Doğa İle Tazeleniyor, Gardıroplarımızı Yeniliyoruz

Moda tutkusu çok küçük yaşlarda başlayan alışveriş danışmanı Çağla Bezci ile danışanlarına uyguladığı yöntemlerden sezonun trendlerine, sık yapılan kombin hatalarından dolabımızın olmazsa olmazlarına kadar birçok konuyu konuştuk…
 
Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Kimdir Çağla Bezci?
 
9 Nisan 1983 İstanbul doğumluyum. 2002 yılında Sakarya Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümünü kazandım ve 2006 yılında mezun oldum. Okul bitirme stajımı Çırağan Palace Kempinski Otel’in Satış ve Pazarlama departmanında  yaptım. Okulu bitirmeden hemen önce eşimle tanıştık ve evlendik. Şu anda 11 yıllık evli ve 2 çocuk annesiyim.
 
Modaya ilginiz çocukluk tutkusu muydu? Nasıl girdiniz bu yola?
 
Küçük yaşlarımdan beri giyim kuşama ve şıklığa meraklıyımdır. Bu özelliğin doğuştan gelen bir dürtü ve yetenek olduğunu düşünüyorum. Eczacı bir annenin çocuğu olduğum için babaannemle birlikte büyüdüm. Rahmetli babaanneciğim her daim dikiş makinasında eşe dosta hediye etmek üzere bir şeyler dikerdi. Ben de ona çok özenirdim ve artan kumaşlardan bebeklerime türlü modellerde kıyafetler dikerdim. Ama kısa bir müddet sonra tez canlı kişiliğimle dikiş dikmenin örtüşmediğini anladım.
 
Neler yapıyorsunuz? Danışanlarınız size geldiğinde nasıl bir yol izleniyor?
 
Heyecanla bahar ve yaz sezonuna hazırlanıyoruz. Alışverişin en keyif verici olduğu dönemdeyiz. Doğa ile birlikte hepimiz tazeleniyoruz ve bu özellikle kadınları duygusal anlamda çok olumlu etkiliyor. Bu yenilenme güdüsü ile tüm kadınlar gardıroplarımızı yeniden gözden geçiriyoruz.

Her zaman önce danışanımın moda kimliğini etüt etmeye çalışırım. Önce kendisine yakışan renk tonlarını ve hangi vücut tipine sahip olduğunu belirliyoruz. Sonra da en keyifli kısım, birlikte alışverişe çıkıyoruz. Alışveriş yaparken bir kadının dolabında ‘olmazsa olmaz’ dediğimiz eksik olan yatırım parçalarını tamamlıyoruz. Çalışmamıza danışanımızın yaşam tarzına en uygun şekilde devam ediyoruz.
 

çağla bezci

‘’Asıl Öncelik Yatırım Gardırobu Oluşturmak’’
 
2017 bahar ve yaz trendlerinde neler göreceğiz?
 
Bu sezon desenin imparatorluğu hakim. Klasik kodların kırıldığı bir ilkbahar yaz sezonu geliyor. Bu, şu demek oluyor; enine çizgili ile boyuna çizgili parçalar ve floral desenlerle metalik yansımaları bir arada göreceğiz. Fırfırlar, volanlar, layered giyim, farklı dokuların birleşmesi gibi detaylar… Yani bu sezonun ‘trendi’ tam manasıyla ‘uyumsuzluğun uyumu’. Buradaki kilit nokta iki uymazı doğru şeklide bir araya getirmek.
 
Bir kadının dolabında mutlaka olmazsa olmaz dediğiniz parçalar nedir?
 
Genelde kadınlar olarak alışverişte duygusal davranıp ihtiyaçlarımıza göre değil, o anlık zevklerimize göre hareket ediyoruz. Aslında öncelik ‘Yatırım Gardırobu’ oluşturmaktır. Asıl amaç ‘Giyecek hiç bir şeyim yok’ diye sızlanıp, güne negatif başlamaktan kurtulmaktır. Gelelim demirbaşlara; siyah kruvaze elbise, koyu renk takım elbise, koton beyaz gömlek, jean pantolon, trençkot, basic t-shirtler ve deve tüyü rengi klasik bir palto. Ve tabii ki tamamlayıcı ayakkabı, çanta ve aksesuarlar…
 
Renklerin psikilojimiz üzerindeki etkisi malum. Sezonda hangi renkleri göreceğiz, kimler hangi tonları tercih etmeli?
 
Biliyorsunuz, Pantone her moda haftası gelecek sezonun renklerini belirliyor. Ve koleksiyonlar bu renkler üzerinden tasarlanıyor. Bu sezonun en hit rengi yeşil, onu pembe ve kırmızı takip ediyor. Yeşil olmasının sebebi tabii ki tesadüf değil. Dünya genelinde yaşanan savaşlar, olumsuzluklar ve insanların kendini güvende hissetme ihtiyacı bu rengin belirlenmesine neden olmuştur. Pembe de mutluluk veren, masum ve romantik bir renktir. Kırmızıya gelince; yeşil ve pembenin mütevazı halinden hoşlanmayan tutkulu kişilikler için bir  vazgeçilmezdir.
 
Sıklıkla yapılan kombin hataları neler sizce? Hangi noktalara dikkat edilmeli?
 
Doğru ve şık görünebilmek basit bir konu gibi görünse de aslında üzerinde mesai harcanması gereken önemli bir detaylar bütünüdür. Muhafazakar kesimin yaptığı en büyük yanlışlık ise sadelikten uzaklaşmaktır. Halbuki bir kadın ne kadar sade olursa o kadar şık ve asil görünür. İdeal kombinler ve kombin hataları çok kişiye özel bir kavram. Bunun temelinde kişinin kendini tanımaması yani; kimliğine, vücut şekline, kendine uygun renk tonlarına gore giyinmemesi yer almaktadır. 20 sene önce muhafazakar kesimin alışveriş yapabileceği sadece birkaç marka varken, şu anda ne mutlu ki çok geniş bir seçenek yelpazesi mevcut. Bunun bir ileri örneği de Dolce Gabbana gibi bir dünya devi markanın hijab style koleksiyonlar hazırlamasıdır.
 
 
 
 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

frg yazılım