Moda Haftaları Aslında Ne Anlatıyor?

Moda kavramı literatürde birçok tanımı barındırır. Her kesimde farklı yorumlamaların olması da söz konusu.

“Giyim Modası” diyecek olursak, bunu 3 başlık içinde değerlendirmek gerekir. Birincisi kitleleri peşinden sürüklemeli, ikincisi yenilikleri barındırmalı, üçüncü olarak da geçişi ve dönemsel olması gerekir. Bunlar sağlandığında giysi modası ortaya çıkmış oluyor. Hiç kuşkusuz ki yapılan moda haftaların amacı bize sunulurken aynı zamanda bu öncülleri içinde barındırması olmalıdır.

Bu sunumda alıcı taraf; yani müşteri biziz, sunanlar ise tasarımcılar. Dünyanın büyük bir global pazar haline geldiği şu günlerde bizler müşteri olarak istediklerimize kolay ulaşır, yeri geldiğinde de talebimizi iletiriz. İhtiyacımız neyse ona göre tasarımlar yapılır ya da tasarımcılar ve markalar bu büyük global pazarda etkilendikleri bir takım sosyal olguları, yaşantıları, kişileri, kültürleri, süreçleri tasarım haline getirebilir. Bunlar da tasarımcıyı besleyen en önemli öğelerdir.

GUCCI NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Gucci defilesinde adeta bir şov izledik, kıyafetlerden çok ona yüklenen anlamları düşündük durduk. Bazıları bir tesettür koleksiyonu hazırlamış olduklarını iddia etti, bazıları dini simgelerimizle alay edildiğini öne sürdü. Bazıları da aksesuar olarak kullanılmıştır şeklinde diyerek geçiştirdi. Şimdi olayı başa sararsak; tasarımcıların bir inanç sistemine yönelik yahut da bir ideoloji etrafında tasarımlarını şekillendirmeleri çok mümkün değildir. Eğer bunu yapmak isterlerse kişisel sergi ya da bir gösteri şeklinde yaparak sunabilirler. Gucci, satış odaklı bir marka olduğu için müşterilerin tercihleri onun için önemli olandır, giysileri şekillendirirken bu ayrıntıya dikkat etmek zorunda. Daha sonra işin içine biraz da şov katmak zaten doğasında olandır.

MAX MARA DEFİLESİNDE TESETTÜRLÜ MODELLER…

Durumu bu açıdan yorumlamak gerekir, eğer yok illa da tesettür podyuma taşındı diyorsanız onu da şöyle açıklayayım: Max Mara 2017-2018 Sonbahar-Kış defilesi için tesettürlü manken Halime Aden podyumda yürüdü. Hem de kendi çizgisiyle olduğu gibi tesettürlü haliyle, podyumda açık mankenlerle birlikte yer aldı. Ardından bu haftaki Milano Moda Haftası’nda yine Max Mara Sonbahar-Kış defilesi için Halima Aden podyumdaydı; fakat bu sefer tek değil onun gibi tesettürlü olan Amina Adan ile birlikte markanın tasarımlarını sergilediler.

İlerleyen zamanlarda moda haftalarında tesettürlü mankenleri daha da çok göreceğiz. Önemli olan verilen mesajı düzgün okumak; marka açık kadınlara da hitap ettiği gibi kapalı kadınlara da hitap ettiğini göstermek istiyor. Yani marka burada müşterisinin ihtiyacına yönelik tasarım yapıyor ve hiçbir farklılık göstermeden tesettürlü bir kadının ihtiyacı neyse ona sunmaya yönelik bir koleksiyon çıkartıyor. Açık ya da kapalı ayrımı yapmadan müşterisinin ihtiyacına göre “ben buradayım” diyor. Bu anlayışı ülkemizde yapmaya çalışan bir moda tasarımcısı vardı? Orası muamma, kaldı ki tasarım yarışmalarında dahil tesettürlü tasarım yollamış olsanız dereceye girmeniz mümkün değil. Dediğim gibi dünya global bir pazar, bunu iyi okuyan markalar ve tasarımcılar ihtiyaca göre ürünler ortaya hep koyacaktır. Bu tasarımlar da başka tasarımcıları elbette etkileyecektir. Marc Jacobs’un Sonbahar-Kış 2018-19 defilesinde gördüğümüz gibi, şapka tasarımlarla bütünleşirken şallar eşliğinde oldukça estetik bir görünüm sağlamış.

Evet kısaca bu gelişmeleri podyumda bir devrim olarak ifade ediyorum. Aslını bozmadan ve ihtiyaca yönelik ürünler olduğu müddetçe sergilenmesi gerekir. Gucci markası işin içine biraz şov katmış olsa da Max Mara gibi marka ve tasarımcılar değişen ve gelişen moda anlayışı içinde ihtiyaca yönelik tasarımlarının devamını getireceklerini düşünüyorum.

 

Merve Özbaş

Ayşe Özgün

Moda ve alışveriş kategorilerinde trend stiller ve markalardaki indirimler, kampanyalar hakkında bilgiler sunar. Sağlık uzmanı olan editörümüz uzmanlaştığı alanlarda farkındalık yaratmayı hedefliyor. İletişim: ayse.ozgun@aysha.com.tr

Henüz Yorum Yok

Bir Cevap bırakın