Hayatını hiç bilmeyenler ve biraz daha yakından tanımak isteyenler için işte tarihin en güçlü Müslüman kadını Benazir Butto…
Benazir Butto Pakistan’ın eski başbakanı ve devlet bakanı Zülfikar Ali Butto’nun 1953 doğumlu kızıdır. Onu babasıyla anmamızın sebebi, izinden gitmesi ve babasından daha çarpıcı bir hayat hikayesi çizmesidir. Bilim ve zanaata önem veren bu ailenin kızının da elbette kültür seviyesi çok gelişmişti. Kaliteli eğitime önem veren Butto ailesi, kızlarını eğitim için Harvard ve Oxford’a gönderdi. Daha o yıllarda siyasete ayak bastı. Babası Zülfikar Ali Butto’nun Birleşmiş Milletler’e temas kurmak üzere Pakistan’dan gitmek zorunda kalması Benazir’e siyasetin kapısını araladı. Babasına yardımcı olmak için Harvard Üniversitesi’ndeki eğitimini yarıda bıraktı.
Eğitimini Oxford Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra vatanı Pakistan’a döndü. Ancak 1977 yılında babası Zülfikar Ali Butto, ordu tarafından devrildi. İşte asıl her şey bu noktada hareket kazanmaya başladı. Hapse atılan Zülfikar Ali Butto ile kızı 2 yıl boyunca haftada yalnız bir kez görüşebildiler. Bu iki sıkı dost geleceği inşa etmek isterken ilk ağır darbeyi ayrılarak aldılar. 1979 yılında gardiyanlar eşliğinde babasına kavuştu. Ancak bu sanıldığı gibi bir kavuşma değildi. Sadece yarım saatlik bir görüşün ardından baba Zülfikar Ali, darağacına götürülerek idam edildi. Tam 2 yıl boyunca kavuşmayı bekleyen baba-kızın sarılmasına dahi izin verilmedi.
Benazir o günden sonra daha da güçlü bir kız oldu. Babasının idam edilişinin üzerinden vakit kaybettirmeyen darbeci yönetim, Benazir’i 5 yıl ev hapsine çarptırdı. Takvimler 1984’ü gösterdiğinde Benazir özgürlüğüne kavuştu ve Büyük Britanya’ya doğru yola çıktı. Bu yoldaki ilk hedef babasının kurduğu partinin başına geçmekti. Öyle de oldu. Siyaset tarihine adını resmi olarak ilk bu şekilde yazdırdı. Askeri darbenin Buttolara ve halka yaşattıklarını anlatmak için sesini tüm dünyaya duyurdu.
Batı belki de ilk kez bir Müslüman kadını ve ailesini haklı bulduğunu dile getirerek Butto ailesinin yanında oldu. Benazir tüm bunlardan güç alarak ülkesine dönmek istedi. Ancak karşısında babasını deviren askeri devlet adamı Muhammed Ziya Ül Hak vardı. Benazir kadınsal yönüne sığında ve sabretti. Ziya Ül Hak’ın 1988 yılında vefat etmesi sonucu Benazir ülkesine döndü.
BENAZİR: BEKLENEN LİDER
Darbeden sonra yapılan bu ilk seçimlerde adını liderliğe yazdıran Benazir Butto, galibiyetinin mutluluğunu yaşıyordu. Ancak iftiralar peşini bırakmadı. Dönemin devlet başkanı hakkında yolsuzluk iddiaları ortaya atarak onu başbakanlıktan uzaklaştırdı. Butto tabii ki yılmadı ve 1993’te girdiği seçimden yeniden zaferle ayrıldı.
Müslüman bir kadının yükselişini hazmedemeyenler onu 3 yıl sonra yeniden görevde indirdi. İspatlanamayan iddiaların başında eşi Asıf Ali Zardari ve kendisinin, hesaplarına 1,5 milyon dolar geçirdiği konuşuluyordu. Eşi Zardari ile kendisini zor bir süreç daha bekliyordu. Zardari’ye 8 yıl hapis cezası verildi. Ancak Butto bir kadın olarak yine vazgeçmedi ve her zaman ona desteğini vermeye devam etti. Bir süre sonra da yeni bir imtihan Butto’nun kaderinde açığa çıktı ve 1999 yılında sürgün edildi. Sürgün edilmiş lider Butto, bu süreçte yalnızdı. Çünkü 2 kardeşi de vefat etti. Bu dönemde elbette yine asılsız iddialar ortada kol gezmeye başladı. Kardeşi Murtaza’yı rakip olarak gördüğü için öldürttüğü gerekçesiyle suçlandı. Tüm bunların üstüne terör örgütlerinden ciddi tehditler aldı. Her şeye rağmen güçlü ve dik duran kadın Benazir, ülkesine geri dönmek için yola koyuldu. Dönüşü de oldukça hareketli oldu. Halkın özlediği lider yeniden ülkesindeydi. Onu karşılamak için etrafına toplanan kalabalıkta bir bombalı saldırı gerçekleşti ve 138 kişi hayatını kaybetti.
BENAZİR: DEMOKRASİ MÜCADELECİSİ
Bu dünyada hem Müslüman olmak hem de demokrasiyi savunmak güç bir mücadele. Benazir bunun en önemli kanıtı. İşte bu uğurda demokrasi için he şeyi feda etmeyle özdeşleşen isim. Beklenen lider Benazir’in yeniden yönetime geçmesi halk tarafından en çok arzu edilen şeydi. Ancak bu kez hikayenin sonu yaklaşmıştı. 27 Aralık 2007 günü silahlı ve bombalı suikaste kurban oldu. Yine onu görmeye gelen kalabalıktan 20 kişi hayatını kaybetti. Halkına yine onlarla birlikteyeken veda eden Butto unutulmaz Müslüman kadın ve lider olarak anılmaya devam etti.
BENAZİR: “PAKİSTAN’IN TÜM ÇOCUKLARI İÇİN”
Hafızalardan silinmeyen o sözleri ise şöyleydi:
“2007’de beni Pakistan’da bekleyen belirsiz bir geleceğe dönmeye hazırlanıyorum. Sadece kendim ve memleketim için değil bütün dünya için söz konusu olan tehlikeleri çok iyi biliyorum. Tutuklanabileceğimi düşünüyorum. Ülkeme indiğimde hava alanının pistinde beni vurabileceklerini biliyorum. Her şeyin ötesinde Elkaide beni kaç defa öldürmeye kalktı. Bu kez, öylesine nefret ettikleri demokratik seçimler için mücadele etmek üzere sürgünden döndüğümde neden gene buna kalkışmasınlar. Fakat yapmak zorunda olduğum şeyleri yapacağım ve Pakistan halkına, demokrasiye duydukları hasreti paylaşmak için yanlarında olma konusunda verdiğim sözü yerine getirmek için ülkeme dönmeye kararlıyım. Pakistan’ın bütün çocukları için bu riski göze alıyorum.”