Doğumdan Sonraki Duygu Fırtınası; “Lohusalık”

Ayşe Duman

Bebeğin, dünya yaşamına ‘merhaba’ demesiyle, annenin bedeni ve zihni önemli değişimler yaşar. Bu değişimlerin ana amacı her iki ‘can’ı muhafaza etmek, güvenli alanda tutmaktır.

Doğumdan sonraki 6 haftalık (40 gün) döneme ‘lohusalık’ denir. Bu dönem plasentanın (bebeğin eşi) çıkmasıyla başlar. Doğuma yakın hacminin 800 katı kadar büyümüş olan rahim, bebeğin doğmasıyla hızla küçülür. Plasentanın çıkmasıyla daha da kontrakte olup plasentaya kan getiren damarlar kapanır. Doğumdan hemen önce rahme dakikada 600 cc kan geldiğini düşündüğümüzde, doğum sonrası rahimdeki bu hızlı toparlanmanın hayati önem arz ettiğini anlayabiliriz. Gebelik ve doğum yolculuğu anne ve bebek için hassas bir programla işlerken lohusalık dönemi de apayrı mucizelerle doludur. Bebeğin, dünya yaşamına ‘merhaba’ demesiyle, annenin bedeni ve zihni önemli değişimler yaşar. Bu değişimlerin ana amacı her iki ‘can’ı muhafaza etmek, güvenli alanda tutmaktır.

Bebeğin hayatiyeti için gerekli olan gıdanın hazırlanma aşamaları doğum yolculuğunda tamamlanır. Aynı zamanda, ‘er-Rahman’ isminin tecellisi olan rahmin güvenli alanından ayrılışı, bebeği duygusal olarak etkiler. Bu etkilenmenin farkındalığı ve zihinsel yazılımların doğum yolculuğunda da devam ettiği bilinciyle doğum yönetilmeli, anne bebek buluşması bu hassasiyetle yapılmalıdır. Annenin yolculuk sürecini tüm boyutları ile idrak etmesi, kabul, teslimiyet ve huzur içinde geçen doğum yolculuğunun finalinde, bebeği annenin çıplak göğsüne koymak, ihtiyacı olan güveni sağlar. Sevgi hormonu olarak da anılan ‘oksitosin’ o an en yüksek seviyelerdeyken, bu buluşmanın sevgi ve güven içinde gerçekleşmesine katkı sağlar.

 

DOĞUMDAN SONRA ANNE BEBEK BAĞI HEMEN OLUŞTURULMALI

İnsanoğlunun en çok ihtiyacı olan güven duygusuyla hayatı algılamaya başlayan bebek, hayata 1-0 önde başlamış olur. Bebeğin özel bir bakıma ihtiyacı yoksa kontrollerinin annesinin yanında yapılması önemlidir. Maalesef günümüzde çoğu yerde bebek doğar doğmaz ( iyi niyetlerle) bebek hemşiresi veya çocuk doktoruna teslim ediliyor (sorun olmasa da sorun olmasın diye). İşte asıl sorun o zaman başlıyor. Çünkü bebeğin güvenli alanından çıkıp yeni bir yaşama başlamanın travmasına, bir de tanımadığı kişilerin onu rahatsız edici davranışları ekleniyor (gayet rahat nefes alan çocuğun ağzına, burnuna hortumların sokulması, ilgili kişilerin negatif enerjilerinin akıtılması vb). Anne göğsüne yatırılan bebeğin hemen emmeye başlaması da rahmin hızla toparlanmasına, sütün çabuk gelmesine yardımı olur.

Lohusalık, gebelik gibi hızlı bir değişim sürecidir. Doğumla beraber annenin kalbini, ruhunu dolduran sevgi ve şefkat cisimlenip süt olarak akar bebeğine. Doğumla beraber gizli bir el süt fabrikası kurar.  Tam vaktinde sessiz sedasız işlemeye başlar bu fabrika! Annenin yediğinden, içtiğinden hassas ölçülerle bir terkip yapılır. Bir miktar da anne şefkati vardır, süt denilen terkipte. Ölçüler her öğün ve o öğünün içinde de değişir. Emzirmenin farklı dakikalarında farklı içerikli akar. Fabrika bir kez kurulup kendi haline bırakılmamış, her an bebeğin faydası gözetilerek  ince ayarlarla üretim devam etmektedir.  Adeta önce atıştırmalıklar, sonra ana yemek, ardından tatlısı-meyvesi ritüeli ile akar rahmet pınarı memelerden…

Bebek acıktığında annede süt yapımı artar. Bebeğin doğum haftası ve gelişim sürecine göre sütün içeriği değişir. İlk sütte bulunan canlı hücreler bebeğin bağırsaklarını kaplayarak, bebeği mikroplara karşı koruma görevini üstlenmiştir.

Beni yıllardır hayretler içinde bırakan, anne-bebek arasındaki fiziksel ve ruhsal bağlantı ile bebeğin ihtiyaçlarını anne bedeni üzerinden gidermesi, birbirlerinden haberdar olma halidir.

Sütün sevgi pınarlarından akması, aslında tüm kâinattaki düzenin, bir düzen koyucu tarafından konulduğunun göstergesidir. Lohusalık dönemindeki tüm değişimler, bebek ve anneyi sevgi ve şefkat havuzunda yıkarken, tecelli eden rahim rahmet, ‘el-Hayy’, ‘el-Mubdî’, ‘el-Musavvir’, ‘el-Vedûd’, ‘er-Raûf’ gibi esmaların farkındalığı, anneyi daha güçlü kılarken bebeğin sakin, huzurlu, uyuyan bir bebek olmasını sağlar. Bu farkındalık anneyi güvenli alanda tutarken bu güven bebeğe de yansır.

 

LOHUSALIKTA BEDENE DİKKAT!

Kegel egzersizleri kasların toparlanıp idrar kesesi sarkmalarını, idrar kaçırmayı engellemek için çok önemli. Gebelik öncesi ve gebelikte sırt ve karın kaslarını güçlendirmiş olmak lohusalıkta çok işe yarar. Çünkü bebek emzirmede güçsüz kaslarla duruş bozukluğu ortaya çıkar ki emzirme annede ağrılı, keyifsiz bir hâl alır. Emzirmede doğru pozisyon çok çok çok önemlidir. Zira duruş bozuklukları ile ortaya çıkan ağrılar annenin dinlenmesini engeller. Uykusunu dahi kaçırır. Lohusalıkta en önemli şey olan dinlenme, gevşeme, basit bir duruş bozukluğundan dolayı engellenmiş olur.

Genellikle ihmal edilen ancak çok önemli olan bu konuda anne emzirmeye geçmeden önce kendi duruşunu en rahat hâle getirmeli, sırt, bel, kol gerekirse boynunu yastıklarla desteklemeli. Sonra bebeğini rahatlıkla, yorulmadan emzirebilir.

Lohusalık diyet yapma, kilo verme çabalarına girme zamanı değildir. (Tabi ki sütüm olsun diye fazla fazla yemeye de gerek yok.)

Doğum sonrası gevşemiş karın kasları ile çoğu anne doğurmamış gibi durur. Üstüne bir de ödem varsa anne doğurup da bir şeyin değişmediğini görüp panikler. Hiç gerek yok. Normal yediğimizde, abur cuburlar atıştırmadığınızda lohusalık boyunca gün be gün toparlandığınızı göreceksiniz. Ancak tam bir forma girmek için 40 günden sonra egzersizlere başlamalısınız. Ancak ağır egzersizlerden süt verdiğiniz sürede kaçının. Çünkü artan laktik asit sütün tadını bozar. Fazla yemediğiniz takdirde 6 ay içinde hemen hemen doğum öncesi hâlinize dönmüş olacaksınız.

 

BOL VE KALİTELİ SÜT İÇİN LOHUSALIKTA YAPILMASI GEREKENLER

  • Endişelerinizi akıtın.
  • Bol bol dinlenin, düzenli uyuyun.
  • Lohusalığın keyfini çıkarın.
  • Her işi yapma gayretini bırakıp anneliğin hafifliğini yaşayın. Tek işiniz bebekle ilgilenmek olsun. Bırakın diğer işleri eşiniz veya yanınızda kim varsa o yapsın. Hayırlı olsuna gelenlere siz hizmet etmeyin.
  • Her gün duş alın.
  • Gündüz uykusuna yatın.
  • Bebeğin uyuma zamanlarını işleri bitirmek için değil, dinlenmek için ayırın.
  • Rahat ve keyifli emzirebilmek için meme başlarının yara olmamasına dikkat edin!
  • Emzirirken tek işiniz bebeğinizle iletişim olsun. Başka işlerle ilgilenmek (televizyon seyretmek, etrafa laf yetiştirmek vb) memenin sık sık bebeğin ağzından çıkmasına neden olur. Memenin doğru verilmemesi ve sık sık ağızdan çıkması meme başı yaralarının başlıca sebebidir.
  • Emzirmeye başlamadan önce kendinize en rahat pozisyonu ayarlayın. Aksi takdirde sizin rahatsızlığınız emzirmenin ve bebeğinizin keyfini kaçırır. Gerekirse emzirme yastıkları kullanabilirsiniz.
  • Emzirmeye ‘Bismillâhirrahmânirrahîm’ diyerek başlayın. Sizin bedeninizden bebeğinize akan rahmet hazinelerine şahitlik yapın, şükredin.
  • Anne sütünü artırıcı en önemli gıda sudur. Bunun dışında bebeğiniz istedikçe emzirmeniz ve sütünüzün yeteceğine kalben inanmanız, sütünüzün çoğalmasının kolaylaştırır.
  • Rezene çayı, dereotu, sade maden suyu ve boza gibi gıdalarda da süt artırıcı etki vardır.
  • Lohusalıkta bebeğe süt olsun diye alınan fazladan besinler, bebeğe süt değil ama anneye yağ olur. Kaliteli süt için kaliteli beslenmek elbette ki önemlidir. Fakat kaliteli beslenmek çok yemek değildir. Ancak hamileliğinde çok kilo almış, hemen forma girme planları yapan annelerin, bu dönemde aç kalmaları da doğru değildir.

 

 

 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın