Çok iddialı bir cümle değil mi? Bununla birlikte olumsuzluk sanılan olayların illüzyonundan çıkıp olumluyu fark etmenin, kişinin kendi elinde olduğuna dair çok da gerçek bir cümle. Asıl soru “Hepimiz ne istiyoruz?” Hepimiz daha mutlu olmak, daha başarılı olmak, ilişkilerimizde daha huzurlu olmak ve tüm bunlara en büyük ek olarak
Efendimizin (s.a.v) dediği gibi “İki günü aynı olan zarardadır.” hadisi şerifini anlayıp amel etmek yani dünümüzden bugünümüze her defasında artı bir olumlu ile geçebilmektir. Bunu başarabilmek için öncelikli hedefimiz kendi kişisel stratejimizi oluşturmaktır.
Hayatımızda net, kesin bir hedef olmadığı için isteklerimize ulaşamıyoruz. İstiyoruz bir şeyler ama ne istediğimizi kesin olarak da bilmiyor, ifade edemiyoruz. İkinci sebep ise “umutsuzluk” yani herkesin çoğunlukla ağzında olan “hayat çok zor ve acımasız, insana istediği şeyleri vermiyor” şikâyetleri… Hadi “Ne istediğimi biliyor muyum?” sorusuna cevap verebildik, eğer ki ikinci düşünce yapısındaysak yine neticeden çok uzaktayız demektir. İnsan bir kere “şikâyet” etmeye başlarsa bunun engel olunamaz şekilde arkası gelir ve her şeyden her durumdan her kişiden şikâyet eden, mutsuz, umutsuz bir birey olup çıkıverir. Çünkü şikâyet veya hayıflanmak insanı çözümden uzaklaştırır.
Hayıflanmak negatif limanlara demirlememize sebep olur oysaki bizler içimizdeki potansiyeli harekete yeniden geçirirsek, pozitif limanlara doğru hızla ilerleme gücü kazanırız.
Yaşam Koçu, Ayşe Güler Usta