Mücevher tasarımını 4000 yıllık medeniyet tarihinin kültürel değerleri ile birleştirme vizyonunu taşıyan Kiswah Mücevherat’ın kurucusu Bekir Kantarcı, uzun yıllardan beri Kabe örtülerinin koleksiyonerliğini yapıyor. Mekke’deki İslami Dinar Müzesi tarafından sertifikalanmış örtüler arasında farklı dönemlere ait Kâbe’nin iç kısım örtüsü, Hz. Muhammed’in Kabr-i Şerif örtüsü, Kâbe’nin dışını sarmalayan Kisve-i Şerif gibi parçalar bulunuyor.
Kabe örtüsü, üzerindeki yoğun emek ve ince zanaatkarlık ile başlı başına bir şaheser. Tezgâhlarda dokunulduğunda sıradan bir kumaş olan örtü, Kâbe’nin taşlarına dokunduğu anda Müslümanlar için çok değerli Kisve-i Şerif’e dönüşüyor. Her sene yenilenen örtü üzerine Kuran’dan ayetler 200’den fazla yetenekli nakkaş tarafından saf altın ve gümüş ipliklerle örtünün üzerine ustalıkla işleniyor. 14 metre boyundaki örtü bittiğinde 120 kg altın ve 25 kg gümüş ipi üzerinde taşıyor, toplam ağırlığı 650 kiloyu geçiyor.
İslamiyet’in ilk dönemlerinde incecik renkli kumaşlarla kaplanan Kâbe’nin örtüsü; beyaz, yeşil, kırmızı gibi renklerin siyah ile kombinasyonları ile kullanılmışsa da Memlüklar döneminden bu yana siyah olarak kullanılıyor. Dini metinleri ipliklerle kumaşa dokuma geleneği ise 14. yüzyıla kadar uzanıyor.
Kantarcı’nın 25 sene boyunca biriktirdiği bu özel koleksiyonda çok nadide parçalar bulunuyor. Osmanlı döneminde Bursa ve İstanbul’da dokunan Kabe örtüsü, Memlükler döneminde Mısır ve Suriye’de üretilirdi. Kral Abdülaziz zamanında Mekke’de son kez üretilen örtüler arasında olan kırmızı renkli ipek örtü parçası bu nadide parçalardan sadece biri. Zikzaklı bir tasarımla hazırlanmış örtünün üzerindeki yazılar Sülüs hattı ile yazılmış Kuran’dan parçalar içeriyor, bu sayede bu örtü, dönemin hat sanatının gelişmişliğinin de bir göstergesi oluyor.
Koleksiyondaki ürünler arasından Mekke’de üretilmiş başka bir parça ise Hz. Muhammed’in Medine-i Münevvere mescidindeki Kabr-i Şeriflerinin duvarlarını süsleyen yeşil renkli parça. Osmanlı döneminde Kabe’nin yanı sıra Kabr-i Şerif için de aynı özelliklerde ancak farklı ifadelerle örtüler hazırlansa da bu örtü, Mekke’de üretilmiş olması açısından çok az bulunan bir parça olma özelliğini koruyor.
Abbasi döneminden itibaren başlayan Kabe örtüsü üzerine ayet ve dini yazılar yazma geleneğinin yansımalarını da Kantarcı’nın koleksiyonunda bulmak mümkün. Kemer yazıları olarak bilinen bu ayet ve yazıların günümüze ulaşan formlarından biri İhlas suresini kapsayan Samediyye levhasıdır. Kantarcı’nın koleksiyonundaki Samediyye parçası, siyah ipek üzerine altın kaplama has gümüş ile işlenmiş olup 1990 senesinde Kabe üzerinde bir sene boyunca asılı kalmış. Kemer yazılarının Kandil olarak isimlendirilen kısımlarından örnekler de koleksiyon içerisinde mevcut: Üzerinde “Ya Rahman Ya Rahim” ve “El Hamdu Lillahi Rabbil – Alemin” ibareleri bulunan iki adet kandil kemer yazıları, 1999 senesine ait ve 1 sene boyunca Kabe üzerinde yer almış orijinal parçalardan.
19.yüzyıla ait, lacivert zemin üzerine damask tekniği ile dokunmuş Osmanlı dönemi Kabe örtüsü; Mekke’de Kral Fahd döneminde kullanılan Kabe anahtarı kesesinin ön yüzü gibi Kantarcı’nın koleksiyonuna ait nadide parçaları, Aysha 7. geleneksel iftar davetimiz vasıtasıyla Kabe Örtüsü Sergisi‘nde sizlerle bir araya getirmekten büyük mutluluk duyacağız.
Kiswah Mücevherat Websitesi: https://kiswahjewellery.com/tr/