Sonbaharın gelişiyle şehir canlandı, ajandalar dolmaya başladı. Sizler için Ekim ayının kültür-sanat programını çıkardık. Keyifle okuyun!
NE OKUYALIM?
SEN SURAT OKUMAYI BİLİR MİSİN?
Birbirinin yazdıklarını ve çizdiklerini seven dünyaca ünlü iki kişi, kitaplarının yayınlandığı yayınevinin Galatasaray’daki odalarından Harbiye’ye doğru birlikte yürürken yolda nasıl bir kitap fikri doğar? Selçuk Demirel’in Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Sen Surat Okumayı Bilir Misin?- Kara Kitap İçin Resimler” adlı kitabı, Selçuk Demirel’in Orhan Pamuk’la çıktığı bir yürüyüşte oluşmaya başlamış. Taksim’e vardıklarında Kara Kitap’la ilgili bir şey yapmaya karar veren ikili, Harbiye’ye doğru yürürken, romanın “Ama Bunları Yazan Ben” adlı bölümünde kelimelerin arasında kaybolan adamı, şehirde yürüdükçe bir şeyler görmek ile yazının içinde ilerlemek arasındaki duygu benzerliğini düşünür… “Sen Surat Okumayı Bilir Misin?” in sayfaları, zamanla ve yeni buluşmalarla, Selçuk Demirel’in çizgisi ve insanlarının Orhan Pamuk’un el yazısı roman sayfaları arasında kendi yorumuyla, kendi mana arayışıyla gezinmesiyle oluşacaktır.
SEVDİREREK DİN EĞİTİMİ
Eğer biz namaz vakitlerini değil de dizi saatlerini dört gözle bekliyorsak, eğer Peygamberin çocuklara kaşlarını bile çatmadığını biliyor ama bir yandan çocuğumuzu dövüp sövüyorsak, eğer oruç tuttuğumuzda hırçın, kızgın, tahammülsüz oluyor ve çocuğumuza ‘’Zaten oruçluyum.’’ diye başlayan cümleler kuruyorsak, eğer çocuğun oyununu bölmemek için secdelerini uzatan Nebi’ye rağmen namazda önümüzden geçti diye çocuğumuzu azarlıyorsak, eğer Hz. Ömer’in adaletini anlatırken iki kardeş arasında adil olmayı başaramıyorsak, eğer Hz. Osman’ın hayâsından bahsediyor ama ahlaka aykırı görüntüleri televizyonla evimize davet ediyorsak, eğer Hz. Ali’nin ilminden övgüyle bahsedip, en son ne zaman kitap okuduğumuzu bile hatırlamıyorsak, eğer hatim üstüne hatim yapmamıza rağmen Kur’an’ı anlamak ve yaşamak için hiç gayret sarf etmiyorsak, eğer çocukları camiden kovuyor, gerekçe olarak da çocukluk şakımalarını gösteriyorsak bir yerlerde bir hata yapıyoruz demektir…
Hatice Kübra Tongar, çocuklarımıza nasıl bir anlayışla, ne zaman, hangi yöntemlerle, zorlamadan, sevdirerek ve oyunlar oynayarak nasıl din eğitimi vereceğimizi adım adım anlatıyor.
OSMANLI TARİHİNDE EFSANELER VE GERÇEKLER
Osmanlı tarihinin kaynaklarına inildiğinde birçok abartılmış olay ve efsanevî şahsiyet görmek mümkün. Bu durumda okurlar şu soruyu sormakta çok haklı: “Kaynakları bile böyleyse, biz kendi tarihimizi nasıl öğreneceğiz?” İşte bu soruya cevap verebilmek için Osmanlı tarihçiliği konusunda tüm dünyanın parmakla gösterdiği Halil İnalcık, özel olarak araştırdığı 18 konuya özel bir dosya hazırlar ve bu dosyaya şu ismi koyar: Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler. Araştırmalara özgünlük kazandıran ve birer kanıt değeri taşıyan fotoğraflarla Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler‘de Halil İnalcık, koca bir imparatorluğu yeniden ayağa kaldırıyor. Bu kitap sayesinde, size öğretilenlerin üzerine daha fazla bilgi koyabilir ya da bildiklerinizin sadece bir efsaneden ibaret olduğunu görebilirsiniz.
NE DİNLEYELİM?
AHMAK ISLATAN
Sagopa Kajmer’in 2014 yılında dijital platformlardan yayınladığı 9 şarkılık mini hediye albümü “Ahmak Islatan” 6 yeni şarkı eklenmiş albüm haliyle CD formatında müzikseverlerin beğenisine sunuldu. İlk 9 şarkılık EP’de yer alan “Scratch Diploma 2” bu albümde yer almıyor. Toplamda 14 şarkı içeren “Ahmak Islatan” albümünde klipleriyle dikkatleri çeken “366.Gün” ve “Sertlik Kanında Var Hayatın” isimli şarkılar da yer alıyor.
VEGA’NIN DÖNÜŞÜ
Türk Rock Müziği’nin mihenk taşı Vega, 10 şarkıdan oluşan yeni albümleri “Delinin Yıldızı” ile çok yakında müzik marketlerde ve dijital platformlarda! Deniz Özbey ve Tuğrul Akyüz’den oluşan Vega, 2012’den bu yana büyük bir özveri ile üzerinde çalıştıkları yeni albümleri “Delinin Yıldızı” ile müzikseverler ile buluşmak için gün sayıyor! 1996 yılında elektro pop, elektro rock arası bir çizgide müzik yapmaya başlayan grup, “Tamam Sustum” (1999), “Tatlı Sert” (2001) ve “Hafif Müzik” (2005) albümleriyle Türk modern rock müziğinde kült sıfatına oturdu. 10 yeni şarkıdan oluşan “Delinin Yıldızı” albümünü, müzikal birlikteliklerindeki uzun yol arkadaşları Serkan Hökenek ile birlikte kaydettiler.
MARCUS MILLER
Çeyrek asrı geride bırakmaya hazırlanan İstanbul Caz Festivali, 25. yılına yaklaşırken festivalde unutulmaz konserlere imza atan isimlerden birini hayranlarıyla buluşturacak. Daha önce İstanbul Caz Festivali’nde coşkulu konserler veren ve ülkemizde büyük bir hayran kitlesi bulunan Grammy ödüllü efsanevi müzisyen Marcus Miller, 21 Ekim Cumartesi akşamı Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde müzikseverlerle buluşacak. Üstün yetenekli genç müzisyenleri de destekleyen ve bu turne kapsamında onlarla beraber sahnede yer alacak Marcus Miller, yeni albümünden de seçkilerin çalınacağı farklı bir repertuarla sahnede olacak. Miller, cazdan, Latin müziğine, afro beat’ten reggae’ye uzanan geniş seçkisiyle hayranlarını selamlayacak.
NEREYE GİDELİM?,
HATIRLA
Günümüz sanatının öncü isimlerinden Prof. Balkan Naci İslimyeli 45 yıllık sanat kariyerini, son 30 yıldır ürettiği eserlerden derlenen büyük bir sergiyle kutluyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi’nin iki büyük salonunda birden sanatseverlerle buluşan sergide Balkan Naci İslimyeli’nin tuval, fotoğraf, video, enstalasyon, tasarım ve heykel alanında ürettiği yapıtlar yer alıyor. Her şeyin hızla tüketildiği günümüzde, yaşananları unutmamak ve hafızada canlı tutmak arzusuyla sergisine “Hatırla” adını veren sanatçı, kariyerinin son 15 yılından hiç sergilenmemiş eserlerini de ilk defa sergileyecek.
AI WEI WEI VE PORSELENLERİ
Sergide sanatçının çalışmalarından geniş bir seçkiyle birlikte yeni işleri de sunulacak. Ai Weiwei’in porselen çalışmalarına odaklanan serginin anlatısı, sanatçının hem hayat hikâyesinin hem de onun el sanatları geleneğine ve sanat tarihine yaklaşımının izlerini taşıyacak.
Ai Weiwei’in porselen yolculuğunun her aşaması sergide sanatçının ikonik çalışmalarıyla temsil ediliyor. Sanatçı, günümüz dünyasıyla ilgili mesajlarını geleneksel Çin el sanatları aracılığıyla bizlere aktarıyor; sanatı izleyiciye çağımızın paradokslarına dair bir bakış açısı sağlıyor.
CONTEMPORARY ISTANBUL’UN ARDINDAN…
İstanbul’un sahip olduğu sanat ortamında çeşitli galerilerde ve müzelerde yer alan sergiler ve 15. İstanbul Bienali ile birlikte bu rakam bir rekor kabul ediliyor. Akbank’ın desteğiyle gerçekleştirilen fuarda toplamda 55 milyon Dolar değerinde eser satışa çıktı. Akbank desteği ve Ferko ile Yıldız Holding ortak sponsorluğunda gerçekleşen Contemporary Istanbul, Lütfi Kırdar Rumeli Salonu ve İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Ön izleme günü dahil beş gün süren fuara 42’si yabancı olmak üzere, toplam 73 galerinin yanı sıra, yaklaşık 1.500 sanat eseri İstanbullu sanatseverlerle buluştu. Fuarı ziyarete gelen Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik ”Burası Türkiye’nin büyük potansiyelini gösteriyor.
Dünyanın her yerinden sanat galerileri tarafından ziyaret ediliyor. Gözlemlediğim kadarıyla da her sene standartları yükseliyor, dünyanın uluslararası sanat alanında önemli oyuncuları ve galerileri Contemporary Istanbul’a geliyor. Bu fuar Türkiye’nin tanıtılması açısından çok önemli. Vatandaşlarımızın, gençlerin Contemporary Istanbul’a gösterdiği ilgi de gurur verici,” diyerek izlenimlerini paylaştı. Contemporary Istanbul’un bir sonraki edisyonu 13-16 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek.
NE İZLEYELİM?
KANADA FİLM GÜNLERİ
Kanada’nın 150. kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde Kanada Büyükelçiliği’nin katkılarıyla, Başka Sinema ve İstanbul Modern Sinema işbirliğiyle düzenlenen Kanada Film Günleri’nin gösterimleri 19-23 Ekim tarihleri arasında İstanbul Modern’de, 23-27 Ekim tarihleri arasında da Boğaziçi Üniversitesi Sinebu’da gerçekleşecek. Kanada sinemasının dünyaca tanınan yönetmenlerinin filmlerinden bir seçki sunulacak program çerçevesinde, 1991’den bugüne imzasını attığı büyük yapımlarla Oscar dahil pek çok büyük ödüle layık görülmüş Hint asıllı Kanadalı yönetmen Deepa Mehta da İstanbul’a gelecek. 23-27 Ekim tarihleri arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşecek.
Kanada’nın önde gelen yönetmenlerinin filmlerinde oluşan Başka Sinema seçkisinde de Altın Palmiye ödüllü kült yönetmen David Cronenberg’den, Ekim ayında vizyona girecek Bıçak Sırtı 2049 (Blade Runner 2049) filmini heyecanla beklediğimiz Denis Villenuve’e ve sinemanın dahi çocuğu olarak görülen Xavier Dolan’a geniş bir seçki sunulacak. Etkinlik aynı zamanda Kanada’nın çok kültürlü, çok sesli ve farklılıkları kucaklayan kültürünün de bir kutlaması niteliği taşıyor.
ÇAVDAR TARLASINDAKİ ASİ
Efsanevi J. D. Salinger’ın dünyası, çağımızın en şöhretli, tartışılan ve bilmecelerle dolu yazarlarından birini şekillendiren deneyimleri gün yüzüne çıkaran bu filmle hayat buluyor. Renkli 20. yüzyılın ortalarında, New York’ta geçen Çavdar Tarlasındaki Asi, genç Salinger’ın (Nicholas Hoult) sesini arayışının, sosyete meşhurlarından Oona O’Neill (Zoey Deutch) ile yaşadığı gönül ilişkisinin ve İkinci Dünya Savaşı cephelerindeki mücadelesinin izini sürüyor. Bunlar, ona bir gecede şöhretin -iyi ve kötü- kapılarını aralayan ve onu hayatının kalanında toplumdan uzak bir yaşam sürmeye iten başyapıtı Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı ortaya çıkaran deneyimlerdir. Kevin Spacey ve Sarah Paulson’un da oyuncu kadrosunda yer aldığı Çavdar Tarlasındaki Asi, Amerikan edebiyatının kurallarını yıkıp, yeniden tanımlayan, çok az kişinin anladığı bir dâhinin hayatına etkileyici bir pencere açıyor.
AYLA
Film, Kore Savaşı’nda yaşanan gerçek ve çok dramatik bir hikayeyi beyazperdeye taşıyacak. 1950 yılında savaşta yer alan Süleyman Astsubay savaş meydanında küçük bir kız bulur. 5 yaşındaki bu Koreli kız yetimdir ve nereye gideceğini bilmemektedir. Astsubay kızı yanına alır ve Ayla ismini verir. Birliğin neşesi haline gelen Ayla ile astsubay kısa sürede baba-kız gibi olurlar. Ancak 15 ay sonunda birliğin Türkiye’ye geri dönme kararı çıkar. Ayla’yı bırakıp dönmek istemeyen Süleyman Astsubay her yolu denese de Kore kanunlarını aşamaz. Küçük kızı geride bırakmak zorunda kalan Süleyman ve yetimlere uygulanan sisteme dahil olarak yetimhaneye verilecek olan Ayla son vedalarında tekrar bir araya gelmeye söz verirler. Bu yılın Türkiye Oscar adayı da olan filmin izleyicisinin bekleyişi nihayet sona eriyor.