Nisan ayının müzikten kitaba, sergiden sinemaya kadar birçok alandaki etkinlik ajandası sizlerle…
MÜZİK
Hazineler İçindesin
Lara Di Lara, ikinci stüdyo albümü “Hazineler İçindesin” ile dinleyiciyle buluştu. Müziğini “Gözümden, içimden, kafamdan, sesimden; toprak, hava ve suda olan bitenler hakkında” diyerek tanımlayan Lara Di Lara, yumuşak vokali ve dinleyeni başka sulara taşıyan yorumuyla dikkatleri üzerine çekiyor. Söz ve müziklerde Lara Di Lara imzasını gördüğümüz albümde, Melih Cevdet Anday’ın “Çok Güzel Şey” şiirini besteleyen sanatçı, albüme adını veren “Hazineler İçindesin”de de yine değerli yazardan esinlendi.
Ben Sizden Kaçtım
Türkiye müzik piyasasına önemli isimler kazandıran İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nün, müzik paylaşım mecrası BİLGİ Music Label (BML), ilk albümünü çıkarıyor. İlk albümünden bu yana birbirinden eşsiz şarkılara imza atan bağımsız müziğin sevilen ismi Can Kazaz, merakla beklenen yeni albümü Ben Sizden Kaçtım ile geri dönüyor. Tüm söz, müzik ve miksajı Can Kazaz’a ait olan albümün kayıtları yine sanatçının kendisinin ve Ateş Erkoç’un imzalarını taşıyor. Çoğunlukla akustik enstrümanların eşlik ettiği yumuşak sesi ve kendine has düzenleme teknikleriyle ön plana çıkan Can Kazaz, albümünde varoluşumuzun karanlık tarafını sorguluyor. Zengin enstrüman seçkisi ve renkli düzenlemeleriyle öne çıkan albümde, 90’lar tadını da bulabileceğimiz geniş yelpazede dokuz şarkı yer alıyor.
KİTAP
Kutsal Kitaplarda Kadın
Hayy Kitap, kadını tahrif eden tahrif edilmiş kitaplar ve Kur’an’daki kadın hakikatine derinlikli bir araştırma sunuyor. Çalışma, dört büyük kitabın hangi zaman, mekan ve toplumlara, hangi amaçla gönderildiğini açıklarken, Kur’an-ı Kerim’in zaman, mekan ve toplumları aşan bir yaşam dini olduğunu vurgulamaktadır. Kitabın asıl amacı ise Kur’an-ı Kerim’deki kadının yaşamdaki yerinin altını çizmek. Bunun sebebi ise, bugünkü İslam toplumunun kadına bakış açısının cahiliye dönemi yaşantısıyla gösterdiği benzerliklerin farkındalığını ortaya koyma ihtiyacı ve küreselleşme ile birlikte kültürel etkileşimlerin bir sonucu olarak, günümüzde İslam adına yapılan uygulamaların, Kur’an-ı Kerim’in aksine tahrif edilmiş diğer kitaplardan sızmış uygulamalar olduğunu karşılaştırmalı bir çalışmayla ayrıştırmak ve ayıklamak gereği olarak açıklanıyor.
Yeni Kötü Günler: Sanat, Eleştiri, Acil Durum
Hal Foster, Yeni Kötü Günler’de sanat ve eleştirinin son yirmi beş yılda geçirdiği büyük dönüşümü inceliyor. Bu büyük dönüşüm kitapta, Bertolt Brecht’in “Eski güzel günlerle değil, yeni kötü günlerle başlayın” nasihatinin ışığında inceleniyor. Cindy Sherman, Thomas Hirschhorn ve Isa Genzken gibi sanatçıların işlerine Jacques Rancière, Bruno Latour ve Giorgio Agamben gibi farklı “meşrep”lerden düşünürlerin yazdıklarının yardımıyla bakan Foster, neoliberalizmin ve teröre karşı savaşın yarattığı küresel “acil durum”u sanat içinden anlamaya çalışıyor ve bize dört “kavramsal araç” sunuyor: abject, arşiv, mimesis ve güvencesizlik. Kitap, çağdaş sanat ve eleştirinin günümüzün oynak ve bulanık gerçekliğine verdiği ve veremediği cevapları toparlayıp yeni sorularla tartışmaya açıyor.
SİNEMA
Davıd Lynch: Yaşam Sanatı
Sinema dâhisi David Lynch hayatını belirleyen senelerine doğru seyirciyi özel bir yolculuğa çıkarıyor. Film boyunca, Amerika’nın pastoral, küçük bir kasabasındaki yaşamından Philadelphia’nın karanlık sokaklarına doğru, sinemanın en karmaşık figürlerinden birini şekillendiren olayları takip ediyoruz. Sinema tarihine pek çok eşsiz başyapıt bırakan kült yönetmenin bilinmeyen anlarına tanıklık ettiren film, David Lynch: Yaşam Sanatı, Lynch’in kendi sanat, müzik ve erken dönem filmlerini bir araya getirip yönetmenin kendine has dünyasının karanlık köşelerini aydınlatıyor ve bizlere onu bir insan ve sanatçı olarak daha iyi anlama fırsatı sunuyor.
Koca Dünya
Anne babalarının sorumluluğunu üstlenemediği, belki de istemediği iki çocuk koca dünyada nasıl hayatta kalır? Reha Erdem’in beklenen filmi bu ay sinemalarda. Ali ile Zuhal yetimhanede büyümüş iki gençtir. Kardeş oldukları söylenir. Öyle değilse bile geçen zaman ve sahipsizlikleri onları kardeş gibi yakınlaştırmıştır. Film Ali ile Zuhal’in yetimhane dışındaki koca dünyanın kucağına savunmasız fırlatılıp atıldıkları sırada başlar. Ali ve Zuhal, yetimhaneden çıkıp bu koca dünyaya attıkları ilk adımda suçla tanışırlar. Onlar için artık insanlar arasında yaşamak olanaksız hale gelmiştir; sığındıkları orman, onlar için bir tür ıssız adaya dönüşür.
SERGİ
Anlamsızlık Aleminde
Sanat dünyasında Chapman Kardeşler olarak da tanınan Jake & Dinos Chapman’ın Nick Hackworth’ün küratörlüğünü üstlendiği etkileyici sergisi Anlamsızlık Aleminde, Arter’de…
Bugüne kadar yaptıkları çalışmalar arasında özellikle Hitler’e adadıkları çalışmaları ile dikkat çeken ve nam salan İngiliz Jake & Dinos Chapman, ilk kişisel sergileri Anlamsızlık Aleminde ile aynı zamanda Türkiye’de ilk kez Arter’de ziyaretçilerle buluşuyor. Günümüz kültürünün köşe taşlarını oluşturan pek çok inancın altını hicivle oyan bir yergiyi ve çelişkili işaretleri devreye sokan ikilinin, son dönemde yaptıkları yeni çalışmalarının yanı sıra az görülmüş eserlerinden de bir seçkinin yer aldığı serginin en dikkat çeken yanı ise ikilinin oldukça etkileyici serilerinden olan Cehennem, Chapman Aile Koleksiyonu ve Gün Gelecek Sen De Sevilmeyeceksin sergilerinden de eserlerin yer alması. Sergiyi ziyaret etmek için son bir ayınız kaldı, kaçırmayın.
Antik Gelecek
Sanatçı Genco Gülan’ın çeşitli dönemlerde yaptığı heykelleri farklı bir bağlamda ve içerikte bir araya getiren ‘Antik Gelecek’ sergisi sanatseverlerle buluşuyor. Küratör Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, “Gülan; antikitenin kusursuz, platonik idealar etrafında kurulmuş yapıtlarını deforme eden bir anlayışa sahip. Bu, birden fazla düzlemde açılımları olan bir yaklaşım. İşler, sanat yapıtının gerçekliğini sorguluyor. Onun kendi içinde saklı idealinin ancak bir kurgu olduğunu vurguluyor. Bunlar idealden reele taşınmış yapıtlar değil. Sanat yapıtının idealinin bizatihi sanat yapıtının içinde saklı olduğunu belirleyen çalışmalar. Böylelikle de Gülan, Kübizmden Pop Sanata kadar uzanan ama Kant estetiğini de içeren bir sanatsal düzlem oluşturuyor. Ben de bu cesur ve önemli yapıtlar bağlamında antikitenin daima gelecekle ilgili bir yanı bulunduğunu öne çıkarmak istiyorum.” diyor.