Güneşin faydalı olduğu dönemler maalesef eskide kaldı. Küresel ısınmanın ve doğanın dönüşümünün getirdiği etkenler ne yazık ki biz insanlara fayda getirmiyor. Burada asıl tartışılması gerekenin sosyolojik bir mesele olduğunu biliyoruz. Bunun sorumlusunun insan olduğunun da hepimiz farkındayız. Hepimizin sorumluluk bilincinin eşit düzeyde gelişmesi tabii ki beklenemez. Bu sebeple kurunun yanında yaş da yanıyor diyerek enerji kaynağımız güneşin zararlı ışınlarından nasıl korunmamız gerektiği konusunda bilgi vereceğiz.
Ultraviyole denilen Türkçesi “morötesi” olarak çevrilen bu zararlı ışınlardan iki tanesi bizim için önemli. Biri UVA diğeri UVB olarak tanımlanan bu ışınlar sadece ozon tabakasını delerek cildimize etki eder. Bu derin konuyu iki şekilde sınırlandıracağız. Önce geleneksel yöntemler ile kendinizi ve çevrenizdekileri nasıl koruyacağınızdan bahsedeceğiz. Ardından ten renginize göre kaç faktörlü bir güneş korumasına ihtiyaç duyduğunuzu anlatacağız.
GELENEKSEL YÖNTEMLER
-Gölge alanları tercih edin.
-Özellikle çocuklar ve tansiyon hastalarını şapka, açık renkli giysi ve şemsiye kullanımına teşvik edin.
-Öğle saatlerinde ve güneşin en tepede olduğu 12’de dışarı çıkmamaya özen gösterin.
-Su kaybını önlemek için yeterli miktarda su içilmelidir.
-Açık yarayı, parfümlü cildi, medikal cilt bakımı yapılmış yüzü doğrudan güneş ışığına maruz bırakmayın.
-Güneş kremini güneşe çıkmadan 20 dk önce sürün.
-Koruyucu kreminizi her yıl yenileyin. Önceki yıldan kalan kremleri ve kıvamı bozulanları kullanmayın.
GÜNEŞTEN, YİYEREK KORUNMAK MI?
Bazı besinler var ki tam bir vitamin kaynağı. Bahsedeceğimiz faydalı nimetlerin kimisi meyve, kimisi sebze, kimisi ise tahıldan oluşuyor. Yani güneşten korunmaya sadece et grubunu dahil etmiyoruz. Bu antioksidan ve vitamin kaynaklarını sıralayacak olursak aşağıdaki gibidir:
- Yeşil Çay: Antiaging yani yaşlanma karşıtı antioksidan içeriği ile güneşin ciltte zamanla oluşturacağı kırışıklıkları önlemeye yardımcı olur.
- Karpuz: Öncelikle susuz kalan vücudunuza takviyede bulunur. Ardından içerisinde bulunan likopen ile güneşin olumsuz etki eden ışınlarından korur. Ayrıca domates gibi güneş kızarıklıklarına da iyi gelir.
- Brokoli: Güneşe muadil olmasa da iyi bir D vitamini kaynağı. UV ışınlarına karşı kalkan görevi görür. İçerisinde barındırdığı A ve K vitaminleri sayesinde D vitamininin vücutta depolanmasına yardımcı olur.
- Hindistan Cevizi Yağı: Güneşin altında uzun süre kalmanız sonucu meydana gelen kızarıklıklar için çok başarılı bir doğal ürün. Ayrıca yine cildinizi nemlendirmek için de kullanabilirsiniz.
- Bitter Çikolata: Bitter çikolata yiyerek teninizi zararlı UV ışınlarından korumanın tatlı bir yolunu bulmanız mümkün. İçerisinde bulunan flavanoidler sayesinde cildiniz sağlıklı kalır. Burada önemli olan en az %65-80 oranında kakaolu olmasıdır.
- Ahududu: Ahududu ya da ahududu yağı içinde bulunan E vitamini sayesinde cildinizin doğal bir biçimde onarılmasına yardım eder.
- Domates: Karpuzda olduğu gibi içinde likopen barındıran domatesin faydaları saymakla bitmez. UV ışınlarına karşı cildi korur, cilt lekelerini önler ve kırışıklıklara engel olur. Bu yüzden mevsimiyken günde ortalama 2 adet domates tüketmenizde fayda var.
- Havuç ve Havuç Tohumu Yağı: A vitamini yönünden zengin havuç tüketimi ile hassas ciltler kendilerini bu zararlı ışınlardan koruyabilir. Havuç doğal yoldan bronzlaşmayı desteklediğinden ölçülü kullanmak gerekir.
- Kabak Çekirdeği: E vitamini yönünden güçlü olan kabak çekirdeğine bu anlamda ay çekirdeği ve badem de eşlik ediyor.
CİLT RENGİNİZE GÖRE FAKTÖRÜNÜZÜ SEÇİN
Yukarıda bahsettiğimiz UVA ve UVB ışınları her zaman göz önünde bulundurarak güneş kremi seçmemiz gereken hususların başında geliyor. UV-A ışınları gün boyunca yer yüzüne inerken UV-B ışınları ise sadece güneşin yoğun olarak geldiği saatlerde etki ediyor. Kılcal damarların genişlemesi, ciltte kırışıklık hatta cilt kanserine kadar giden bu zararlı etkenlerden korunmanın yolları günümüzde mevcut. Alacağınız güneş kreminde rahat emilmesine, nemlendirmesine, paraben içermemesine dikkat etmelisiniz. Ayrıca ürünün etkisi zamanla azalacağından 2 saatte bir ya da su değdikçe yenilemekte fayda var.
Sarışın ve Kızıllar
- Genelde ciltleri kuru ve hassas olan açık tenliler, kızardıkları için yüzlerine krem formatında koruyucu kullanmaları gerekir.
- Vücut koruması için losyon kullanımı idealdir.
- Tenleri çabuk tepki verdiğinden en az 50+ faktörlü krem kullanmaları önerilir.
- Mevsim fark etmeksizin açıkta kalan el, yüz gibi bölgeleri korumaları gerekir.
Kumrallar
- Sarışınlara göre biraz daha dayanıklı bir cilt yapısına sahip olan kumrallar yine de güneşe karşı hassastır.
- Sarışınlar gibi ciltleri kuru olmaya eğilimli olduğundan krem formatındaki koruyucular tavsiye edilir.
- 30+ faktörden başlayarak 50+ faktöre kadar korumaları önerilir.
Esmerler
- Derideki renk maddesi olan melanin esmerlerde derinin daha üst katmanlarında bulunur. Ultraviyole ışınları emebildiğinden derinin alt katmanlarını yanmaktan korur.
- Ciltleri yağlanmaya meyilli olduğundan sprey formatında koruyucu kullanmaları tavsiye edilir.
- Ciltleri diğerlerine göre bronzlaşmaya daha müsaittir. Bunun için kendilerini öğlen saatlerinde güneşten korumalılar. 15+ faktörlü kremler korumaya yardımcı olacaktır.