instagram: dytnidanurcan
Uzm. Dyt. Nidanur Şentürk Can… 2010-2014 yıllarında İstanbul Bilim Üniversitesi’nde Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde okudu. 2015 yılında Okan Üniversitesi’nde yüksek lisansına başladı. 2013-2014 yılları arasında Florence Nightingale Hastanesi’nde staj yaptıktan sonra 2014 yılında Bezmialem Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 3,5 yıl görev yaptı ve sonrasında kendi kliniğinde hizmet vermeye başladı. Diyet veya sağlıklı beslenmenin, bir karar sonrası verilen yaşama biçimi olduğunu ve tamamen kişiye özel olduğunu savunan Can, yıllar boyu gerek Bezmialem’de gerekse kendi kliniğinde çok sayıda danışan üzerinde obezite cerrahisi sonrası beslenme takibi, kronik hastalıklarda ve klinik beslenme üzerine çalıştı. Nidanur Şentürk Can kilo vermek isteyen insanların beslenme programının birbiri ile aynı olmaması gerektiğini her bireyin kan tahlili sonuçlarının, fizyolojik durumunun, metabolizma hızının, yaşam şartlarının ve psikolojik durumunun farklı olduğunu belirtiyor .
Diyette sıklıkla yapılan hatalar hangileri?
Sağlıklı beslenme 4 sac ayağı üzerine kuruludur ve sadece beslenmeden ibaret değildir. Bunlar Beslenme-Fiziksel Aktivite Durumu-Stres Ve Uykudur. Evet, sağlıklı besleneceğiz ama diyet yapmanın en büyük düşmanı düzensiz uyku ve strestir. Ne yaparsak yapalım sağlıklı bir uyku düzenimiz olmazsa ve stresimizi azaltmazsak kilo veremeyiz veya bunu kalıcı hale getiremeyiz. Bunu günlük yaşamımıza tamamen adapte etmeli ve buna göre yaşamalıyız.
Danışanlarınız arasında kilo vermek isteyen, size gelmeden önce defalarca farklı diyetler denemesine rağmen kendine hakim olamadığı için başarısız olanları nasıl motive ediyorsunuz, nasıl bir beslenme öneriyorsunuz?
Bugüne kadar hiçbir danışanıma aynı listeyi vermedim. Hastane geçmişimden dolayı kan bulgularına bakmadan beslenme listesi yazmayı uygun bulmayanlardanım. Zaten daha önceki başarısızlıklar da hep bu basmakalıp listelerden kaynaklanıyor. İnsan kendine uygun olmayan bir beslenme sisteminde elbette ki kendine hakim olamayacak ve başarısız olacaktır. Dediğim gibi sağlıklı beslenme kişiye özeldir ve danışanın tam olarak analiz edilerek uygulandığı listeler %100 başarıyı getirecektir, buna herkes emin olabilir.
Hep kilo vermek isteyenlerden bahsediyoruz, bir de kilo almak isteyenler ve genellikle hüsrana uğrayanlar var. Kilo alamayanlar için genel olarak ne tavsiye ediyorsunuz?
İlk önce kişinin kilo almasını engelleyen durum saptanmalıdır. Troid ve böbrek üstü bezlerinin çalışma durumuna bakılma ve gaita testi mutlaka yapılmalıdır. Metabolizma hızına ölçülmeli ve psikolojik durumu değerlendirilmelidir. Kilo almak kilo vermeye göre daha zordur. Bu yüzden kişi çok sabırlı ve hırslı olmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; sadece vücuttaki yağ kitlesi değildir. Kas kitlesinin de artışı sağlanmalıdır.
Siz gün içinde nasıl besleniyorsunuz? Kaç öğünde, neler tüketiyorsunuz?
Kendi metotlarımı, yaşıma ve metabolizmama uygunsa ilk önce kendi üzerimde deniyorum. Klinik takibimi sürekli olarak yaparım. Ama herkesin yaptığı gibi ara sıra ben de yaramazlıklar yapıyorum. Eğer yaramazlık yapıyorsam o gün içerisinde ya da ertesi gün mutlaka telafisini yapıyorum. Gün içerisinde temel besin gruplarını yeteri kadar alıp almadığımı kontrol ediyorum. Ofiste yoğun çalıştığım dönemlerde enerji dengemi sağlamak için 2 öğün beslenmeye özen gösteriyorum. Diğer günler ise gün içerisinde tükettiğim öğün miktarını artırıyorum. Haftada 2-3 gün sporumu ihmal etmiyorum. Ve en önemlisi su tüketimime çok özen gösteriyorum.
Su içmekte zorlananlar için tavsiyeleriniz var mı?
Benim gözlemlerime göre insanlar ya suyun tadını sevmiyorlar ya da çok fazla çay ve kahve tükettikleri için sıvı tüketme ihtiyaçlarını karşıladıkları için su içmiyorlar. Ama unutulmaması gereken bir durum şu; çay ve kahve diüretik olduğu için vücudun öz suyunun dışarı atılmasını kolaylaştırıp vücudu susuz bırakır. O yüzden çay ve kahve tüketimini azaltıp, su tüketimini artırmak gerekir. Eğer tadını sevmiyorsanız kendi lezzetinizi bulun. İçine kuru meyve parçacıkları, salatalık, limon, sirke, nane, çilek, portakal dilimleri ekleyerek lezzetlendirebilirsiniz. Birkaç saat bozdolabında bekleterek lezzetini artırabilirsiniz.
Bu süreçte bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak sürekli konuşuluyor. Sizin bu süreçteki tavsiyeleriniz nelerdir?
Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmanın mucizevi bir formülü yoktur. Ama temellerinden birisi yeterli ve dengeli beslenmektir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için sadece bazı besinlere yönlenmek yerine dengeli bir beslenme programı uygulamalısınız. Vücut fonksiyonlarının düzenli işleyişi için sağlıklı bir dinlenme gereklidir. Uyku evresi beyni dinlendiren ve toksik atıklardan kurtaran evredir. Uyku süresi yaşa göre değişkenlik göstermektedir. Yetişkin bir bireyin günlük uyku süresi 6-8 saattir. Egzersiz ile bunu desteklemeli ve stresten uzak durmalısınız. C vitamini, E vitamini, B grubu vitaminler, selenyum, çinko ve probiyotik ile bağışıklık sistemini güçlendirebilirsiniz. Yeterli protein tüketmezseniz, vücudunuz enfeksiyonlara karşı zayıf kalabilir. Protein tüketimine özen göstermelisiniz.
Son sorumuz da malum bu günlerde yaşadığımız karantina dönemiyle ilgili olsun. İnsanlar devamlı ev ortamında olduğundan sürekli sağlıksız bir yeme halinde. Bununla alakalı son sözlerinizi ve tavsiyelerinizi alalım?
İnsanlarımız şunu unutmasın, dünyanın sonu gelmedi. Sadece bir virüsle mücadele ediyoruz ve bu günler illa ki geçecek. Önümüzde daha nice güzel günler var ve bedenimiz bize daha çok lazım. Sağlıklı kalmamız şart. Bir daha dışarı çıkmayacak gibi yemek ve kendimize bakmamak en büyük yanlışımız olur. Günün sonunda bu aldığımız sağlıksız kiloları vermek çok daha zor olacaktır. Ayrıca demin bahsettiğim gibi bu bağışıklık sistemimiz için de çok zararlı bir durum. Hiç bir şey için geç değil. Hemen bugün sağlıklı beslenmeye başlayalım. Unutmayalım ki SAVAŞIMIZ NE KADAR BÜYÜKSE, ZAFERİMİZ O KADAR GÖSTERİŞLİ OLACAKTIR.