Kadın Gebelikte Rahman İsmini Tadar, Rahim İsmini Yudum Yudum İçer

Onlar “Ey Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve soylarımızdan göz aydınlığı olacak kimseler ihsan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl” derler (Furkan 74) Ayet-i Kerime’sinde ki mana kadın ve erkek bedenine, fiiliyata dönüşecek şekilde dercedilmiştir.

Kadın bedeni, ayet-i kerimenin cisimlenmesi, gözle görünür, elle tutulur hale gelmesi üzerine yaratılmış, programlanmıştır. Ve  “Ayet” kadın bedeninde hayat bulur.

İnsanın; senin, benim, onun, onların, gelmiş geçmiş bütün insanların, hepimizin yaşam yolculuğu, gözle dahi görülmeyen iki yarımın kendini tamamlamak için muhabbetle, bir olma – tam olma arzusu ile başlar annelerimizin bedeninde.

 

Gebelik başladığında, herkesin odak noktası artık bebeğin gelişimi, süreçleri, ihtiyaçları, bebek için doğrular, bebek için yanlışlar oluyor. Oysa gebelikle, bebeğin hayatıyla  beraber kadının da yaşam yolculuğunda yeni bir dönem başlar. Hatta diyebiliriz ki kadının yaşamı ikiye ayrılır, öncesi ve sonrası… Kadının yaşamını böylesine etkileyen gebelik – annelik, üzerinde en az bebek kadar hassasiyet gösterilmesi, dikkat edilmesi, doğru okunması gereken bir dönemdir.

Gebelikle beraber kadının bedeninde, “Sizin yaradılışınızda ve Allah’ın (yeryüzüne) her bir canlıda da kesin olarak inanan bir toplum için elbette nice deliller vardır” (Casiye 4) Ayet-i Kerimesi okunmaya başlar. Rahman ve Rahim olan Allah’ın tecellileri bütün hücrelerinde okunur hale gelir, kadının okuması da  kolaylaşır.

Kadın, gebelikle adeta Rahman ismini tadar, koklar, Rahim ismini yudum yudum içebilir kıvama gelir.

Sihirli bir el değmişçesine değişir kadın annelik yolculuğunda. Gerçekten de bir sihir olur bu dönemde.

Neyin nasıl olduğunu bilmeden, zahmetsizce iki hücre bedenin de buluşmuş, birbiri içinde kaybolmuş, rahmine gelip yerleşmiştir.

Dokuz ay boyunca bedeninde var edilen hayat kolaylıkla onun her şeyine ortak olacak, kendisi bir şey yapmadan (zaten ne yapacağını da bilmeden) tüm organları, hücreleri, ruhunun derinlikleri, hiç görmediği ama en başından beri hissettiği bu hayatı korumak için vazife başına geçecektir.

Yumruk kadar rahmi her geçen gün yavaş yavaş büyüyecek doğuma kadar 800 katına ulaşacak. Kalbi, akciğeri, böbreği daha hızlı çalışacak, bağırsakları gelenlerden misafir payı olarak % 25 daha fazla emecek. Rahim büyürken, bağırsaklar kenara çekilecek, rahme giden damarlar gevşeyecek bebeğin beslenmesi kolaylaşacaktır.

 

İnanan bir toplum için yaradılışta var olduğu söylenen en önemli delillerden biridir; kadın bedenine yabancı olan embriyo. Her yabancı madde gibi atılmak yerine tam tersi sahiplenilir, bir damla suyla başlayan yeni hayat anne bedeninin tüm hücreleri tarafından sevgiyle, şefkatle sarıp, sarmalanır.

İki hücrenin anne bedeninde gören, duyan, hisseden, koklayan, gülen, sağlayan, trilyonlarca hücreye ulaşma yolculuğu boyunca annenin bedeni, fiziği, biyolojisi kadar ruhu, zihni, algıları, kalbi, duyguları da değişir.

Dahası bir kadın 12 kez gebe kalsa, bir düzine çocuk doğursa, on iki tane ayrı ayrı… Birbirine hiç benzemeyen lezzeti, kokusu, ritmi, aroması farklı serüven deneyimler…

Gebelik kadın bedeninin neşesidir. Zira kadın, bedenine konulmuş varoluş tezgahının işlemesiyle, değişip dönüşme, dönüştürme olgunlaşma potansiyeli kullanılır haldedir gebelik süreci boyunca. Vazife başındaki her bir organ, her bir sistem muhteşem bir ahenkle, ritimle titreşir annelik yolculuğunda.

Evrende ve küçültülmüş bir evren olan kadın bedeninde, an be an olup da fark edemediğimiz müzikal en üst düzeyde, en özel tonda çalar yolculuk boyunca… Öyle ki fark etmemek, duymamak imkansızlaşır.

Kadın, bedenindeki yaradılış programına “FesubhanAllah” larla şahitlik eder.

Gün doğumundaki renklerin dansını izleme coşkusuyla, heyecanıyla seyreder bedenindeki olup biteni, ruhundaki değişimleri.

Ruh-beden bütünlüğünde kaldıkça bedenindeki yeniden yaradılışlara şükreder, tüm evrendeki varoluş mucizelerini görür, duyar hale gelebilir İşte bu durumdaki annelik yolculuğunda kadın bedenindeki “Hayy” ismini apaçık okur. Ve bu okumalar, yüreğine, ruhuna coşku katar, neşe katar.

Rahman, Rahim, Halik, Bari, Musavvir, Rezzak, Fettah, Mukit, Vekil, Muhyi, Hayy, Zakir, Batın isimleri gebelik boyunca anneye rehberlik yaptığında, kadın kendisine verilen ayrıcalığın doruk noktasına ulaşır.

Böylece şefkat, sabır, güven, teslimiyet yudum yudum içilebilir de egodan, nefsden, korkulardan özgürleşilir.

Öyle de olmalıdır. Öyle de olmalıdır ki annelik kadın için güzel, güvenli, sağlıklı, neşe dolu bir başlangıç olabilsin.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın