Kronik Yorgunluk Sendromu

Kronik yorgunluk sendromu (KYS) tüm vücudu ve özellikle beyni etkileyen karmaşık bir hastalıktır. Kronik yorgunluk; dinlenmekle geçmeyen ve aşağıda yer alan bulguların en az dördünü altı aylık bir sürede hissetmek olarak da tanımlanır.

 

Prof. Dr. Banu Çaycı

 

  • Yakın hafızanın bozulması,
  • Kas
  • güçsüzlüğü,
  • Eklemlerde ağrı ve hassasiyet,
  • Başağrısı,
  • Kalitesiz uyku,
  • Lenf bezlerinde duyarlılık.

Yorgunluk, belirgin güç kaybına yol açar. Günlük yaşam aktivitesini kısıtlar. Ev, iş ve sosyal ilişkiler ciddi olarak bozulur. En sık, 30-45 yaşlarındaki kadınlarda görülür. Gençlerde ve erkeklerde daha az görülmektedir.

 

KRONİK YORGUNLUK SENDROMU NEDEN OLUR?

Nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak psikolojik streslerin etkin olduğuna dair veriler hâlâ günceldir. Vücut direnç düşüklüğü, hazırlayıcı bir etkendir. Yorgunluğun pek çok sebebi olabilir. Kansızlık, enfeksiyonlar, karaciğer, kalp ve böbrek yetmezlikleri, vitamin ve mineral eksiklikleri, metabolik bozukluklar (hipoglisemi), hormonal problemler (Hipotiroidi, böbrek üstü bezi yetmezliği), kanser gibi ciddi sağlık sorunlarında, yorgunluk bazen ilk işarettir.

 

KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN DOĞAL TEDAVİSİ

 

DEMİR İÇEREN GIDALAR TÜKETİN

Yorgunluğun temel nedeni, demir eksikliğine bağlı kansızlıktır. Kadınlarda daha sık gözlenen kansızlığı önlemek için; haftanın belirli günlerinde demir içeriği yüksek olan yumurta tüketmeniz gerekir. Haftada 2-3 kez kırmızı et tüketmeniz ve yanında mutlaka demirin vücut tarafından kullanımını artıran C vitamini içeren besinlerle de (sebze-meyve) bunu destekleyebilirsiniz. Ayrıca, çok koyu çay ve kahve tüketimi, demir emilimini azalttığından, yemekten hemen sonra tüketmeniz önerilmez. Kuru meyvelerin demir içeriği yüksek olduğu için, ara öğünlerde kan şekerinizi dengelemesi açısından tüketmenizde fayda var.

 

B  VİTAMİNİNE DİKKAT !!

Enerji metabolizmasındaki öneminden dolayı B Vitamini düzeylerindeki eksiklikler yorgunluğa neden olabilir. Stres, aktivite ve enerji tüketiminin arttığı zamanlarda B Vitaminlerine gereksinim de artar.

 

B1 Vitamini: Vücuda alınan karbonhidratlardan enerji oluşturmada görevlidir. Kas, sinir ve dolaşım sistemi için gereklidir. Yetersiz alınması halinde iştahsızlık, hafıza zayıflığı, huzursuzluk ve dikkat azalması görülmektedir. Ekmek, pirinç, makarna ve zenginleştirilmiş tahıl taneleri veya tahıl ürünlerinde bol miktarda bulunmaktadır.

 

B2 vitamin: B1 den farklı olarak, karbonhidratın yanı sıra protein ve yağlardan da enerji üretiminde gereklidir. Hücrede enerji üretimini arttırdığı için, migren tipi baş ağrılarının önlenmesinde etkili olabilmektedir. En iyi kaynakları süt ve süt ürünleridir. Az da olsa tahıl ürünleri, yumurta, sakatatlar ile yeşil yapraklı sebzelerde de bulunmaktadır.

 

NİASİN: B3 vitamini olarak da bilinen niasin et, hamur mayası ve süt ürünlerinde bulunmaktadır. Sindirim sisteminin düzenli çalışmasında çok etkilidir. Kan şekerini dengeleyici ve kolesterolü düşürücü etkisi vardır.

 

B5 (Pantotenik asit); Böbrek üstü bezine etki ederek kortizon gibi steroid hormonların yapımını sağlar. Bu hormonların yaşlanma ve cilt kırışıklıkları üzerinde olumlu etkileri vardır. Sakatatlarda, yumurta, buğday, mantar, kuru baklagiller, fasulye, domates, kereviz, ceviz, avokado gibi sebze ve meyvelerde de bulunmaktadır.

 

B6 (pridoksin) Vitamini: Hormonlar, kırmızı kan hücreleri ve sinir hücreleri oluşumunda rol oynarlar. Serotonin yapımında etkilidir. Serotonin iştah, ağrıya karşı duyarlılık ruh hali ve uyku düzeni üzerinde etkilidir. Kolesterol birikimini engelleyerek kalbi korumaktadır. Muz, avokado, tavuk eti, patates, ıspanak, bezelye, bira mayası, havuç, yumurta, balık ve hububatlar iyi kaynaklarıdır.

 

B12 Vitamini: B12 vitaminin yetersizliğin de unutkanlık, sabahları yataktan yorgun kalkma gibi rahatsızlıklar görülmektedir. Folik asit ve B6 vitamini ile birlikte kalp hastalıklarını ve damar tıkanıklığını önleyici rol oynamaktadır. Sinir sistemini güçlendirir, kırmızı kan hücrelerini üretirler.

B grubu vitaminleri; tahıllar, yağsiz et, böbrek, yürek, beyin, karaciger, yer fıstığı, tavuk, ceviz, yumurta, kepek ekmeği ve yağlı tohumlarda mevcuttur.

 

KAS YORGUNLUĞUNUZUN SEBEBİ MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ OLABİLİR!

Kronik yorgunluk sendromu olan kişilerde yorgunluğa neden olabileceği düşünülen çeşitli mineral ve vitaminlerin takviyesinin yapıldığı birçok çalışma bulunmaktadır. KYS hastalarında magnezyum seviyelerine bakıldığında, bu kişilerin eritrosit içindeki magnezyum seviyelerinin az olduğu görülmüştür. Eritrosit içindeki magnezyum azlığı eritrosit fonksiyonlarının azalmasına (oksijen taşınması) ve dolaylı olarakta kas güçsüzlüğüne neden olmaktadır. Magnezyum yetersiz olduğunda, ortamda yeterli oksijen bulunduğu halde hücreler oksijensiz (anaerobik) enerji üretimine giderler ve bunun sonucunda oluşan laktik asit kas yorgunluğu ve kas fonksiyonu düşüşüne neden olur. Fiziksel aktivitenin azalması nedeniyle kas dokusunda depolanan magnezyum miktarları artmadığından; KYS’li kişiler normal aktivitelerinde bile çabuk yorulurlar ve kas güçsüzlüğü tüm vücuda yayılır. Magnezyum eksikliği ayrıca baş ağrısı, atralji, hafıza ve konsantrasyon bozukluklarına neden olarak kronik yorgunluk sendromunun semptomlarına katılabilir. Magnezyum içeren besinler; fındık, badem, kabak çekirdeği, ceviz, yer fıstığı, çam fıstığı, tam buğday ekmeği, yulaf kepeği, buğday kepeği, çavdar unu, mısır unu, sığır eti, ton balığı, kuru erik, kuru kayısı, kuru üzüm, avokado, kivi, muz, soya sütü, soya peyniri, ıspanak, fasulye, brokoli, bezelye, enginar, börülce ve şalgamdır.

 

İrem U.

Aysha Dergi Yazı İşleri Müdürü olan İrem Uluerciyes, moda, güzellik, stil, güncel konularda yazılar yazıp, alanında uzman isimlerle röportajlar gerçekleştirmektedir.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

seo