İslam dininde Oruç ibadeti, her iki dünyada da insanı erdeme ulaştıran ve Yüce Allaha yaklaştıran mukaddes vesilelerden biridir. Kuran-ı Kerim’de“ Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının, O’na yaklaşmaya vesile arayın ve O’nun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.” (Kur’an, 5: 35). Ramazan-ı şerif ayına müteakiben Şevval ayının birinci gününden başlayarak birbirini izleyen üç gün boyunca kutlanan Eid-el-Fitr’den sonra 6 gün süren Şevval orucu, inananların, ibadetleri sırasında aldıkları tüm nimetler için Yüce Allah’a müştak ve müteşekkir olduğunu kanıtlar. Ramazan ayından kısa bir süre sonra oruç tutma alışkanlığının devam etmesi için, aslında mübarek Ramazan ayında Allah’ın bize lütfettiği nimetleri ve kazandığımız güzel alışkanlıklar için Yüce Allah’a teşekkür etmenin bir aracıdır.
Şevval ayında oruç tutmak, Ramazan ayı boyunca mazur sebeplerden dolayı oruç tutulmayan günlerin kazası için daha rahat tutabilecekleri için iyi bir yol olduğu düşünülmektedir. Çünkü bünyemize alıştırdığımız ve oturttuğumuz oruç alışkanlığı ile zorlanmayacağız. Şevval ayın nafile orucu Ramazan ayında tutulamayan oruçların yerine geçmez. Ama nafile orucu tutmadan önce Ramazan orucunun tutulmayan orucun en kısa sürede kazasının yerine getirilmesi şiddetle tavsiye edilir ve farzdır. Çünkü bu, Allah’a karşı bir borçtur ve farzdır, farzlar da nafile ibadetten daha üstündür. Dolayısıyla aynı anda farz ve nafile ibadeti birlikte niyet edilemez. Şevval orucu dinimizce sünnet-i müstehaptır yani nafile ibadettir. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur.” (Müslim, Sıyâm, 204; Tirmizî, Savm, 53; Ebû Dâvûd, Savm, 59) buyurmuştur.
Şevval ayının faziletlerinden bahsedersek kitaplar eksik kalır belki, çünkü Allah’ın hikmetlerini anlamak ve kavramak insanoğlunun akıl sınırlarının üzerinde. Ama efendiler efendisinin bize Kur’an’dan öğrettiği derslere bakarsak Allah nafile ibadetleri bire on sevap verir. Bu nafile ibadetlerin bir de insan ve içtima açısından bakarsak aslında hayatımıza yarattığı düzen, sağlık, psikolojik ve insan ilişkiler açısından ne kadar faydalı olduğunu görüyoruz. Allah Teâlâ’nın bu nafile ibadetler vesilesi ile dünyada bize kazandırdığı şeylerin belki 100 katını veya 10 bin katını ahirete kazandırır. Öyle nafile namaz ve oruçlar vardır ki ahrette farz ibadetlerimizin hafif geldiği mizan terazisinde onlar tamamlar ve bize rahmet kapılarını açtırır. Bu ibadetler bizi, en merhametli sevgiye ulaşma ve O’nun önünde öne çıkma ile sonuçlandığını kanıtlar. Hafife alınmayacak kadar kutsal ve hikmetli bir eylemdir. Her ne kadar Sünnet-i müstehap olsa da, yüksek erdem ahlakının yerine getirilmesiyle bir iman eden için dünyevi ve uhrevi başarılar sağlar.
Sonsuz okyanusların onun Rahmet ve merhameti karşısında zerre hükmünde olan Yüce Allah tüm acizliğimiz ile tuttuğumuz Ramazan orucunu kendi katında makbul görür ve Şevval ayında bize oruç tutmayı nasip eder!
Amin….