Elektro keman şovları ile adından söz ettiren Giselle Tavilson ile müziğe olan tutkusunu ve performanslarını konuştuk…
Sizi tanıyarak başlayalım, kimdir Giselle Tavilson?
Giselle Tavilson günümüzün global dünyasıyla aynı denklemde yer alan bir girişimci; yenilikçi, çalışkan, ufku açık bir sanatçıdır. Hayat gayem ve mottom, ne yaptığın değil nasıl yaptığındır. New York – Wall Street’te yaptığım stajla aynı zamanda okuduğum ticaret alanında da ispat ettim. Bugünlerde ise öncüsü olduğum elektro keman dünyasında Türkiye’nin yanı sıra uluslararası platformlarda dahi saygı duyulan bir keman sanatçısı oldum.
Müziğe ilginiz ve tanışmanız nasıl oldu? Müzik sizin için ne ifade ediyor?
Müzikle anne karnında bile tanışmış olabilirim, çünkü babam İstemihan Taviloğlu Türkiye’nin en önemli bestecilerindendir. Çocukluğumda bana masalları bile piyano başında anlatırdı. Müzik bu sebeple ailemi ve kendimi ifade etmemin en iyi yolu. Kaygılardan uzaklaşıp zamanı ve benliğimi unutturan tek şey…
Hacettepe’de aldığınız keman eğitimi sonrası 14 yaşında Amerika’ya gittiğinizi biliyoruz. Gitmeye nasıl karar verdiniz, orada neler yaptınız?
Amerika’ya tamamen sanatımı geliştirmek ve daha da başarılı olabilmek için gittim. Bir ara kemanı hayatımdan çıkarma kararı almıştım çünkü bana çocukluğumda aldığım hazzı vermemeye başlamıştı. Artık işim olmaya başlamıştı, oysaki müzik benim için bir tutkuydu ve öyle kalmasını istedim. Şu anda kemanı benim ruhumu yansıtacak bir araç olarak kullanıyorum ve bu sefer hiç ayrılmamak üzere birleştik.
Türkiye’ye dönüşünüz ve elektro keman kariyerine başlamanız nasıl oldu?
Türkiye’ye babamın vefatından sonra annemin yanında olmak istediğim için döndüm. Kariyerime başlarken böyle bir yola başladığımın farkında bile değildim. 360 İstanbul’da bir arkadaşımla keyif alacağımız şeyler yapalım derken bu günlere geldim.
Kemanınızla birlikte aynı zamanda sahnede bir şov da gerçekleştiriyorsunuz. Nasıl hissediyorsunuz sahnede?
Hem parçanın enerjisini hem de kendi enerjimi izleyiciye yansıtmak istiyorum. Koreografiler her parçanın ruhunu yansıtacak şekilde hazırlanıyor. Tabii bu bir ekip işi. Koreografilerim Odadans’ın kurusucu Ozan Aydemir tarafından hazırlanıyor. Bu hazırlığın bitiminde Senem Yelkenci ile teke tek yaptığımız dans dersleri ile keman – dans senkronizasyonu üzerine çalışıyoruz. Her şey ekip işi ve benim muhteşem ekip arkadaşlarım var.
Sizi diğer müzisyenlerden ayıran şey nedir?
Ayrılan yönlerimden bahsetmekten ziyade ortak yönlerimden bahsetmeyi tercih ederim. Sadece müzisyenler değil bütün başaralı insanlarda nacizane gözlemlediğim en temel ortak özellik, yaptıkları işe tutkunlar ve çok titiz çalışıyorlar; ben de öyleyim…
Düğün gibi insanların en özel anlarına da eşlik ediyorsunuz. Normal performanslarınızdan ayrı olarak bu özel günlerde nasıl bir performansla insanları karşılıyorsunuz?
Bana öyle geliyor ki mutlu bir evlilik hayatta kurulabilecek en güzel ve mantıklı birlikteliktir. Düğün performansından önce evlenecek çiftle muhakkak özel bir toplantı gerçekleştiriyoruz. Bu toplantıdaki amaç onların hayallerini anlamak oluyor. Onlardan aldığımız donelerle özel konseptler tasarlıyoruz. Yani bu soruya her düğün için farklı bir cevap verebilirim, çünkü her performansım özgün oluyor.
En çok ne tarz etkinliklerde yer alıyorsunuz?
Elektro keman şov ağırlıkla kurumsal lansman, bayii toplantıları, motivasyon geceleri, özel açılış, kongre, ödül töreni, fuar ve tabii festivallerde tercih ediliyor. Aslına bakacak olursanız, yaptığım iş hemen her organizasyona adapte olabilen bir sanat formu.
Bugüne kadar A.B.D, Cannes, Monako, Almanya, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan, Azerbaycan, Avusturya, Danimarka, İsviçre, Romanya’da sahne aldınız. Yakın gelecekte yurt dışında gerçekleşecek performanslarınız var mı?
Yakın zamanda Londra, New York ve Dubai’de performanslar gerçekleştireceğim.
Röportaj: Gözde Nur BAYAR