Kan Emen Böcekler
Kan emen böceklerin ağızları, insan derisini delecek özel bir yapıya sahiptir. Deriyi delen böcek, damarlardan birine ulaşarak, kanı rahatça emmek için, kanın pıhtılaşmasını önleyen bir madde salgılar. Bu işlem sırasında bakteri ya da hastalık etkenleri de kana karışır.
Her hastalığın ve etkenin, böceğin yaşamında farklı bir çevrimi vardır. Böceğin kendisinin, taşıdığı hastalıktan zarar görmesi enderdir. Ama sözgelimi, vebayı taşıyan bakterilerin boğazını tıkaması yüzünden pire, açlıktan ölür. Buna karşılık anofel türü sivrisinekte yaşayan sıtma mikrobunun sivrisineğe bir zararı olmaz.
Sokmayla Yayılan Hastalıklar
Sıtma hastalığını, yalnız dişi anofel sivrisinek taşır. Hayvan hastalıklı birinin kanını emdiği zaman, midesinde çoğalarak, mide duvarına tutunan yumurtalar bırakırlar. Yumurtadan çıkıp gelişen asalaklar sivrisineğin tükürük bezlerine yerleşerek, ilk soktuğu kişiye geçerler.
Tropikal bölgelerde yaşayan çene sineği gibi kan emici sinekler ise, hastalığın doğrudan kan dolaşımına karışmasına neden olurlar. Çene sineği insan ve büyükbaş hayvanlarda uyku hastalığına yol açan bir hücreli bir asalak taşır.
Keneler, tifüse neden olan organizmaları taşırlar. Uyuz akarı ile aynı türden demodex folliculorum ise, bir deri iltihabına yol açar. Uyuz akarı yaygın görülen bir böcek türüdür. Bu böcek, deriye gömülerek yumurtlar ve beslenmek için geceleri dışarı çıkar.
Dünyanın her yerinde rastlanabilen pireler ise, enfeksiyonlara yol açan kaşıntılı ısırıklara neden olmakla kalmaz, veba ve tifüs gibi hastalıkları da bulaştırırlar. Dünyanın birçok yerinde görülen iki bit türü (pediculus capitis ve pediculus corporis) insanlarda, başta ve bedende tahrişe yol açar, ayrıca ateşli hastalıkların mikroplarını taşıyabilirler. Kan emicilerden tahtakurusu ise, ısırarak tahrişlere yol açmasına karşılık, önemli bir hastalık bulaştırmaz.