Merve Emine Şerbetçi
Tarihçilerin dönüp baktıklarında anlayabilmek için sosyologların yardımına koşacakları günler yaşıyoruz global olarak. Bir tarafta yükselen İslamafobi sesleri ve ırkçılıkla tezat ama eşzamanlı ilerleyen tesettürlü kadınların en basit ifadeyle daha görünür olması durumu da var.
Piyasanın nihayet tesettür modasıyla barışmasından ve Gucci defilesindeki başörtülü kıyafetlerden bahsetmiyorum, tesettürlü kadınların birer özne olarak toplumların içinde yer almasından bahsediyorum. Ülkemiz için hayli umut verici gelişme var, ama dünyada durum nasıl? Aysha Dergi olarak sizlere dünyanın çalışan, üreten, sorumluluk alan ve minor devrimler yapan Müslüman kadınlarıyla konuştuk.
Iman Aldebe, İsveçli ünlü turban tasarımcısı, aktif bir sosyal medya kullanıcısı ve iş kadını. Iman Aldebe alışık olduğunuz “fenomenlere” benzemiyor, İsveç Polis Teşkilatı başörtülü çalışanları için üniforma tasarlama zorunluluğu hissettiğinde ilk onun kapısını çalmış; o da yaptığı tasarımlarla ses getirmeyi başarmış. Bu yetenekli ve samimi tasarımcı ile siz Aysha Dergi okuyucuları için içten bir sohbet gerçekleştirdik.
Sosyal medya hesaplarınızın yanı sıra bir de bloğunuz var. Bloğunuz temel olarak ne üzerine?
Ben Batı dünyasında Müslüman kadın hakkında pozitif bir algı oluşturmayı çok önemsiyorum. Bütün dünyaya Müslüman kadının güçlü, kendi ayakları üzerinde durabilen kendi kendine yetebilen bir kadın olabileceğini göstermek istiyorum. Bence “Baskı altında tutulan Müslüman kadın imgesi” çok rahatsızlık verici. Kendi kararlarımı verebildiğimi ve aslında başörtümle özgür olduğumu tüm dünyaya duyurmak istiyorum, bloğumun temel felsefesi aslında bu. Tasarımlar ve moda ikincil planda kalıyor yani.
BENİM FORMÜLÜM GÜÇLÜ AKSESUAR
Aldığınız en iyi moda tavsiyesi nedir?
Eğer başarılı olmak istiyorsan önce her zaman satabileceğin basit bir ürünün ele al. Sonra, en az o kadar popüler olabileceğini düşündüğün bir diğer ürünü tasarlayabilirsin. Bu kadar rekabetçi bir ortamda az olan daha fazladır. Yani ya hep ya hiç mantığındansa önce en iyi yapabileceğin ürünü seç ve bütün enerjini, brikimini onu mükemmel yapmak için harca. Öyle yaptım ve başarılı
olduğumu düşünüyorum.
Sizce müslüman bir kadın için mükemmel kıyafet nasıl olmalı?
Müslüman kadınlara dış görünüşle ilgili ilk söyleyeceğim şey şu olurdu: yüzünüze her zaman bir gülücük kondurun çünkü siz İslam’ın görünen yüzüsünüz ve insanların kalbini İslam’a açacak şey budur. Ve sade kıyafet, güçlü aksesuar benim formülümdür, çünkü aksesuarların her zaman anlatacak bir hikayesi vardır.
Ne zaman ve nasıl tesettüre girmeye karar verdiniz?
7 yaşındaydım ve annemle ablam başörtülü olduğu için çok özeniyordum ama babam yaşımın çok küçük olduğunu düşünüyordu. Babam karşı çıktıkça ben adeta hırslandım ve sonunda onu ikna ettim.
Hangi parçalara yatırım yapmayı seviyorsunuz?
Ayakkabılara, çünkü bir insanla tanıştığımda ilk ayaklarına bakarım. İyi bir çift ayakkabı kişinin gerçek kimliği hakkında doğru ipuçları verebilir. Dahası; türban ya başörtüsünüzü bir çok şekilde örtebilirsiniz, kimsenin nefretini kazanmadan kendinizi pozitif ve artistik bir şekilde ifade etmenin güzel bir yoludur bu.
İnternet hepimizin hayatının en ücra köşesine kadar sızdı. Online hayatla gerçek hayatı nasl dengeliyorsunuz?
Ben her zaman sosyal medyada yayınlamak amacıyla değil de, sadece ve sadece kendim için bir şeyler yapmaya özen gösteririm. Like alma amacı gütmeden veya insanların beni sevmesi için özel bir çaba içine girmeden mutlu olmaya çalışıyorum. Sosyal medyada o kadar uzun süredir varım ve o kadar emek verdim ki yıllar içinde nefret yorumlarını önemsememeyi öğrendim. İnsanların ne düşündüğünü umursamadan sadece kendimi seviyorum. Bence başka türlü insan bir sosyal medya hesabının içine sıkışıp kalıyor. Kendinizi sevmek zorundasınız. İnsanlar sevgiden kaynaklanan bu özgüveni mutlaka farkediyor ve siz de sadece kendiniz olmanın yeteceğini anlıyorsunuz. Bazen nefes almak için sosyal medyaya kısa bir ara veriyorum ve neden orada olduğumu, sebeplerimi hatırlamak istiyorum. Gurur duyacağınız bir sebebiniz olmalı. Bu sebep insanlara positif bir Müslüman kadın imajı sunmak olabilir, açıkçası benimki bu. Veya dünyadaki Müslüman kadınlara destek olmak, zor durumdakilere yardım eli uzatmak, birlik olabilmek de güzel sebepler…
TESETTÜR BENİ GÜVENDE TUTUYOR
Başörtüsü takmak size nasil hissetiyor? Sizce toplum içinde bir değişikliğe yol açıyor mu?
Evet tabii ki, benim kalabalıktan sıyrılmamı sağladı. Sanki tesettür benim ruhumu sarmalıyor ve beni güvende tutuyor. Başörtüsünü küçük yaşlardan beri taktığım için açık olmanın nasıl olacağını bazen merak etmiyor değilim, ama bu şekilde artık kendim olduğumu hiseediyorum, başörtüm kişiliğimin bir parçası. Gerekten başka türlüsünü bilmiyorum. Başörtüsü benim imanımın büyük bir parçası.
İnsanlara İslam’i sevdirmeyi amaçlamak bu kadar olumsuzluk varken zor iş. Nasıl başediyorsunuz bu yükle?
Aslında bunu gözümde çok büyütmemeye çalışıyorum. Sosyal medyada birçok başörtülü kadın var ve “like”lara, pozitif yorum alamaya ve takipçi sayılarına fazlasıyla odaklanmış durumdalar. Bu da dış görünüşe gereğinden fazla önem vermeye yol açıyor. Hayatın temel meselesi daha iyi pozu verebileceğin arka planı yakalamak ve en ince gösteren kıyafeti bulmak falan oluyor bu durumda. Halbuki İslam adına var olmak o kadar da zor değil. Başörtülü bir kadın olarak diğer kadınlara güven aşılayabilmek bile yeterli benim için. Birçok Müslüman genç kız hayatlarına daha derin bir anlam katma arayışı içindeler, diğer yanda Batı’da yükseliş halinde olan İslamafobia var. Bu Müslüman kadınlar kendi sesleri olabilecek başörtülü bir kadına ihtiyaç duyuyorlar. Ne yazık ki çok az böyle kadın var, umuyorum ki gelecek nesiller bize umut olur İslamafobia gibi nefret içeren hareketler son bulur.
İki yıl önce erkek kardeşimi kaybettiğimde Batı kültüründe Müslüman kadınlar için konuşmanın, onların sesi olabilmenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anladım. Farkettim ki dünya hayatı çok kısa ve arkanda bıraktığın tek şey diğer insanlar için yaptıkların… Dünyadaki diğer Müslümanlar için yaptıkların… Ve Müslüman kadınların yaptığı muazzam şeyler hakkında yazmaya başladım, üniversitelerde söyleşilere katıldım, organizasyonlar düzenledim, yalnızca muhafazakar moda değil, ama yaşamın her alanında. Kendi markasını yaratan, üreten, çalışan ve kendi ayaklarının üzerinde duran Müslüman kadın…
İSVEÇ POLİS TEŞKİLATINA İÇİN BAŞÖRTÜSÜ TASARLADIM
Ondan önce de hep sanki bir misyonum varmış gibi hissediyordum, yani neredeyse 6 yaşlarımdan beri, Müslüman kadının statüsü ile ilgili dertlerim vardı. Müslüman kadın kıyafetleriyle iligli değişik çizimler yapıyordum, ve daha erken yaşlarda tasarımcı olmak istiyordum, ve ilk önce başörtüler tasarlamaya başladım. Sonra polis teşkilatı için başörtüsü tasarlamam istendi, arkasından İsveç İtfaiye Teşkilatı geldi. Şimdi bu tarz işlerde çalışan bir çok başörtülü kadın var, bence bu çok heyecan verici. Moda ve sanat sayesinde ne kadar çok kapıyı açabileceğiniz ve Müslüman kadınlara İsveç Devleti’nde çalışma imkanı sunabileceğinizi bilseniz şaşırırdınız.
İstanbul ile ilgili en çok merak ettiğiniz şey nedir? Aysha’nın genç ve stil sahibi kadıları için söylemek istediğiniz bir şey var mi?
Başörtüsünün Türk kadınlar arasında ne derece popüler olduğunu merak ediyorum. Ve Türk kadınların İsveçli tasarımcılar hakkında ne düşüdüğünü…
Yaptığınız her işte en iyi ama mütevazi olun. Çünkü birlikte çalıştığınız insanların sizinle tekrar çalışmasını sağlamanın en Müslümanca yolu bence bu. Burnu havada olmak size düşündüğünüzden daha çok fırsatı kaçırtabilir. İnsanların en sık düştüğü hata bu, kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak neredeyse kaybediyorlar. Ve akılda kalıcı şekilde, kendinizi ifade eden giysiler giyin, insanlar sizi her zaman hatırlayacaktır.
Instagram: @imanaldebe