Bu sıralar çoğu kişinin gözdesi haline gelen Fas, bu yazıdan sonra sizin de vazgeçilmez rotalarınız arasındaki yerini alabilir…
Berberice’de ‘el-Mağrib‘ yani batıdaki yer olarak anılan Fas, Osmanlı zamanında feslerin bu bölgede yapılmasından dolayı Fas olarak dilimize yerleşmiş. Afrika’nın kuzeyinde, Akdeniz’in kıyısında bulunan ve etnik desenleriyle sizleri kendisine hayran bırakacak bu eşsiz ülkeyi gelin sizlere tanıtalım.
FRANSIZ VE İSPANYOL ESİNTİLERİ…
M.Ö. 8000 yıllarına dayanan geçmişiyle Fas, Arapların Kuzey Afrika’yı fethinden 100 yıl sonra, 788’de Faslı Müslüman hanedanlarının yönetimine girmiş. 1860 yılında İspanya Kuzey Fas’ı işgal etmiş ve ülkenin egemenliğine zarar verecek bir ticari rekabet başlatmış. 1912 yılında Fransa’nın ülke üzerinde hâkimiyet kurmasıyla başlayan bağımsızlık mücadelesini 1956’da kazanıp bağımsızlıklarını ilan etmişler.
Resmi dilleri Arapça olan Fas, Fransa sömürgesi altında kaldıkları için Fransızca’yı da çoğunlukla kullanıyor. İspanya ile yakınlığı sebebiyle oranın kültüründen de fazlasıyla izler taşıyor.
Başkenti Rabat olan ülkenin en gözde şehirlerinden olan Marakeş ve Kazablanka, ülkeye fazlasıyla turist çeken önemli lokasyonlar olarak biliniyor.
II HASAN CAMİİ
Eski Fas Kralı İkinci Hasan anısına Casablanca’da yaptırılan muazzam büyüklükteki caminin mimari projesi Fransız Michel Pinseau’ya ait. 10.000 işçinin yapımında çalıştığı caminin minaresi 210 metre olup dünyadaki en yüksek minaredir. Millerce öteden, gece bile görülebilmektedir. Uğramanız gereken en ihtişamlı mimarilerden II. Hasan Camii, görüntüsüyle Fas’ın en çok turist alan mekânlarından birisidir. Okyanusun yanında yer alması ile de ayrı bir önem taşıyan bu eser Fas’ın görülmesi gereken yerlerinden biri olarak biliniyor.
KOUTOUBİA MİNARESİ
Marakeş’in ikonik yapılarından Koutoubia minaresi, hemen Jemaa el-Fna yani ‘mucizeler meydanının’ başlangıcında yer alıyor. Bu kocaman caminin bir de bahçesi var. Burası turistik gezi rotasının da başlangıcı sayılıyor. Fas’taki tüm camii minareleri bizdekilerin aksine yuvarlak değil, daha kare bir mimariye sahip yapısıyla fazlasıyla sevdiriyor.
PORSELEN CENNETİ…
Fas’a özgü desenler, porselen tabaklar renkleri ve şekilleriyle aklınızı başınızdan alacak etnik bir görüntüye sahip. Türkiye’deki güveçleri andıran bu tabakların kapağı uzun ve daha sivri geliyor. Bu porselenlerde ise Fas’ın kendi yöresel yemekleri hazırlanıyor. Süs amaçlı da ev için de kullanılabilen renkli tabaklar her yerde bulunabilen klasik aksesuarlardan.
Fas’ın sonu gelmeyen okyanusu, mimarisi ve atmosferi sizleri etkisi altına alabilecek güzellikte. Buraları mutlaka gezi planınıza yerleştirmeli, etnik desen ve renkleri hayal gücünüzle birleştirmelisiniz…
Berika Yıldırım