Eylül ayı çocuklar için radikal değişikliklerin yaşanacağı bir dönem. Okullar açılmış olacak ve çocuklar yaklaşık 3 ay farklı bir uyku, oyun ve beslenme düzeninden çıkmış olacak. Günler kısalacak, akşamlar serinleyecek, bozulan uyku rutinleri erkenden uyumaya karşı koyacak.
Çocuklar artık erken yaşta kişilik sahibi oluyorlar. Bu sebeple de büyüklerin yönlendirmelerine karşı sürekli bir direnç gösteriyorlar. Anne-babaların en yakındıkları konuların başında onları dinlememeleri, sürekli abur cubur isteyip izinsiz de olsa yemeleri yer alıyor. Artık kabullenmeliyiz, devir değişti ve çocuklar teknolojinin de gelişmesiyle erkenden birçok farklı seçeneği görüp kendine uygun olanı seçme gücüne kavuştular. Verilen harçlıklar, cep telefonları ile de çocukların istediklerine ulaşabilme kanalları açıldı. Fakat bu güzel şey ciddi sorunları da beraberinde getirdi.
Bir diğer yandan anneler de bu dönemde tembelleşti. Evde doğal yoğurtlar, sağlıklı kurabiyeler, salça veya tarhanalar yapmak geride kaldı. Üstelik çalışan kadın sayısı ve trafikte geçen saatler fazlalaştı. Kadının evde yemek yapmaya ne hali ne zamanı kaldı. Pratik olsun diye dışarıdan söylenen zararlı yiyecekler, hemen yapılıp çocuğun önüne koyulan kızartma, pilav, makarna veya dışarıdan alınan hamur işleri, ödül niyetine çocuğa verilen fast-food ziyafetleri görür olduk. Annelerin tahammülü azaldı, verilen emek katsayısı düştü…
ZARARLI GIDALAR BİRÇOK HASTALIĞIN HABERCİSİ
Şimdi annenin sahaya inme, mutfağa girme zamanı. Çocuklara sağlıklı ve lezzetli, düşük kalorili ama besleyici tarifler yapmak gerek. Zararlı yiyecekler, şekerli ve asitli içecekler tüketen bir çocukta erken yaşta birçok rahatsızlık görülüyor. Yumurtalık kistleri, kıllanma, adet düzensizlikleri, obezite, selülit, alerjiler, cilt sorunları ve şeker hastalığı bunlardan sadece bazılarıdır.
Okullarda da durum bu rahatsızlıklara yol açan yemek düzenleriyle işliyor. En pahalı özel okullardan sıradan bir devlet okuluna kadar her yerde durum aynı. Çıkan yemekler karbonhidrat ağırlıklı. Pilav, makarna, beyaz ekmek, beyaz undan yapılan gıdalar, bol şekerli tatlılarla besleniyor çocuklar. Hep söylerim; dünyayı protein toplumları yönetir, karbonhidrat toplumları yönetilir. Biz de bol proteinli az karbonhidratlı beslenmeli, çocuklarımızı bu yönde beslemeliyiz. Ara öğünlerde çocuklar kek, poğaça, açma gibi zararlı gıdalar tüketeceğine doğal bir yoğurt, elma kurusu, ceviz, badem, katı yumurta, süt yanına az şekerli bir meyve tüketmeli.
Çocukların seyrettiği kanallardaki reklamlara bir bakın; şekerlemeler, fast-foodlar, katkı maddeleri yiyecekler… Anne-baba burada maça 4-0 yenik başlıyor. Çok efor harcarlarsa, çocukların sosyal medyada veya televizyonda karşısına çıkabilecek reklamları kontrol altına alabilirlerse, çocuklarını egzersize alıştırabilirlerse, uyku saatlerini düzenlerlerse, şekerli içeceklerden çocuğu uzak tutup her acıktıklarında sağlıksız gıdalar yerine lezzetli ama sağlıklı atıştırmalıklar verebilirlerse; çocuğu yetişkin olduğunda tüp bebek, şeker, cilt vb. birçok hastalık tedavisi görmekten kurtaracaklar. Tam tersi olduğunda ise o çocuğun geçireceği tüm rahatsızlıklardan anne-baba sorumludur.
ÇOCUĞUN BESLENME ÇANTASINDA NELER OLMALI?
En başta anneler sabah çocuğu okula göndermeden önce bir ayağa kalkacak. Haftanın 3-4 günü yumurta, zeytin, peynir, ev yapımı doğal şekerli marmelat ve bal, tam çavdar ekmeği, yeşillik ve domates içeren bir kahvaltı; 2-3 günü de yulaf ezmeli, chia tohumlu, doğal yoğurt veya sütlü, cevizli, sağlıklı bir müsli kahvaltı çocuklar için harika seçeneklerdir. Okula göndermeden önce yanına da ceviz pestili, dut kurusu, kuru meyveler, leblebi, badem, ev yapımı yulaflı, tarçınlı, kurabiye gibi lezzetli ve zararsız gıdalar vermelisiniz. Haşlanmış mısır, bol yumurta ile yapılmış sağlıklı bir krep gibi bol proteinli az miktarda glisemik indeksi yüksek karbonhidratlar da verilebilir. Haftada bir tost da yapılabilir çocuğa. Çavdar ya da buğday ekmeğine bolca margarin yerine tereyağı kullanmak şartı ile taze peynirli, yeşillikli, bazen yumurtalı, domatesli tostlar da beslenme için bir alternatif oluşturabilir. Mesela dürümler de yapabilirsiniz. Sağlıklı bir yerden alınan döneri tam tahıllı bir lavaşa sarıp yanında yeşilliği ile tamamlayabilirsiniz. Soğuk etli, somonlu ya da hindi fümeli soğuk sandviçler de yapabilirsiniz. Ayran, maden suyu, doğal posalı şeker eklenmemiş meyve suları, soğuk çaylar, kızlar için ada çayı, erkekler için mate çayı, süt ve kefir de içecek olarak tercih edilebilir. Bol sütlü, az şekerli veya meyvelerle aromalandırılmış yoğurtlu tatlılar da çocukların seveceği sağlıklı tariflerdendir.
Beyaz şeker ve mısır şuruplu gıdalardan kesinlikle uzak durun. Piyasada artık hurma şurubu, elma suyu konsantresi bulunabiliyor. Hiç bir şey bulamazsanız da pekmez ve bal kullanın. Çocuklarınız için çok sayıda sağlıklı ve lezzetli tarifleri ‘’Çocuğunu Doğru Besle’’ isimli kitabımdan da edinebilirsiniz.