Sevgi neydi? Bu cümle ve daha niceleri ile hafızalara kazındı. Bazen yatılı okula bırakılmış akıllı ve ilerici genç bir kızı, bazen kenar mahallede yaşayan fakir ama gururlu kadını canlandırdı. Anne oldu, öğretmen oldu, hakim oldu, sevdiği için gözünü kırpmadan kendini ateşe atan fedakâr bir kadın oldu.
Türkiye’de kadın olmanın zorluğunu, rol gibi değil gerçekmiş gibi yaşayarak oynadı. Dila Hanım, Selvi Boylum Al Yazmalım, Fosforlu Cevriye, Bodrum Hakimi ama en çok da ‘Sultan’ oldu. Herkesin ‘Sevgilisi’ olmak adına sinemaya bir ömür verdi. Sayısız ödüllerden çok halkın gönlündeki yerini önemsedi. Mağrur duruşu ve kendine has kuralları ile sinemanın Türkan Sultan’ı ile röportaj yapmak benim için apayrı bir gurur.
İri ve buğulu gözlerin sahibi olan Türkan Şoray, 1960’lı yıllarda başladığı sinemada, ülkenin dört bir yanında kurulan setlerde canını dişine takarak çalışan, rolünün hakkını sonuna kadar vererek Türk sinemasındaki yerini kazanmış çok değerli sinema yıldızlarımızdan. Bu kadar çok sevilmesinin nedenini bile seyircinin bakışlarında olduğunu söyleyecek kadar mütevazi ve minnet dolu. Türkan Şoray ile hayatı, ona atfedilen güzelliği, kızı Yağmur’u ve kadına dair pek çok konuyu konuştuk…
Türkiye’nin en güzel kadını olarak anılmak üzerinizde bir baskı oluşturdu mu?
Estağfurullah, teveccühünüz. Türkiye’nin güzel kadınlarından biriyim belki ama en güzel kadını değilim! Normal bir güzelliğe sahibim ama seyircilerim beni en güzel görünüyorsa ne güzel, ne mutlu. Ayrıca böyle bir algı var ise bunun nedeni oynadığım filmlerdeki güzel kadın rollerinin etkisindendir.
Filmlerinizin hepsi bende ayrı izler bıraktı. Ama en çok ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ filminizin bende ve seyircinizde özel bir yeri var. Defalarca seyredilmesine rağmen hâlâ insanı bu kadar etkisinde bırakan filmin büyüsü nedir?
Bu filmin büyüsü, insana dair duyguları çok güzel anlatması. Tutkulu bir sevda, ihanet, pişmanlık, dostluk, sadakat, vicdani duygular gibi bu dünyadaki insanların binlerce yıldır yaşadığı duyguları, filmi seyrederken kendinizi filmdeki karakterle özdeşleştiriyorsunuz.
60’lar, 70’ler ve 80’ler sinemanın kendi içinde büyük değişimler yaşadığı yıllar. Tabii sizin için de. Böylesi hızlı değişen bir sektörde, başarılı ve ödüllü filmler yaptınız. Ama Türkan Şoray adı ve kanunları Türk halkının gözünde sizi farklı bir yere koydu.
Uzun sinema yolculuğum boyunca yeniliklere açık olmaya çalıştım. Ama daima seyircim benim için önemli oldu. Yerleşmiş toplum değerlerini hep önemsedim. Mümkün olduğu kadar hem özel yaşantımda hem çevirdiğim filmlerde bu değerlere ters düşmemeye çalıştım.
Türk sinemasının ünlü, başarılı ve güzel kadın yıldızı ağır bir yük gibi. Seyircinin kadın oyuncuyu kabul etmesi zor oldu mu?
Sinemaya ünlü olmayı hedefleyerek başlamadım. Böyle hırslarım olmadı. Sadece sinemayı çok sevdim, sinemada kişiliğimi buldum, kendimi ifade edebilmem, özgürlüğümü hissetmem sinema sayesinde oldu. Sinemaya şanslı başladım. Hep güzel roller oynadım. Önceleri masum komik kız rolleri, yaşım büyüdükçe acı çeken, aşık, terk edilmiş kadın rollerini gerçekleştirdim. Seyircim beni bu filmlerde sevdi, bağrına bastı. Kendi kızı gibi, bacısı gibi… Ben bu karakterlerde samimiydim. Rol yapmıyordum, seyircim bunu hissetti ve ben de sırf seyircim için film çevirmeye başladım. Onlar da benim baş tacım oldu. Yıllardır birbirimizden kopmadık çok şükür…
Türk kadınının şu anda hak ettiği yerde durduğunu düşünüyor musunuz? İş hayatında yeteri kadar aktif mi? Ve aktif olması yaratılışı ile örtüşüyor mu?
Bu dünyaya kadın erkek eşit olarak geliyoruz. Ama yaşam içinde eşit değiliz. Yıllardan beri süren bizim coğrafyamızda geleneksel değer yapıları kadını ayrı bir yere koymuş. Örf adet, töreler ataerkil bir düzen, süregelen bir zihniyet. Kadın sadece evinde otursun, çalışmasın, çocuk büyütsün zihniyeti. Bugün artık kadınlar üretime katılıyor. Toplumun her kesiminde var olmaya başladı. Hem anneliğini hem kariyerini çok başarılı yürütebilecek güçte.
Her yıl kutlanan Kadınlar Günü içi dolu bir kavram mı ve yeterli mi sizce? Kadın temalı filmler yapan bir sanatçı; gerek birey, gerekse toplum olarak kadının değerini yeteri kadar veriyor muyuz?
Yılda bir kere değil her gün kadınlar günü olmalı. Kadın hakları konusunda toplum bilinçlendirilmeli, farkındalığı arttırılmalı. Maalesef kadın her yerde cinsiyetinden dolayı aşağılanıyor, tacize uğruyor. Kadınlarımız kendi hakları konusunda bilinçlenmeli, hakkını korumalı. Kız çocuklarımız eğitilmeli, çocuk yaşında evlendirilmemeli. Meslek sahibi olmalı, ekonomik özgürlüğü olmalı, mecliste ağırlığı olmalı… Ülkenin geleceği için kararlarda etkisi olmalı. Kadınların istediği erkeklerle eşit koşullarda yaşamak.
Sinemada pek çok farklı kadın karaktere can verdiniz. Sizi en çok etkileyen rol hangisi oldu ve sizin içinizde kaç kadın var? Bu role girdiğinizde “Ben olsaydım…” dediğiniz anlar oldu mu?
Canlandırdığım çeşitli karakterlerde hep benimle örtüşen bir şeyler vardı. Kadın olarak çok yoğun duygulara sahibiz. Özgüven sahibi, zeki, her zorluğun altından kalkabilen kadın rolleri beni hayata karşı hazırladı. Aslında ‘Ben olsaydım’ demeden ben oldum.
Dila Hanım, Bodrum Hakimi, Sultan gibi birçok filmde güçlü kadın imajınızın yanı sıra tutkulu, naif ve aslında sevgi dolu kadınları canlandırdınız. Hayatınızda da böyle misiniz? Yıllarca zirvede kalabilmenin, bu kadar çok sevilmenizin sırrı nedir?
Tüm kadınların özelliklerine sahibim, tutkulu, naif, sevgi dolu ve yeri geldiğinde güçlü. Duygusal ve inançlı bir insan olduğumu da eklemeliyim.
Bir dönem yoğun çekimlerinize ara verip, bir çocuk sahibi oldunuz. Aslında döneme bakarsak böyle bir kariyer içinde çocuk yapmak bir risk gibi. Siz nasıl karar verdiniz? Anne olmak uğruna göze aldığınız şeyler oldu mu?
Anne olmak kadına verilmiş en güzel armağan, her kadın bu duyguyu tatmalı. Seyircim benim çocukları çok sevdiğimi biliyordu ve anne olmamı istiyordu. Anne olduğumda benim kadar mutlu oldular, bebeğim onların da bebeği oldu. Kızım doğduktan sonra sinema aşkımın üstüne yeni bir aşk geldi, sinemaya sadece 2-3 sene ara verdim.
Yağmur nasıl bir çocuktu? İki ünlü anne-babanın çocuğu olarak nasıl bir hayat yaşıyor? Hedefleri neler?
Yağmur sevgi dolu, paylaşımcı, çok olgun bir genç kız oldu. Şımarık değil, çok göz önünde hoşlanmayan, sade yaşamayı seven ve güzel kalbi olan bir genç kız. Vizyonu geniş, hedefleri olan, başarılı bir kariyer için sağlam adım atan bir birey Yağmur. Kızımla iftihar ediyorum.
Anne olunca …………. anladım cümlesindeki boşlukları nasıl doldurursunuz? Bir kadın anne olunca neleri anlar, nasıl değişir ve çocuk insana neler katar?
Anne olunca yaşamın ne kadar güzel olduğunu daha derinden anladım. İyi bir insan olarak yetişmesi için sorumluluk duygularım gelişti. Hayata daha çok sarıldım, yaşam enerjim güçlendi.
Bu kadar çok sevilen biri olarak sizin için masal gibi bir hayat yaşadı diyebilir miyiz? Yapmak istediğiniz her şeyi yaptınız mi? Hâlâ keşke şu da olsaydı dedikleriniz var mı?
Seyircim manevi olarak gösterdiği sevgisiyle bana yıllarca mutluluğu yaşattı. Ama çok çalıştım, yıllarca en kötü koşullarda, en ağır işçi gibi. Yani sırça köşklerde yaşamadım. Yapmak isteyip de yapamadığım o kadar çok şey var ki… Örneğin bir enstrüman çalmak; piyano gibi… Ya da birkaç yabancı dil öğrenmek, dünyayı dolaşmak gibi…
Türk sinemasının dört yapraklı yoncasından birisiniz. Diğerleri; Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın ile hala görüşüyor ve eski zamanları yad ediyor musunuz? Birlikte yeni projeleriniz olabilir mi?
Fatma, Hülya, Filiz benim canlarım. Kader ortağıyız biz, birbirimizi çok iyi anlar ve çok severiz.
Kendinize yeteri kadar zaman ayırabiliyor musunuz? Gün içinde neler yapıyorsunuz?
Yürüyüş yapıyorum, bahçemde yeşilliklerle oyalanmaktan zevk akıyorum. Her gün 11 gazete okuyor, ülke meselelerini yakından takip ediyorum. Kitap okuyorum, sevdiklerimle, ailemle, kız kardeşlerim ve kızımla beraber vakit geçiriyorum. Evimde kendime dünya kurdum. Huzuru evimde buluyorum. Sakin, sade bir yaşam iç huzuru veriyor.
Çok güzel ve bakımlı bir cildiniz var. Özel bakım sırlarınız var mı?
Güzel bir cilt için uykunun çok önemli olduğunu biliyorum. Cildimi her zaman temiz tutmaya gayret ediyorum. Soda ile yıkıyorum, gül suyu ile temizliyorum. Yıllardan beri Acıbadem sütü kullanırım.
Filmlerinizdeki giyim zevkiniz her zaman konuşulur. Günlük hayatınızda giyimde nelere dikkat edersiniz? Şıklık size göre nedir?
Ben günlük hayatımda rahat kıyafetleri tercih ediyorum. Şıklık bana göre sadelik. Felsefem; modaya körü körüne bağlanmamak, kendine yakışanı seçip kişiliğine, konuma göre bir tarz yaratmak.
Nermin Ferhan Karamuti