Korona Ve Sonbahar

Eylül ayı ile birlikte sonbahara merhaba dediğimiz günler başladı. Yaz tatilinin faturası vaka sayılarının artışı oldu. Özellikle sonbaharında gelişi grip ve soğuk algınlığını beraberinde getirirken kendimizi korumak için nasıl beslenmeliyiz?

Diyetisyen Sinem GENÇ

Artık hepimiz biliyoruz ki bu tüm hastalıklarda savaş da olduğu gibi korona içinde bağışıklık sistemimizin çok güçlü olması gerekiyor. Bunun için mevsiminde bulunan taze meyve ve sebzeleri tüketmek son derece önemli.      Bu ayların meyveleri arasında bulunan hünnap, kızılcık gibi C vitamini ve antioksidan etkisi yüksek besinleri tüketmek sağlıklı bir adım olacaktır. Sebzelerden ise semizotu, reyhan, tere, sivri biber, maydanoz, börülce, nane gibi sebzelere günlük olarak öğünlerimizde mutlaka yer vermeye çalışmalıyız. Çiğ olarak tüketilebilenleri bu şekilde tüketmek C vitamini kaybı açısından yerinde olacaktır. Aynı şeklide yağlı tohumlardan badem, ceviz ve fındık kavurma işlemi yapılmadan tüketilmesi daha sağlıklı olacaktır.

Yeterli ve dengeli beslenmek bu süreçte büyük önem taşımaktadır. Kişilerin bilinçsizce kendi başlarına uygulayacakları diyet programları sağlıksız kilo vermelerine neden olacağı gibi bağışıklık sisteminin de olumsuz etkilenmesine yol açacaktır. Bu sebeple kilo problemi olanlar ve başka rahatsızlıkları olan kişilerin mutlaka uzman kontrolünde bir beslenme planı uygulaması gerekmektedir.

Düzenli uyku da bağışıklık sisteminin güçlenmesi için önemli bir etkendir. Birçoğumuzun pandemi sürecinde uyku düzeni tamamen bozuldu. Birçok kişi kendini uykuya verdi ya da uykusuzluk sorunu yaşadı. Günlük en az 8 saatlik uyku vücudumuzun daha dinç ve kuvvetli olmasını sağlamaktadır. Özellikle gece geç saatlerde TV, bilgisayar ve telefon ekranına bakmak bu anlamda olumsuz etkiye yol açmaktadır. Uykudan en az iki saat öncesinde mavi ışıktan uzak durulması gerekmektedir. Sağlıklı bir uyku sağlıklı bir gün demektir.

Her zaman önemle üzerinde durulması gereken diğer bir konu ise su tüketimidir. Günlük olarak sağlıklı bir bireyin en az 2,5-3 L su tüketmelidir. Metabolizmamız, kilo kontrolümüz, sindirimin kolaylaşması kısacası sağlığımız için yeterli su tüketimi şarttır. Bu konuda sorun yaşayanlar su içine atacakları taze zencefil, limon parçaları, nane veya çubuk tarçınla suyun tatlanmasını sağlayabilirler. Aynı zamanda artık akıllı telefonlara yüklenebilen uygulamalar sayesinde içtikleri suyu takip edip hatırlatılmasını sağlayabilirler.

Sonbaharın gelişi ile yorgunluk ve halsizlik ortaya çıkması son derece normaldir. Fakat bu rehavete kapılmadan günlük egzersizlerin yapılması kısa bir süre sonra bu yorgunluğun yerini zindelik alacaktır. Egzersizi hayatımızın bir parçası haline getirmek sadece kilo kontrolü değil birçok kronik hastalığın oluşmasının önüne geçmektedir.

Son olarak sadece bu süreçte değil normalde de önem taşıyan bir konu olarak yapılacak tahliller sonrasında vücudumuzdaki eksik vitamin ve mineralleri tespit etmeliyiz. Sonrasında mutlaka uzman kontrolünde uygun bir beslenme planı ya da gerekli takviyelerle bu eksikleri tamamlamaya çalışmalıyız. Bağışıklığımızı güçlendirmek ve kişisel hijyenimize dikkat ederek bu süreci daha kolay atlatacağımıza inanıyorum.

Sağlıkla Kalın

İrem U.

Aysha Dergi Yazı İşleri Müdürü olan İrem Uluerciyes, moda, güzellik, stil, güncel konularda yazılar yazıp, alanında uzman isimlerle röportajlar gerçekleştirmektedir.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın