Hani hep duyuyoruz, üzüntüleri de sevinçleri de bebekler hisseder diye… Çok doğru; yapılan araştırmalara göre mutlu bir aile ortamında doğup büyüyen bebekler, ileride mutlu bireyler oluyor. İşte bu noktada aileye büyük sorumluluk düşüyor. Çocuğunuzun yarınlarında mutlu olmasını istiyorsanız, önce siz mutlu olmalısınız.
Sadece sizin mutlu olmanız yetmiyor, aynı zamanda eşinizle aranızdaki diyalog da bebeğinizi etkiliyor. Huzurlu, keyifli, küçük sorunları büyütmeyen, çocuğa da olumlu mesajlar verebilen bir aile olmanız, çocuğunuzun ilk öğretmeni olmanız açısından çok önemli. Aile, çocuğun ilk ve en önemli yaşam okuludur. Çocuk, bu okulda kendisine sunulan her şeyi olduğu gibi algılıyor. Algıladığı her şey de onun kimliğinde temel oluşturuyor.
Mutlu olmak sadece bebeğinize vakit ayırmak, kendini ona adamak demek de değildir. Bunu sevdiğiniz bir yemek gibi düşünün, fazla yerseniz rahatsızlanırsınız. İlgi ve sevgi de öyle… Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin. Birlikte oyunlar oynayın, bırakın oyun da eğitici olmasın, eğitimini okulda alsın. İdeallerinizi çocuklarınız üzerinden gerçekleştirmeyin. Ben okumadım ama o okusun demeyin. Kendinize yatırım yapın, çocuğunuz oradan öğrenir.
Gaz maskelerini bilirsiniz; önce kendinize, sonra çocuğunuza takmanız gerekir. Bu durum bencilce gözükse de biliyoruz ki biz sağlıklı kalabildiğimiz sürece çocuğumuzun da sağlıklı kalmasını sağlayabiliriz. Aynı şey mutluluk için de geçerlidir. Mutlu olabildiğimiz kadar çocuğumuzu mutlu edebiliriz.
Bir bebeğin mutluluğu, anne hamile kaldığı anda etkilenmeye başlıyor. Bu sebeple hamile kalmaya karar verdiğiniz andan itibaren, yüzeysel sorunları bir kenara bırakıp mutlu olmaya başlayın.
Zira çocuklarınızın geleceğini, siz belirleyeceksiniz.