Eski Bayramların Dili Olsa…

Ahmet Rasim’in İstanbul’u kitabından…

Ufukta bir güneş gibi yıl boyunca sabırsızlıkla beklenen ve mübarek günler arasında bütün şehri tamamıyla hareketlendiren, özellikle çocukları neşe ve coşkuya boğar bayram günleri. Ufuktaki güneşi en derinde hissedebilmek için öncesinden hazırlıklar yapılır İslam Âleminde. Kalpler temizlenir, evler temizlenir, tatlılar yapılır, yepyeni bayramlıklar alınır… Biz de sizler için bu ayki sayımızda bayramı ve bayram hazırlıklarını araştırdık.

Bayram Hazırlıkları

Bayram denildiğinde akla ilk olarak bayramlık kıyafeti gelir, özellikle çocuklar için. Yalnız çocukların değil büyüklerin de bayramda temiz ve yeni kıyafet giymeleri sünnettir. Ahmet Rasim, bayramın yaklaşmasıyla birlikte “masraf kapılarının” açıldığını söyler ve yazısında “babalara” der ki:“Fakat bunlar eyyâm-ı sürûra (neşeli-sevinçli günlere) mahsus masâriftendir(harcamadandır), kıskanılmaz. Sevine sevine alınır, giydirilir, herkes cümlenin gülüp sevindiğini ister.”

 

Bayram Günü

Gelenek ve göreneklerine bağlı bir yaşam süren İstanbul insanı için her iki bayramda, ilk günden son güne kadar nesilden nesile geçen merasim ve adetler vardır. Ki Ahmet Rasim, Menakıb-ı İslam adlı eserinde bu adetleri anlatır.

Bayram sabahı erkenden kalkmak, gusül ve “istihmâm”(hamama girmek), “misvak tutunmak”(misvakla diş fırçalamak, yada diş fırçalamak), güzel kokular sürünmek, yeni ya da temiz elbise giymek, yüzük ve “emsalî müzeyyenat takmak”(süslenmiş takılar, el emeği göz nuru) adetlerin başında gelir.

Gün boyunca güler yüzle insanlarla “tebrikatta bulunmak”, sadaka dağıtmak ve akrabayı, ekâbiri, ehibbayı ziyaret etmek yine “erkan ve adab”dandır.

Ziyaretler, Hediyeler ve Bahşişler

Bayramda özellikle büyükleri ziyaret etmek değişmeyen adetlerden biridir. Bayram gibi mübarek bir günde el öperek hayır duası almaya vesile olan bu ziyaretler, akrabalar, ahbaplar hatta komşular arasındaki bağların daima sağlam kalmasına da hizmet etmektedir.

“Bilhassa el öpmek ve musâfaha eylemek (tokalaşmak) ve adat-ı müstahsene-i (beğenilen, sevilen adetler) İslamiyyedendir. Efrâd-ı mü’minin (mü’min fertlerin) bu gibi eyyam-ı mukaddesede (temiz günler) ziyaret-i ihtiramkâraneden (saygılı ziyaret) hali kalmazlar. Daima küçükler, büyükleri ziyaretle celb-i teveccühata ikdam ederler.”

Bir de çocukların tek başlarına gittikleri ziyaretler vardır ki Ahmet Rasim bunları “ziyaret-i tıflane” olarak tabir eder. Bu ziyaretlerde çocuklara el öptükten sonra mutlaka bir şeyler hediye edilirdi. İpekli bir mendille, poğaça veya reçel ikramıyla veya para verilerek çocuklar sevindirilir; hiçbir zaman el öpmek karşılıksız bırakılmazdı.

Bayram tebriklerinde el öpen küçüklere mendil hediye edildiği gibi, aile ihtiyarlarına şeker ve meyve hediye edilmesi eski bir gelenektir. Bayramlarda gelin-damada hediye verilmesi de genel bir adettir. Bu hediyeler iç çamaşırı, dış gömleği, boyun bağı, çorap, bir kat elbiselik kumaş, elmas yüzük veya iğne gibi şeylerdir.

 

Eski İstanbul’un En Ünlü Bayram Yerleri

Eski İstanbul’un en ünlü bayram yerleri Fatih, Vefa, Edirnekapı, Aksaray, Yedikule, Kadırga’da Cinci Meydanı; Üsküdar’da Doğancılar, Haydarpaşa ve Kadıköy’de Kuşdili Çayırları; Beşiktaş’ta Ihlamur ve Yenibahçe; Tophane’de Çukurcuma, Sormagir ve Sakabaşı; Kasımpaşa’da Kulaksız ve bilhassa Tabakhane Meydanı’nda kurulurdu.

Rengârenk balonların uçuştuğu, Unkapanı davul zurna alayları ile coşulan bayram yerleri, çocukların ve büyüklerin toplanıp eğlendikleri, bayram günlerine ait özel yerlerdir. Bu semtlerdeki geniş meydanlara salıncaklar, dönme dolaplar, fırıl fırıl dönen atlıkarınca, ecel beşikleri(ip üstünde tehlikeli hareketler yapan cambaz) kurulur; kadife semerli karakaçanlar ve üç bıyık Haralambo’nun laternası ile sarı soluk paltolu Lehninin panaroması da çocukları beklerdi.

Elde horoz şekeri, dilde kaymak macunu, cepte sarılı koz helvası bayram yerinde dolaşan çocuklar “… kuşlokumcuyu, köşedeki lokmacıyı, şekere fırıldak çeviren hacıyı…” asla unutmaz, onlarla alışveriş etmeden günü bitirmezlerdi. Bayram eğlencelerinden biri de bayram yerlerinde midilliye binmektir.

Kaynaklar: “Ahmet Rasim’in İstanbul’u” kitabından… İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. / 2008

Reşat Ekrem Koçu / İstanbul Ansiklopedisi / 1960

İstanbul Folkloru Mehmet H. Bayrı /1972

 

İrem U.

Aysha Dergi Yazı İşleri Müdürü olan İrem Uluerciyes, moda, güzellik, stil, güncel konularda yazılar yazıp, alanında uzman isimlerle röportajlar gerçekleştirmektedir.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

seo