İstanbul Bahçeşehir’de Ahna Restoran’dayız. Mekânın sahibi Güzide Mertcan’ı MasterChef yarışmasıyla tanıdık. Yemek yapmanın yeri onun için bambaşka bir noktada. Hayali çocukluğundan bu yana bir restoran sahibi olmak olan Mertcan Masterchef ile bu hayaline adım atmış ve AHNA’yı onu sevenlerle buluşturmuş.
Restoranınızın ismi ‘’Ahna’’ nın anlamı nedir? Bir hikayesi var mı?
Ahna Osmanlıca ‘’Çok alçak gönüllü mütevazi insan’’ demek. Ben her şeyden önce adımın dışında bir marka oluşturmak istedim. Marka isminde de kolay anlaşılabilir, kısa kelimeler seçmeyi uygun buldum. Ahna ismini hem anlamı çok güzel hem de söylemesi çok kolay olduğu için kendimizce böyle bir isim düşündük.
Ahna’nın dekorasyon ve düzeni size mi ait yoksa danıştığınız kişiler oldu mu?
Ahna’yı ben devraldım. Çünkü hızlı bir şekilde mekan sahibi olmak istedim. Fakat devraldığımda çok kötü durumdaydı belki de sıfırdan bir mekan tutsaydım bu kadar kötü olmazdı. Bu nedenle dekorasyon üzerinde çok yoğun çalıştık ve hala da çalışmalara devam ediyoruz. Ahna’ya sürekli yenilikler ekliyoruz ve her şeyiyle tamamen kendim ilgileniyorum.
Restoran açmak sizin için bir hayal miydi?
Restoran açmak aslında çocukluğumdan beri hayalimdi. Her zaman ailelerin huzur içinde yemek yiyebileceği, çocuklara oyun alanı sunabileceğim bir yer açma isteğim oldu. Bu yönden Masterchef, restoran açmama adım atmamda etkili oldu.
Restoran işletmenin zor yanları oldu mu?
Karşıdan bakıldığında restoran işletmek çok kolay ve karşı bir durum gibi görülüyor, evet güzel ilerlediğinde çok güzel karı var ama biz maalesef kötü bir döneme denk geldik. Pandemi döneminde restoran işletmek görüldüğü kadar kolay olamıyor. Bence çok çalışında altından kalkılmayacak hiçbir şey yok. Her şey nasip işi önce Allah ol der sonra biz çalışırız. Bunun dışında sadece nasibe bırakmak lazım işi. Çok şükür işimiz çok iyi ilerliyor. Pandemi ne gösterecek Allah bize nasıl yol çizecek bilemiyoruz ama devam ediyoruz.
Menüde ana yemek çeşitlerinizde neler var? Türk mutfağına mı yoğunluk verdiniz? Yöresel tatlar da mevcut mu?
Ahna’yı ilk açtığımızda Anadolu mutfağına yönelik menümüz vardı. Ama her şey tecrübe meselesi. Zamanla yavaş yavaş menümüze yenilikler kattık. Şu anda Anadolu lezzetleri menümüzde hala mevcut ama bunun dışında kendimizi daha da geliştirdik ve büyüdük. İnsanların dışarıda ne yemek istediklerini listeledik. Buna göre menümüze yeni lezzetler kattık ve ülkenin dışına çıktık diyebilirim.
Dışarıda yediğimiz yiyecekleri nasıl dönüştürebilir ve nasıl geliştirebiliriz diye ekipçe kafa yoruyoruz. Bu konuda özellikle ben şeflerimden çok güzel sonuçlar alıyorum. Bana çok güzel
demolar yapıyorlar. Ahna için neredeyse sürekli bir şeyler deneyerek yeni lezzetler ekliyoruz.
MASTERCHEF İLE İNSANLAR BENİ TANIDI VE SEVDİ
Menünüzde çocukların da sevebileceği ana yemek seçenekleri var mı? Çocukların eğlenebileceği alanınız var mı?
Çocuklar için özel olarak oyun odamız ve bebek bakım odalarımız mevcut. Ben üç çocuklu bir anne olduğum için çocuklarımla birlikte burada çok vakit geçiriyoruz. Yemek konusunda ben özellikle kızartma yağları konusunda çok hassasım, kızartma yağının her zaman temiz ve sağlıklı olmasına dikkat ediyorum. Dışarıda bazı mekanlar çin tuzu dediğimiz bazı zararlı maddeleri hiç düşünmeden yemeklerin içerisine ekleyebiliyorlar fakat ben bu konularda gerçekten çok hassasım. Aynı zamanda çocuklar için de seçeneklerimiz tabi ki mevcut. Çocuklar özellikle ev yapımı hamburger ve ev yapımı köftelerimizi çok seviyorlar. Bunlar dışında çıtır mantımız da çocukların severek tükettiklerinden.
Evinizde severek yaptığınız yemek hangisi?
Evde, ben Ege’li bir aileden geldiğim için enginar yemeğini çok seviyorum ve evde sık sık pişiriyorum. Evde sebze yemeği yapmaya çok fazla dikkat ediyorum. O gün yemekte et olsa bile salatasını ya da zeytinyağlı sebzeyi mutlaka menüde bulundurmaya çalışıyorum. çocuklarımın da çok severek tükettiği yemekler var onları da sık sık yapmaya çalışıyorum.
Ziyaretçileri şaşırtacak özel yemek tarifleriniz var mı?
Ahna’nın menüsü bize özel. Dışarıda bulabileceğinizden daha farklı yemek seçeneklerimiz mevcut. Örneğin nohut mantımız var aynı şekilde falafel yapıyoruz bir başka örnek çıtır kokoreç toplarımız mevcut. Menümüz tamamen buraya özel olduğu için tüm yemeklerimiz dışarıda bulamayacağınız türden lezzetler.
Masterchef yarışmasına katılma kararını nasıl aldınız? Yarışmadan sonra hayatınızda neler değişti? Katıldığınız için mutlu musunuz?
Masterchef yarışması benim çok severek izlediğim bir program. Özellikle yurtdışı formatlarını çok severek izliyorum. Bunun dışında yemeğe dair her şeyi seviyorum. Masterchef’i izledikten sonra yarışmanın içinde olmayı çok istedim. Masterchef’e katılarak neler yapabileceğimi görmek ve kendimi kendime kanıtlamak istedim. İyi bir sonuçta çıkarttığımı düşünüyorum. Tabi ki çok mutluyum. Yarışmanın bana katkısı çok oldu. Öncelikle insanlar tarafından çok fazla tanındım ardından çok fazla sevildim ve saygı duyuldum. Evet ben her zaman bir iş kadınıydım, her zaman bir şekilde kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalıştım ama artık insanlarla iletişim kurarak hayatıma devam etmek beni çok mutlu etti.
MÜCADELECİ OLUN
Yarışmadan sonra sizi çokça seven fakat bir o kadar da kötü yorum yapan kişiler oldu. Bu süreci nasıl atlattınız?
Benim daha yarışmaya başlamadan önce en büyük kaygım çocuklara kötü örnek olmak oldu. Çünkü ben çocuklara bir rol model olmak ve çocuklar beni gördüklerinde iyi insanlar hala var, güzel şeyler yapmaya çalışan insanlar hala var demelerini istedim. Bu nedenle bu süreçte beni en çok yıpratan ve üzen şey çocuklara kötü örnek olabilme ihtimalimdi. Çünkü bir takım şeyler konuşuldu ve ‘’Kendi emekleriyle değil torpille bir yere gelmeye çalışıyor’’ fikri insanlarda oluştu ve ben bu fikrin oluştuğunu gördükten sonra kendime ‘’Tamam Güzide artık kendini frenlemen lazım’’ dedim.
Modayı ne kadar takip ediyorsunuz? Markanızdan biraz bahseder misiniz?
Aslında moda üzerine iki markamız var. Biri tesettür giyim üzerine diğeri ise abiye, nikah kıyafetleri ve özel tasarımlar yaptığımız markamız mevcut. Bunun dışında günlük giyim üzerine çalışıyoruz. Günlük giyimde sektörün açığı olduğunu düşündüğüm iş kadınları, öğretmenler, bankacılar ve tesettürlü hanımlar için tasarımlardan oluşuyor. 18-35 yaş arasında kesime hitap ediyoruz.
Moda benim için yakışanı giymektir. Bu dönemde en çok moda sence nedir derseniz deri pantolonlar derim. Deri pantolonlar bu yıl çok moda olsa da tesettüre uygulaması çok ince bir çizgi. Sadece moda olduğu için deri pantolon giyerseniz bence hiç yakışmaz ve üzerinizde güzel taşıyamazsınız. Deri pantolonların kesimi ve duruşu bence çok önemli. Son zamanlarda ortadan çizgiler ve boru paçalar yapılmaya başlandı onlar çok güzel. Bence modayı takip etmeli ama modayı tesettüre uygularken de olması gerektiği gibi uygulamalı.
Girişimci genç bir kadın olarak, girişimci olmak isteyen genç kadınlara ne önerirsiniz?
Ben her zaman şunu söylüyorum “Duvarlar bizim beynimizde.’’ Yani evet şu anda belki bir yerlere gelmiş bir insan için bunu söylemek çok kolay görülüyor. Ama ben de çok zor dönemlerden geçtim. Özellikle öğrencilik zamanlarımda devlet yurdunda kalırken harçlığımı çıkarmam gerekiyordu o dönemde garsonlukta yaptım, pazarda bir şeyler de sattım. Tek şansım ailem hiçbir zaman bana bu konuda engel olmadı. Babam ‘’Kız kısmının pazarda ne işi var’’ demedi ki ben o zamanlarda kapalıydım. Ne yaptım para kazandım. Aslında önemli olan bütçe değil cesur olmak. Hele ki şu zamanda sosyal medya var kendinizi göstermeniz çok daha kolay. Sattığınız bir ürün varsa mesela instagramdan reklamını yapın. Biraz maliyetli yüksek gelebilir ama bir iki kişinin paylaşmasıyla önünüze çokça kapı açılabilir. O yüzden mücadeleci olun derim.