Gucci denildiğinde akıllı ilk gelen şeyler yeşil ve kahve tonları, İtalya, pahalılık desek sanıyoruz buna kimsenin itirazı olmayacaktır.
Gucci, kendi konsepti dışında sanata da fazlasıyla önem veriyor. Bunu yeni oluşturduğu müzikal ile göstermeyi hedefliyor. Nitekim şuan tüm dünyada Gucci markası yankılanıyor. Neden mi? Çünkü müzikal projesini hayata geçirdi ve büyük bir ilgi uyandırdı. 40’lı ve 50’li yıllarda Hollywood’un altın müzikal döneminden ilham alan yönetmen Alessandro, 60-70 yıl öncesinde yapılan filmlerden ilham alarak bir müzikal yapım sundu.
Serin, zarif ve büyüleyici, siyah beyaz fotoğraflar Gucci’nin az bilinen diğer tarafını bizlere yansıtıyor. Dev marka bizlere pırıltılı ve çekiciliğe doğru, Gucci ile giyinmiş önemli modellerin kontrastlı üniformalara dans ettiği, büyük sahnelerle ve merdivenlerle dolu bir platformda geçen yeni bir Gucci evrenini gösteriyor. Bir çok kişinin ilk yorumlaması ise adeta doğaüstü rüya dizisi şeklinde.
Yüksek Enerjili Gösteri
Adeta bir şov olan müzikal, ruh hali neşeli modellerin çivili tek parça mayo giydiği, gucci spor ayakkabılarıyla dans eden dansçıların ve yeni çantalarla görsellik sunduğu yeni bir tuhaflık duygusunu yansıtan enerji hakim. Bu enerjinin izleyen herkese kolayca geçebilmesi ise müzikali büyüleyici kılan detaylardan.
Müzikali izlerken bazı anlarda eski günlere ve eski filmlere geçiş yapmak isteyebilirsiniz. Nitekim yönetmen Alessansdro’nun da tam olarak istediği bu. Fazlasıyla başarı ile yansıttığı bu durum Gucci bünyesinde tartışmasız pozitif bir katkı sağlayacak.