Erteleme Alışkanlığı

‘’Tamam halledicem.”
“Daha sonra mı devam etsek?”
“Mola verelim mi?”
“Nasılsa daha zaman var, yarın başlarım.”

Bu tarz cümleleri çok kullanıyorsanız sorun yok, yalnız değilsiniz. Siz de birçok insan gibi erteleme alışkanlığı olan birisiniz sadece. Bu alışkanlığımız doğuştan değildir, sonradan ediniriz ve hayatın her alanında önümüze çıkabilir. Karşımıza bir iş çıkar, bizler ise bir şekilde ”kendimizi oyalarız”. Hâlbuki işimizi zamanında yerine getirmek hem zihin sağlığımız hem de zaman planlaması açısından bize daha faydalıdır.
Erteleme alışkanlığı rahatına düşkünlük gibi gözükebilir, bununla birlikte aslında altında başka sebepler de saklar.

Mesela “başarısızlık korkusu”; kendimizi o konuda yetersiz hisseder, yapamayacağımıza dair kaygı duyarız. Çoğunlukla risk almayı sevmeyiz ve böyle bir an, tam da deve kuşu gibi kafamızı saklayıp sorumluluktan kaçmak için en ideal zamandır.

Bir diğeri ise “mükemmeliyetçilik”… Bu kişiler detaylarla ilgilenmekten, fazla vakit kaybederler; eleştirilmekten, eksik yapma kaygısından dolayı bir sorumlulukla baş etmekte zorlanırlar. İşleri fazlaca gözlerinde büyütür ve kaçarlar.

Konu erteleme alışkanlığı olduğunda benim aklıma hep “Ağustos Böceği ile Karınca” hikâyesi gelir. Karınca hep çalışır ve sonunda kazanır, ama bizim rahatına düşkün ağustos böceği ise gün geldiğinde aç kalır.
Biz de karınca gibi kazanan olmak için öncelikle kendimize sağlam bir hedef belirlemeli ve bu hedefimize ulaşmamızı sağlayacak güçlü planlar hazırlamalıyız. Erteleme alışkanlığından kurtulmak için bizi ittirecek, silkeleyecek, harekete geçirecek motivasyon kaynakları bulmalıyız.

Aslında hiç birimiz “tembel” değiliz, sadece bizi harekete geçirecek hedeflerimiz yok…
 
 

                                                                                            AYŞE GÜLER USTA

  
 
 
 
 

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

yazılım