Elektromanyetik Olarak Kirleniyoruz!

Aralık ayını kendimize arınma ayı olarak seçtik. Cilt, vücut, psikoloji, ev derken hayatımızın en önemli yerlerinden birinde duran teknolojiyi de ıskalamadık. Peki, elektromanyetik kirlilik nedir, kendimizi nasıl arındırabiliriz?

Elektromanyetik Kirlilik Nedir? Nelere Yol Açar?
Vücudumuzun fizyolojik frekans aralığı (kaldırabileceği elektromanyetik yük) ortalama 10 Hz’dir. Şehir yaşamında yaygın kullanılan elektronik cihazlar, kablosuz internet ve elektrikli ulaşım ağları nedeniyle GigaHz’ler seviyesinde elektromanyetik akım yükleniriz. Vücudumuzun kaldıramayacağı kadar elektromanyetik kirlilik, oluşturduğu hücresel stres nedeniyle birçok hastalığa davetiye çıkarır. Elektromanyetik kirlilik, bağışıklık sisteminin gücünü kaybetmesine, kendimizi yorgun ve halsiz hissetmemize ve verimliliğimizin düşmesine neden olur. Birçoğumuzun iyi beslenmesine, düzenli uyumasına ve spor yapmasına rağmen bitkin düşmesinin, hastalıkları kolay atlatamamasının, sabahları yorgun ve uykumuzu alamamış şekilde uyanmamızın en önemli sebeplerinden biri budur. Radyasyonun doğurduğu hücresel stres, kansere kadar uzanan birçok hastalığa zemin hazırlar. Çocuklarda sinir sistemi ve beynin gelişimini olumsuz etkiler, dikkat eksikliğine ve dil gelişimi geriliğine yol açabilir. Çocuğun sürekli bilgisayar oyunları, televizyon ve telefonla meşgul olması okul başarısının düşmesi, aile içi düzenin ve sosyal yaşamın bozulması anlamında da etkilidir.

Elektromanyetik Kirliliği Azaltmanın Yolları
Günlük yaşamımızda atabileceğimiz küçük adımlar aslında… Tüm bunlar bir araya geldiğinde hiç de azımsanmayacak bir toplama ulaşılacaktır. Elektronik aletler yaşamımızda bu kadar önemli yer kaplarken radyasyondan kaçamayız ama onları kontrollü kullanarak olumsuz etkilerini en aza indirgeyebiliriz.

  1. Kullandığımız birçok elektrikli aleti hayatımızdan çıkarmamız sanıldığı kadar zor değil: Solaryum, elektrikli battaniye, elektrikli tıraş makinesi, bebek telsizi, yürüyen merdiven…
  2. Elektrik yerine pille çalışan cihazları tercih edelim; radyo, alarmlı saat, oyuncak gibi…
  3. Elektrikli aletler çalışırken 1 metreden fazla yakınlarında durmayalım; çamaşır/ bulaşık makinesi, fotokopi makinesi gibi… Çünkü elektromanyetik etki mesafeyle azalır ya da artar.
  4. Mecburen kullandığımız elektrikli aletleri de sürekli değil, mümkün olduğunca aralıklı olarak kullanmaya özen gösterelim; navigasyon cihazı, saç kurutma makinesi, klima, elektrikli süpürge gibi…
  5. Kullanmadığınız elektronik aletleri bekleme modunda tutmayalım, tamamen kapatalım ya da fişten çekelim. 
  6. Cep telefonlarını mümkün olduğunca kulağımıza tam yaslamadan, kablolu kulaklık ya da hoparlör seçeneğiyle kullanalım. 
  7. Cep telefonunun az çektiği yerlerde değil, iyi çektiği yerlerde konuşalım. 
  8. Kablosuz teknolojiler yerine kablolu olanları tercih edelim. İnternet bağlantısında kablolu modemi, sabit telefonlarda telsiz yerine kablolu olanları, mavidiş (bluetooth) kulaklık yerine kablolu kulaklığı…
  9. Mikrodalga fırında, ani pişirici fritözlerde hazırlanmış herhangi bir yiyeceği tüketmeyin.
  10. Yatak odanızda bilgisayar, televizyon, telefon bulundurmayın.

 
Elektromanyetik Arınma Nasıl Sağlanır?

– Mümkün olduğunca çıplak ayakla toprağa basın; en azından haftada bir kere. Bu mümkün değilse saksıdaki toprağa ellerinizle dokunun. Böylece vücudunuzdaki elektromanyetik yükü el ve ayaklar vasıtasıyla boşaltabilirsiniz.

– Su, iyi bir iletkendir. Özellikle yüksek gerilim hatlarına ya da havaalanına yakın oturan, sık yolculuk yapan, tam otomatize fabrikalarda çalışan, aşırı bilgisayar ve telefon kullanan, daha yüksek risk grubunda olan kişilerin her akşam duş almaları, bedenlerini elektrik yükünden arındırmak adına faydalı olacaktır. Bu mümkün değilse gün içinde sık sık ellerini yıkayabilirler.

– Odalarınızı her gün, günde iki kez havalandırın. Temiz hava girişini sağlayın.

– İş yerinde çalışırken her iki saatte bir, 5’er 10’ar dakikalık aralar verebilirsiniz. Bu aralarda temiz hava alabilir, basit egzersizler yapabilirsiniz. Saatlerce sabit durmaktan, sürekli aynı frekanslara maruz kalmaktan ve kablosuz bir bağlantı kullanıyorsanız aralıksız şekilde anten görevi görmekten iyidir.

– Yine iş yerinizde ya da evinizde bitki yetiştirmeyi deneyebilirsiniz. Özellikle çok büyük kaktüsler radyasyonu alabilir. Kaktüslerin dikenleri havadaki elektriklenmeyi kendisine çeker, dolayısıyla saksısı ne kadar büyükse o kadar çok radyasyon emme kapasitesi vardır. Bunun sebebi bitkinin emdiği radyasyonu topraklamasıdır; zaten bitkinin kendisi de toprak üzerindedir.

– Beyaz ya da pembe kuvars taşlar da radyasyonu toplar. Kuvars taşların yanında ametist taşı da yine kuvars taşına benzer etki göstermektedir. Bunlardan da bulunduğumuz mekanlara yerleştirebiliriz. Ancak bir süre kullanınca bu taşlarda da elektromanyetizma birikmeye başlar; dolayısıyla bu taşları da arındırmak gerekir. Bir gece boyunca toprakta kalması veya tuzlu sulu solüsyonda bir saat kadar kalması, çeşme altında yıkama haftada bir yapılması gerekenlerdendir. Doğal taş satan yerlerden alınabilir. Ancak yattığınız odada bulundurmayı çok doğru bulmuyorum. Çünkü sizin enerjinizi de çekerler. Piyasada çok fazla sahte taş bulunuyor, buna da dikkat etmek gerek.

– Radyasyonu engelleyen telefon kılıflarından edinin. Ayrıca radyasyon önleyici perde ve giysiler de bulunuyor.

– Radyasyona maruz kalmış vücuttaki hücre ve dokuların kendisini tamir edebilmesi açısından beslenme de önemlidir. Bunun için et, süt, yumurta gibi protein ağırlıklı bir beslenme şekli ve özellikle her gün mutlaka bir kase yoğurt tüketimi yararlıdır. Yoğurt, radyasyon nedeniyle vücudunuzun yitirdiği maddeleri yerine koymak için iyidir.

-Radyasyondan arınmanın en geçerli yolu biorezonans terapisidir. Temeli kuantum fiziğine dayanan bir tamamlayıcı tıp metodu olan biorezonanstan birçok hastalığın tedavisinde destek tedavi olarak yararlanılabildiği gibi elektromanyetik arınma ve bağışıklığı güçlendirme adına da yararlanılabilmektedir. Elektromanyetik kirliliğin hücreler üzerinde belli frekanslarda etkileri olur; biorezonans tedavisi ile o frekans aralıklarındaki negatif frekansları temizliyoruz. Ve sonrasında da sağlıklı hücrelere güçlendirici frekanslar veriyoruz. Ayrıca detoks organlarının daha iyi çalışması için destek terapileri uyguluyoruz.
 

 
 
 

Dr. Sinan Akkurt

Yazarımız Dr. Sinan Akkurt, biorezonans tedavisini Türkiye’ye tanıtan isimdir. Dergimiz'de uzmanlık alanı yanında, sağlıklı yaşam konusunda farkındalık yaratan makaleler ele alır.

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın

seo