Dişler devamlı olarak kullandığımız ve bakımlarını düzenli olarak yapmamız gereken önemli organlarımızdan birisidir. Düzenli olarak fırçalanmadığı takdirde, biriken bakteriler dolayısı ile diş eti hastalıklarının oluşması ise kaçınılmazdır. Zamanla dişlerde oluşan bakteriler plaklar birikmeye başlayacaklar, dişlerde oluşan bu yapışkan plaklar ise bakterilerin çoğalmasına çok uygun ortamlar yaratacaktır. Bakterilerin artması dişlerin, hatta diş etlerinin üzerini sarması sonrasında dişlerin tutunduğu kemiğe kadar ilerlemeleri mümkündür. Bu birikimler bir süre sonra dişlerde sallanmalar meydana getirebilir ve dişlerin dökülmesine kadar uzanabilecek etkileri görülebilir.
Diş Eti Hastalıklarının Belirtileri
Diş eti hastalıklarının en belirgin belirtisi özellikle diş etlerinde oluşan kanamalardır. Sağlıklı olan diş etleri kesinlikle kanama olmaz. Diş etlerinde kızarmalar, yer yer şişkinlikler oluşması diş etlerinin çekilmesine işarettir. Diş çekilmesi, köklerin açığa çıkmasıyla başlar ve bu nedenle hassasiyet oluşarak sonucunda diş etlerinde kanama meydana gelir. Zamanla dişlerin arası açılır, dişleri hafifçe sallanmaya başlar, kötü kokular oluşur ve tat bozulur. .tüm bu belirtiler bize ağzımızda diş eti hastalıkları oluştuğunu gösterir ve diş hekimine gitmenin zamanı geldiğine işaret eder.
Diş Eti Hastalıklarının Nedenleri
Diş eti hastalıklarının %30 civarında bir kısmı genetiktir. Eğer ağız ve diş sağlığını önemsemiyorsanız bu genetik rahatsızlığın sizde nüksetmesi altı kat artar. Birçok rahatsızlık gibi diş eti hastalıklarında da sigaranın etkisi oldukça fazladır. Sigara kullanımı diş etlerinde yumuşamalara neden olur ve hastalığa zemin hazırlar. Sigaranın yapılan tedavilerin iyileşmesini de geciktirdiği bilinmektedir. Bir diğer etken ise strestir. Vücudu korunmasız bırakan stres de diş sıkmalarına neden olmaktadır. Düzensiz beslenme, aşırı kilo, Vitamin eksikliği, hamilelik gibi etkenler de unutulmamalıdır.
Diş Eti Hastalıklarından Korunmak Yolları
Öncelikle dişler ve diş etleri sağlıklı tutulmalıdır. Bunun için düzenli olarak diş fırçalamak, diş hekimi kontrolü, stresten ve sigaradan uzak durmak ve dengeli beslenmek ilk akla gelen tedbirler olarak sıralanabilir.
KANAL TEDAVİSİ
Dişlerde zamanla dış etkilere bağlı çatlaklar ve kırılmalar oluşmakta ya da diş bakımına önem gösterilmemesi sonucu çürümeler meydana gelmektedir. Dişte oluşan bu tip rahatsızlıkların tedavi edilmesi amacıyla dişte bulunan sinirlerin ve damarların temizlenmesi sonrasında boşaltılan diş kanallarının dolgu malzemesiyle doldurulması ve çürük dişin kurtarılması tedavisine kanal tedavisi denilmektedir. Eğer bu tarz çürükler, kırılmalar ve çatlaklar önemsenmez ve tedavi edilmez ise zamanla daha büyük sorunlara yol açacaktır.
Kanal Tedavisi Teşhisi
Diş sıcak soğuk hassasiyeti yani sızlama, ağrı gibi durumlar oluşmuş ve özellikle geceleri ansızın ağrılara maruz kalınıyorsa, beslenme sırasında dişe basamama, ağrı, sızı varsa, dişte renk değişikliği, iltihap, şişlik oluşmuşsa, artık kanal tedavisine gereksinim vardır. Bazen bu belirtiler görülmeden de istenmeyen durumlar meydana gelebilmektedir. Bu nedenle belirli periyotlarda dişleri bir hekim kontrolünde muayene ettirmek erken teşhis için faydalı olabilir.
Kanal tedavisinde Aşamalar
Hastaya lokal anestezi yapılır ve his etkisi zayıflatılır, çürükler temizlenir, kırık parçalar alınır ve diş sinirlerine ulaşılarak tüm sinir, damar ve dokulardan diş arındırılır. Tedavi dişlerin durumuna göre değişken periyotlara yayılabilir. Tedavi edici ilaçlarla takviye yapılabilir. Tedavinin son aşamasında boşaltılan diş kanalları özel bir dolguyla hava almayacak şekilde doldurulur.
Kanal Tedavisinde Dikkat Edilecek Şeyler
Anestezi sonrası his oluşuncaya kadar yiyeceklerden ve içeceklerden uzak durulmalıdır. Tedavi seansları boyunca dişlere azami özen gösterilmeli, sert cisimleri dişten uzak tutmalı, bu dönemde diş kırılmalarına sık rastlanıldığı unutulmamalıdır. Kanal tedavisi sırasında herhangi bir ağrı oluşmaz. Tedavi bitiminde ise çiğneme yapılırken hafif ağrılar oluşabilir. Ağrı kesici ilaç kullanılması bu ağrılara çözüm olmaktadır. Günümüzde kanal tedavisi sonucunda çoğunlukla olumlu sonuçlar alınmakta ve dişin çekilmesinin önüne geçilmektedir. Normal şartlarda kanal tedavilerinde antibiyotik kullanılmamakta olup ilerlemiş vakalarda diş hekimi tarafından antibiyotik tedavisi de yapılabilmektedir.
İMPLANT TEDAVİSİ
Çene kemiğine yerleştirilen ve eksik dişlerin tamamlanmasını sağlayan yapay diş kökü implant olarak adlandırılmıştır. Günümüzde yaygın olarak kullanılması nedeniyle ağız sağlığında önemli bir yer tutan implant yöntemi, kaplama veya köprü gibi geleneksel yöntemlerden daha güvenilir bir tedavi şekli olması dolayısıyla birçok diş hekimi tarafından da tavsiye edilmektedir. Titanyum maddesinden üretilen implant protez kökler yapay dişi doğal diş gibi kullanmamızı sağlamakta ve zamanla kaybettiğimiz dişlerin yerine uygulattığımız implant kökler ile yaşam konforumuz yükselmektedir.
İmplant Uygulaması
Diş implantı yapılırken en önemli konu, titanyumdan yapılmış kök vidanın damakla uyum sağlamasıdır. Bu tedavinin uygulanması için steril bir ortam gerekmekte olup diş cerrahı tarafından lokal anestezi uygulanarak damak açılmak suretiyle çene kemiğine deliğe titanyum vida yerleştirilmektedir. Açılan damağın dikiş atılarak kapatılması sonrasında implantın damağa adaptasyon süreci başlatılmış olup bu sürecin yaklaşık olarak üç ay sürdüğü gözlemlenmektedir. Ancak implant uygulanan hastalar hemen aynı gün günlük hayatlarına dönebilmekte ve diş hekiminin uyguladığı ilaç tedavisi ile bu süreç hızlandırılmaktadır.
İmplant İle %90 Başarı
Titanyum implant uygulaması %90 başarı oranı sağlaması ve herhangi bir alerjik yan etkisinin bulunmaması nedeniyle oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır.başarısızlıkla sonuçlanabilen implant tedavilerinde, diş hekiminin yanlış uygulamaları, ticari kaygılar, gereğinden çok sayıda implant uygulanması ve buna bağlı yan etkiler başarısızlık nedeni olarak sıralanabilir. Üretim sırasında yapıları birbirinden farklı implant çeşitleri olabildiğinden, uygun implant seçimini hastanın genel durumuna ve çene kemiği yapısına göre seçilmesi oldukça önemlidir. Başarısız iplant uygulamalaıında bir diğer etken de implant markaları olarak göze çarpmaktadır. Kaliteli implantın, hastanın çene kemiğine daha çabuk adapte olması ve buna bağlı olarak da iyileşme sürecinin hızlanması açısından önemi yadsınamaz. Üretimde ki kalite farklılıkları aynı zamanda maliyetlere de yansıdığından üretici firmalar ve diş hekimlerince ticari kaygılar sonucu kullanılan kalitesiz implantlar başarısızlığın temel sebeplerindendir.
DİŞ ESTETİĞİ
Diş hekimliğinin tüm branşlarını uygulayabilen, diş teli takmadan, diş eti sorunlarının çözümüne, implant takmadan, porselen kaplamaya bir çok uygulamayı gerçekleştirebilen estetik diş hekimliği günümüzde gelişen teknoloji sayesinde yaygın olarak müracat edilen bir sağlık sektörü olarak yerini almış bulunmaktadır. Teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı bu alanda tedavinin yanında görsel beklentilerin de karşılanabilmesi gayet doğaldır. Estetik görünümün çok önemli olduğu günümüzde dişçi korkusu yerini, güzelleşme umuduna bırakmış görülüyor. Dişler de insan en dikkat edici bölgesi olması nedeniyle kişinin özgüveni ile bağlantısı bulunduğundan hem sağlık hem de güzellik kazandıran yönüyle estetik diş hekimliğinin önemi tartışılmaz.
Kimler Estetik Diş Hekimine Müracaat Eder?
Görselliğin güzellikle anlamlandırıldığı günümüzde hemen herkes dikkat çekici görünüme sahip olmayı düşlemekte. Saçlar ve cilt bakımları ve makyaj geçici görsel güzellik sağlasa da doğru şekilde yapılmış, üstelik sağlıklı görünen dişlerin tamamladığı görsellik çok farklıdır. Bu nedenle estetik diş hekimliği sağlıklı diş yapısının yanında, görsel uyum için de tamamlayıcı bir sektör durumundadır. İlk uygulamalarında genellikle ekran ve sahne performansı gerçekleştiren kişilerin tedavilerini üstlenen estetik diş hekimliği, günümüzde kendini iyi hissetmek isteyen her yaştan insana hitap etmekte olup üç boyutlu estetik teknolojisi desteğiyle tedavi öncesinde son durumun görüntülenebilmesi ile de yaygın olarak tercih edilmektedir.
Estetik Diş Hekimliği Uygulama Alanları
Dişlerde oluşan sararma, lekeler, diş şekil ve görünüm bozukluklarına çözüm ve tedavi sağlayan estetik diş hekimliği, gerek dokusal gerekse diş eti şekil bozukluklarına da estetik uygulamalar yapabiliyor. Dudaklar ile dişetleri arasında uyum sorunları, dişlerin dikey ve yatay uyumları, dişlerin sebep olduğu konuşma bozukluklarının çözümü için dudak, dil ve diş arası uyumun sağlanması da estetik diş hekimliğinin uygulama alanına girmektedir.
ZİRKONYUM DİŞ
Teknolojik gelişmeler sonucunda diş kaplamalarında çeşitli madenler kullanılmaya başlanmış, renklerinden dolayı estetik açıdan göze hoş görünmeyen bazı madenlerin yerine yeni ürünler arayan sektör damak baskı dayanıklılığı ve doğal diş rengine uyumluluğu nedeniyle zirkonyumu kaplamalarda kullanmaya başlamıştır. Zirkonyum doğadan beyaz metal olarak çıkarılmaktadır. Dayanıklılığı ağızda baskı, kırma ve ezme işlevleri gerçekleştiren diş gibi önemli bir organın kaplanmasında tercih edilmesinin ilk sebebidir. İkinci sebebi ise renginin dişle oldukça uyumlu oluşu olarak gösterilebilir. Bir çok diş hekimince diş kaplamalarında zirkonyum dişin tavsiye edildiği görülmektedir.
Zirkonyum Diş’in Sunduğu Avantajlar
Zirkonyum tam bir doku dostu olarak tanımlanmakta olup, bu özelliği sayesinde yaptırılan dişin rahat kullanılmasına ve ağızda ki ömrünün uzamasını sağlamaktadır. Dayanıklılık testleri de oldukça olumlu olan zirkonyumun kırılma direncinin de bir hayli yüksek olduğu görülmektedir. Doğal diş rengine uyumu, ısı yalıtımının güçlü olması kullanım rahatlığı sağlayan zirkonyum, diş rahatsızlıklarının en büyük sorunu olan soğuk ya da sıcak yiyecek ve içeceklerin tüketilmesinde hastaya sağladığı kolaylık nedeniyle de tercih edilmektedir. Alerjik her hangi bir reaksiyona neden olmayan zirkonyum, protezlerden kaynaklanacak diş eti çekilmeleri ve diş eti solgunlukları gibi diş eti rahatsızlıklarını da engellemektedir. Hafif oluşu, ağızda kolay kullanışı ve tat alma bozukluğu gibi sorunlara neden olmayışı da zirkonyumun sağladığı diğer avantajlardır.
Zirkonyum’un Dişe Uygulanması
Gelişen teknoloji sayesinde dişten alınan üç boyutlu ölçüyle model hazırlanarak bu modelin üzerinde çalışmalar uygulanmaktadır. Bu sayede zirkonyum ile güvenle kullanılacak kaplamalar hazırlanır ve hastaya monte edilir. Klasik diş kaplama yöntemlerinden zirkonyumu ayıran en önemli etken işte bu tarz laboratuvar uygulamalarıdır. Zirkonyum diş hastalar tarafından rahatlıkla kullanılabilmekte olup maliyetleri dışında başka bir dezavantajı bulunmamaktadır. Zirkonyum sayesinde uzun yıllar sorunsuz kullanacağınız kaplama dişlere sahip olabileceksiniz.